Milan Baros’u ‘silme’ planı!...
Galatasaray doksan dakikada 500’e yakın pas yapıyor. Bursaspor ise yarısı kadar. Ancak bu 500 pasın içinde bir tane Yusuf pası var mı?
Galatasaray şanslı bir günündeydi. Hakikaten şanslıydılar... Bir takım ancak sahaya bu mantaliteyle, bu oyuncularla böyle dizelerek çıkar.
Teknik adamlar takımlarını ve futbolcularını iyi değerlendirmesi gereken insanlardır. Galatasaray; Nonda, Baros, Arda ve Lincoln’le dörtlü düşünüp, iyi hücum ettiğini mi sanıyor? Galatasaray, iki santrforla, sıfır santrfor gibi oynuyor. Baros’u hücumda tek kullandığı zaman da bir kişiden fazla işler yaptırıyor. Nonda ile Baros’un bir arada oynamaları, etkili olmaları mümkün değil. Bu diziliş, bu tercihler, ‘Baros’u yok etme’ planıdır.
Bu tercihlerle hem hücumunu sıfırlıyorsun hem orta sahadaki mücadele gücünü asgariye indiriyorsun. Lincoln ve Arda ile Baros’un yanında etkili olmak varken, Nonda var diye onları kaleden uzaklaştırıp, orta sahayı rakibine veriyorsun. Bunlardan istifade etme şansını en aza indiriyorsun sonra da maç kazanayım diye bekliyorsun. Böyle bir şey söz konusu bile değil.
Bütün bunlara ilaveten Yusuf gibi bir futbolcuyu nasıl bu kadar rahat oynatıyorsun? Yusuf, Bursaspor’un değil oynadığı her takımın can damarıdır. Yusuf’a sahada belki kendi hocasının tanımadığı serbestliği tanıyorsun...
Size küçük bir örnek vereyim. Ben istatistiklere çok yoğun ilgi duyan bir yapıda değilim. İstatistikler sadece belli şeyler için değerlendirilebilecek verilerdir. Ancak şuraya bakın. Galatasaray 90 dakikada 500’e yakın pas yapıyor. Bursaspor ise sadece yarısı kadar. Bu 500 pasın içinde bir tane Yusuf pası var mı? Olması mümkün mü? En etkili pası bir defans adamı olan Meira hücuma katılarak Baros’a oynadı. Diğer paslar ‘masal’ dediğimiz cinstendi.
Masalların gerçekle bir ilgisi yoktur. Yalnızca dinleyenlere hoş gelir. Galatasaray’ın da çok pas yapması rakip kaleye fazla gittiğini, etkili olduğunu gösteren bir faktör değildir.
Bursaspor girdiği pozisyonları gerçek manada kullanabilse çok farklı bir skor ortaya çıkardı. Onun için, “Galatasaray’ın şanslı günü” diyorum.
Arda, Galatasaray’ın en önemli silahlarından biri, ama 45 dakika hiçbir etkinliği olmadı. Ancak ikinci yarıda oyunda Arda gibi vardı. Galatasaray bu anlayışla maçlarını ne rahat kazanabilir, ne de kalesinde birçok gol pozisyonu yaşamaktan kurtulabilir.
Bursaspor puan kaybetseydi yazık olurdu. Galatasaray’ın defansında yaşadığı sorunlar bu maçta ortaya çıkmadı. Konyaspor maçında da vardı. Amatör takım hüviyetindeki Bellinzona ile yapılan iki maçta da problemler yaşandı. Galatasaray böyle oynamaya devam ederse de kalesinden pozisyonlar eksik olmayacak.
Kısacası Galatasaray ne hırsıyla, ne saha dizilişiyle, ne futbolcu tercihleriyle, “Ben bu ligde şampiyonluğa oynarım” diyemiyor. Bu görüntüsüyle demesi de zor...