Skorer Monte dei Paschi di Siena

Monte dei Paschi di Siena

28.02.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Monte dei Paschi di Siena

Sienalı, bankayı, banka Sienayı sevmiş, şehir ile banka evlendirilmiş, nurtopu gibi bir basket takımları olmuş. Adını da Montepaschi di Siena koymuşlar. Bankanın her sene yüz milyon eurodan da daha çok euro dağıtan bir vakfı da var. Sienadaki her türlü sanatsal, sosyal etkinliği isterlerse destekliyorlar (Mesela Palioyu). Şu sıralarda Sienanın basketbol takımını. Hoş olan, bu megaloman Siena ve o megaloman Sienalının kurduğu gücün başında bir Türkün olması. Ve de takımdaki en spektaküler oyuncunun da bir başka Türk olması. Bankanın ismi. Monte dei Paschi di Siena. Altında da dal 1472 yazıyor (1472den beri). Rönesans döneminin ilk Floransalı bankerleri, yani o zamanın tefecileri, bunlar da o tefecilerin o yıllardaki Sienadakileri. İtalyanın en eski bankalarından yani. En güçlülerinden de. Mesela 15 bin çalışanı var. Zaten Sienada da elli veya elli bilmemkaç bin kişi var. Mamma li Türkcan SİENANIN Mens Sana Spor Salonunda, potaların birinin arkasında bir beyaz bez asılı. Üstünde "Mamma li Türkcan" (Anneciğim, Türkcan) yazıyor. Mirsad öncesi tüm İtalyada "Mamma li Turchi" (Anneceğim Türkler) denirdi. Ama Mirsad Sienada daha bir sene dolmadan atalarının sözlerini bile o mavi mavi masmavi gözleriyle güncelleştirmiş... PALIO RUHU Önce Ergin Ataman Elli küsur binlik Sienayı, Saporta Kupasına taşıyan adam o. Salonun dışında her yerde kazanan Siena ve Sienalıyı salonun içinde de kazandıran. En kötüsü de kazanmaya alıştıran. Ergini bekleyen en büyük tehlike de bu zaten. Mirsadın sözleri ilginç. "Üç takıma toplam yüz sayı fark atmıştık. Sonra bir kere yenildik. Şehre girerken de müthiş protesto edildik". Mirsad da beni onaylamıyor mu ? Euroleague rüyalarında bile yoktu. Şimdi var. Uyanmak da istemiyorlar, uyandırılmak da. Üstelik bu sene bütçelerini de zorlamışlar. Kısaca Erginin işi zor. Hem de çok zor. Kazanacak, hep kazanacak... Sonra Mirsad Türkcan O bir winner. Kazanmak için her şeyi yapıyor. Aydın Örsün, "Ben ona formayı vermedim, o benden zorla aldı" dediği de tek oyuncu. Onun 15 - 16lı yaşlarda Efes Pilsendeki ilk maçında oyuna girdiği ilk anı anlatırken, yine aynı Örs şöyle diyor: "Ağzından salyalar akıyordu..." Yani Mirsadın bu ruhu ve biraz sonra okuyacağınız Palionun o ruhu... Ve Palio ruhu Palioda da amaç kazanmak. Ama birinci olarak kazanmak. İkincilik de kazanamamak, daha da kötüsü kaybetmek anlamına geliyor. Palioda kazanmak için her yol mübah. rakibe her türlü engelleme yapılabiliyor. Ünlü Makyevelin Floransasına ve o Makyevelin makyevelist düşüncelerine yanlız altmış kilometre uzaktalar. Ya da altmış kilometre yakındalar. Bilmem anlatabildim mi ? Siena Özel Siena-Palio Bu hafta Sienada Türk haftası var. Ülker var, Ülkerliler var, Ergin Ataman var, Mirsad var. Yani Türkler var, hatta Karşıyakalı bizim Stefanov, ex Galatasaraylı Mitchell da var. Yani küçük Sienanın içinde küçücük bir Türkiye var. Ve turistten bıkan antik Sienanın dolar ve euro akan romantik sokaklarında da Fiat Sienalar, Fiat Paliolar var. Aaaa, o Siena bu Siena mı, ya da o Palio bu Palio mu diyorsunuz, değil mi ? Evet sayın Turizm Bakanı. O Siena bu Siena, o Palio da bu Palio. Çünkü İtalyanın Sienaya, Palioya hâlâ ihtiyacı var. Çünkü İtalyanın bir turizm politikası var. Yine Toscanadayım. İstanbuldan sonra en bayıldığım yerde. O Toscananın da o Sienasında. Hani Palionun şehri. Bir sene hazırlanılıp, bir dakika süren Sienanın o geleneksel at yarışı. (En çok Japonlar yapıyor. Palioyu izlemek için taaaa Japonyadan geliyorlar, sonra sıkışıp tuvalete gidiyorlar, sonra da Palioyu izleyemeden taaa Japonyaya geri dönüyorlar). Sanki Interbahçe İstanbuldan da görünüyordu, ama Sienadan daha da net görünüyor Milano, Inter de. Mesela Interdeki Hasan Şaş da. Giderse belki her senesinde garanti iki milyon dolar. Ama Inter bu. Her sene başında da oraya ne Hasanlar, ne Şaşlar dolar. Ona benden kıyak bu kadar. Gerisini o, menajeri, ailesi ya da şusu busu bilir. Bundan sonra Şaş nereye, nerede, ne kadar...Inter demişken. Sanki Milanonun Fenerbahçesi. Ya da Fener, İstanbullu Inter. Bir dörtlükle Made in Bilgin bağlayalım. Antrenörün, futbolcunun biri gelip, biri gider. En çok kalan Hector Cuper. Ya bu sene şampiyonluk hasretleri biter, ya da sezon sonu Arjantinli de gider. Ne Intermiş be denir mi bilmem. Ama denmezse de ben dedim bile. Sanki başkanları Massimo Moratti, gizlice anlaşmış Aziz Yıldırım ile. Önce Hakan Şükür, sonra Emre (oh çok şükür), sonra Okan (olsun, ona da şükür). Şimdi de Hasan Şaş ! Hani sanki iyiki Galatasaray var, Allaha çok şükür. Hakanın İtalyadaki sonu, başından belliydi. Emrenin böyle olacağının 15, 16sında belli olduğu gibi. Okan bir var, bir yok. Zaten o eski Okan da yok. (Çok kazanıyor ama her gün futbolundan da çok kaybediyor). Heeey sen İmza: Ben İTALYADA beni görenler, seni soruyorlar. Sonra da ona selam söyle diyorlar. Yani cismin olmasa da ismin hala benle İtalya sokaklarında. SERİ İLANLAR Cumaları ise Milliyetteyiz (Başka şubemiz yoktur.) Pazartesi - Çarşamba 09.30 - 10.00 Radyo Dde bilgingokberk@mail.com İmza: Köyün Delisi