Mert Aydın

Mert Aydın

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İngiliz takımının UEFA Avrupa Ligi finalindeki performansı açıkçası Manchester United ve Tottenham’ın sezon özeti gibiydi. Ne yazık ki iki takım da final uğruna bir gelişim sağlayamadı.
Tottenham’ın mazereti daha geçerli sanki. Sezon boyu teknik direktör Ange Postecoglou’yu zor durumda bırakan sakatlıklar, final öncesinde de Spurs’ün peşini bırakmamıştı. Yaratıcı özellikleri yüksek Maddison ve Kulusevski, maçı tribünden izliyordu. Sakatlıktan yeni çıkan Son ise ikinci yarıda girebildi oyuna.
Zaten bu durumdan dolayı birkaç aydır ultra hücum oyunundan “Çanakkale geçilmez”e dönmüştü hoca. Bissouma önderliğindeki orta saha daha çok fiziksel mücadele yanını ortaya çıkardı. Savunmada Romero gibi zeki bir liderin varlığı da galibiyete götürdü. En kritik anlarda Romero’nun Maguire ile kavga çıkarması boşa değildi.
United ise dağınık bir takım. Ruben Amorim ne yaparsa yapsın hepsi ayrı telden çalan bu grupla gelebileceği yer sınırlı. Eldeki önemli oyuncuların bile değeri düştü. Ve sonunda bir çocuğun bile tahmin edebileceği, “At Maguire’ı forvete” formülüne döndü. Tabii ki bir işe yaramadı. Bruno Fernandes, bir kaptan, bir lider olarak erken pes etti. Amad’ın tek başına çabaları eridi gitti rakip savunmanın arasında. Gol atabilen santrforu olmayan, kalecisinin dakikası dakikasını tutmayan, oyun liderinin yılların mental yorgunluğuyla elini taşın altından çoktan çektiği bir takımın final oynaması bile mucizeydi zaten.
İki takım da yeniden yapılanacak. En azından Tottenham, Şampiyonlar Ligi’ne gidiyor. Hoca meselesini netleştirirlerse bir şekilde düzelebilirler. Gelecek sezon Avrupa’da olmayacak United ise belki de takımı sıfırdan kurmak zorunda kalacak. Bu da Amorim için gerçek bir meydan okuma olacak.