Bu ülkedeki bir sportif şampiyonanın içerisinde olmaktan utandığını açıklıyorsa Lucescu, Süper Lig'in ikinci yarısının ilk haftasındaki tüm oyunlar bir kenara bırakılarak, öncelikle bu irdelenmeli.
Romanya ve İtalya'da yakınından bile geçemediği, belki de hayal bile edemediği başarıları Türkiye'de yaşayan Lucescu'nun, artık istifa etmeyi ve bu ülkeyi terk etmeyi düşündüğünü söylemesi hem düşündürücü hem çok önemli.
Çünkü, Pazar akşamına kadar geçen üçbuçuk sezonluk sürede Galatasaray ve Beşiktaş'ın başında çıktığı 119 maçın 86'sında sahadan galibiyetle ayrılan biri söylüyor bunu. Aynı federasyon, aynı hakemler, aynı medya ve onun deyimiyle aynı eğitimsiz seyircilerle iki şampiyonluk yaşayan, yüzde 81'lik bir başarı ortalaması tutturan biri söylüyor...
Oysa, Türkiye serüveninde yalnızca teknik adamlığı değil, kişiliği ile de hep göklere çıkarıldı, örnek olarak gösterildi Rumen çalıştırıcı. "Atlar ve köpekler" benzetmesi yaptığında, Strum Graz maçında 2-2'lik skora etiğe aykırı biçimde yattığında, bu sezonun 12. haftasında Gençlerbirliği'ne attıkları fair play'e yakışmayan golü kaale almadığında bile mazur görüldü. Hemen her puan kaybı sonrası hakemlere veryansın edişi büyütülmedi, Rizespor maçının tekrarını oynadı diye Daum'u 'utanmaz' ilan etmesi bile eleştirilmedi...
Kimse kusura bakmasın; Süper Lig'in ikinci yarısının ilk haftasında oynanan tüm oyunlar bir yana, Lucescu bir yana... Şampiyon oldukları geçen sezon ve lider bitirdikleri bu sezonun ilk yarısı boyunca oynadığı 51 maçın 39'unu kazanan, yalnızca birinde sahadan yenilgiyle ayrılan ve son 41 haftanın 38'inde liderlik koltuğunda oturan bir takımın hocası değil mi Lucescu? Peki, pazar gününe kadar pek şikayetçi olmadığı bu şampiyona, nasıl oldu da birden bire tiksinilecek kadar kirlendi! Süper Lig'in en sert, hatta en kasıtlı futbolcularından biri olarak gösterilen Zago'nun 45. lig maçında ilk kırmızı kartını görmesi, bu ani kirlenmeyle mi ilgili! Takımı 11 puan farkla liderken, bu fark en kötü ihtimalle 8'e inecekken, yani ortada fol yok yumurta yokken, bir haftadır yöneticileriyle birlikte ortamı germesi, büyük bir taktik hata değil mi? Yoksa, verdiği bu anlaşılmaz ve yakışıksız tepkiler; futbolcularını, taraftarlarını hırslandıracağını düşündüğü 'tansiyonu yükseltme' hamlesinin geri tepmesi nedeniyle mi?
Mircea Lucescu ayrılma konusunda ciddiyse eğer; Türkiye'yi terketmeden önce, Samsunspor karşısındaki Beşiktaş'ın neden uzak ara lider bir ekip gibi değil de, küme düşmeme mücadelesi veren bir takım gibi davrandığının hesabını vermeli!..
HAFTANIN PORTRESİ
Zafer Biryol / Konyaspor
Bir ordunun vurucu timi olarak, en iyi hücum silahları ile donanımlı olmasına rağmen, Süper Lig'in süper güçlerinin dikkatini çekme konusunda aynı başarıyı gösteremiyor. Ancak bunları düşünmek için vakit kaybetmiyor, ayaklarının pas tutmaması için gollerini sıralıyor. Geçen sezon Göztepe'de 8 kez ağları havalandıran Zafer Biryol, Konya'da patlama yaptı, 18 haftaya 12 gol, 4 asist sığdırdı. Yolladığı iki güdümlü füze ve silah arkadaşı Cenk'e yaptığı mühimmat desteği ile Trabzon kalesinin imha edilmesinde baş rolü oynadı. Ayaklarını bir balet rahatlığıyla kullanan, mütevazılığı elden bırakmayan Zafer hayran kitlesini katladı.
HAFTANIN KARMASI
Volkan (Fenerbahçe)
Ramazan (Diyarbakır)
Johnson (Gaziantepspor)
Hamza (A.Sebatspor)
İlyas (Malatyaspor)
Erman Özgür (A.Sebatspor)
Altan (Konyaspor)
Şenol (Gençlerbirliği)
Zafer Biryol (Konyaspor)
Faruk Namdar (Ankaragücü)
Umut (Ankaragücü)
HAFTANIN TAKIMI
KONYASPOR: İlk yarıda verim alınmak için her yolu denenen bahçe, beklenen ürünü vermemişti, devre arası nadas gibi geldi, daha ilk maçta çiçekler yeşerdi. Kontratak futbolunun başarılı temsilcisi, beğeni toplayan mücadelesiyle Avni Aker'de Karadeniz fırtınasını da bastırdı, vitrinin en göz alıcı köşesinde yerini aldı.
HAFTANIN HOCASI
Tevfik LAV (Konyaspor): Ankaragücü ile yollarını ayırmasında, saha içi dengelerinden çok, tribünlerin doldurduğu kulak uğultusunun payı vardı, kısa süreli Süper Lig hasretinden sonra Konya'da demirledi. Trabzon karşısındaki taktire değer oyun ve net skor, onun futbolcularına yeteneklerini doğru kullanması konusundaki öğretilerinin eseriydi.
HAFTANIN HAKEMİ
Cem PAPİLA (Beşiktaş - Samsun): Genç hakemin yönetimi derslikti, hakem seminerleri için bulunmaz örnekler verdi. Cesareti, özgüveni alkışlanacak nitelikteydi, çıkardığı kırmızı kartlar, biri dışında yerindeydi. Ahmet Yıldırım'daki talihsizlik gülün dikeniydi. Tepkiler daha önce benzer davranışlara farklı yaptırımlar uygulandığı içindi.
| Futbolcu | Takım | Maç | Gol |
Van Hooijdonk | Fenerbahçe | 18 | 15 |
Serkan Aykut | Samsunspor | 14 | 14 |
Zafer Biryol | Konyaspor | 18 | 12 |
Tuncay Şanlı | Fenerbahçe | 16 | 11 |
|
| Futbolcu | Takım | Maç | Gol Pası |
A.Yordanov | İstanbulspor | 16 | 10 |
Ali Tandoğan | Gençlerbirliği | 16 | 8 |
Necati Ateş | Adanaspor | 16 | 7 |
Filip Deams | Gençlerbirliği | 16 | 7 |
Miika Aleksi | Denizlispor | 18 | 7 |
M.Yozgatlı | İstanbulspor | 18 | 7 |
|
| Futbolcu | Takım | Maç | Gol |
Fevzi Tuncay | Malatyaspor | 13 | 13 |
Botonjic Damir | G.Birliği | 12 | 13 |
İke Shorunmu | Samsunspor | 12 | 14 |
Oscar Cordoba | Beşiktaş | 14 | 15 |
Recep Biler | Fenerbahçe | 12 | 15 |
M.Petkoviç | Trabzonspor | 12 | 15 |
|
KART CEZALILARI Kırmızı kart: Zago, Ahmet Yıldırım, İbrahim, Pancu, İlhan Mansız (Beşiktaş), Hasan Üçüncü (Trabzonspor)
Sarı kart: Cem Can (İstanbulspor)
HAFTANIN SONUÇLARI Diyarbakırspor - Galatasaray: 0 - 0
Denizlispor - Akçabaat Sebat: 1 - 2
Erman Özgür (Dk. 72), Muzaffer (Dk. 84), Ömer Rıza (Dk. 90 + 1)
İstanbulspor - Fenerbahçe: 0 - 1
Luciano (Dk.13)
Trabzonspor - Konyaspor: 0 - 3
Z.Biryol (Dk.25 ve 62), Cenk (Dk.65)
Gaziantepspor - Bursaspor: 3 - 2
Mustafa (Dk.35), Johnson (Dk.45), Tamer (Dk.50), Hasan Özer (Dk.64), Onur (Dk.80)
Ankaragücü - Çaykur Rizespor: 4 - 1
Umut (Dk.14), Faruk Namdar (Dk.44, 48 ve 78), Okan (Dk.79)
Elazığ - Gençlerbirliği: 1 - 1
Mustafa Özkan (Dk.21), Yunus (Dk.75)
Malatyaspor - Adanaspor: 2 - 0
İlyas (Dk.31), Mehmet (Dk.62)
HAFTANIN MAÇLARI TÜRKİYE KUPASI / Çarşamba: Bursa-Konya, İstanbulspor-Ankaragücü, V.Manisa-Denizli, Gençlerbirliği-Malatya, Diyarbakır-Trabzon, G.Antep-Beşiktaş, G.Saray-Ç.Rize, Perşembe: Samsun-Fenerbahçe, SÜPER LİG / Cumartesi: G.Saray-G.Antep, Pazar: Ç.Rize-Denizli, Bursa-Beşiktaş, G.Birliği-Diyarbakır, Konya-Elazığ, A.Sebat-Malatya, Samsun-Ankaragücü, Adana-İstanbul, Fenerbahçe-Trabzon
ALKIŞ ALANLARAykut değil yakut! İnönü Stadı'nda gerilim dorukta... Tribünlerdeki bazı gruplar terbiye sınırlarını zorlayarak, soğuk havayı ısıtmak için tepkisel ve küfürsel tezahüratlarla rakiplere göndermelerde bulunuyor. Beşiktaş, futboluyla seyirciyi rahatlatmak yerine ne acı ki onlara ayak uydurmayı tercih ediyor, eksik kalınca da çatacak yer arıyor. Bu noktada Samsun kaptanı Serkan Aykut devreye giriyor, hırsını bir türlü dizginleyemeyen rakiplerinin önünde yangına körükle gidilmesini önlüyor, arkadaşlarının ölçüyü kaçırmasına mani oluyor. Eski gol kralı, yaraların daha da büyümemesi için gösterdiği çabayla bu alanda da tacı hak ediyor.
KARA TAHTAİbrahim hepimizi üzdü! Yaşamda yerleşik bir kural var, nedendir bilinmez, dikkate almak pek kimsenin aklına gelmez. Futbolcu da, bundan nasiplenmez. Öfke ile kalkanın zararla oturacağı düşünülmez. İbrahim, sürat yarışına girdiği Cesar'ı karga tulumba yere indiriyor, kendisini saha dışında buluyor. Öfkesinin önüne geçmesi beklenirken lafa delikanlılıktan giriyor, siniri yüzüne yansımış, ağzından kabadayılık jargonundan hatırladığımız sözler dökülüyor. İbrahim Üzülmez'in arkadaşlarının taktığı "Deli İbrahim" lakabından az da olsa etkilendiğini düşünüyoruz, çünkü böyle bir davranışı milli oyuncuya hiç mi hiç yakıştıramıyoruz.
HAFTANIN SÖZÜSPORBİLGİLİ YORUM!At yarışlarıAvrupa LigleriTekel son nefeste: 76-77İKİNCİ LİG PUAN DURUMUMemo mola aldı!Filede dünOlmadı Lucescu'Biz de suçluyuz'Fenerbahçe soyulduÜmit'in suyu ısındıİnce eleyip sık dokuyorPortekiz yasa boğulduAltın adam NihatMark da düştü!Alpay, Kore'de yuva bulduMindere müjdePendik şaşırttıAnadolu turu...Başımıza yıkıldı