Ben bu tür yazılar yazmayı çok sevmem. Ama artık öyle bir noktaya geldik ki dayanılacak gibi değil...
Bu Falcao kalp krizi mi geçirdi, yoksa organ nakli mi yaptırdı! Bırakın sahada goller atmasını, idmana bile çıkmıyor. Gerçekten hafta sonu oynanacak Çaykur Rizespor maçında olmayacağı açıklanınca çok sinirlendim.
Aynı durum Diagne için de geçerli... Bonservisine fazla para verdiler, fazla maaş alıyor... İşin bu noktasında değilim. Galatasaray yöneticileri, Senegalli golcüyü transfer ettiler. Parayı kimsenin tartışmasına gerek yok. O zaman attığı gollerle, fizik gücüyle bu parayı hak ediyordu. Burada önemli olan Diagne şu anda ne yapıyor, kulübe nasıl bir katkı veriyor...
Evet en kolay iş Fatih Terim’i eleştirmek. Hadi bakalım bu futbolcuları dünyanın en iyi hocası gelsin oynatsın, nasıl oynatacak? Satmaya kalksan satamıyorsun, alan yok. Geçen sezon olacak iş mi? Club Brugge, Paris Saint Germain maçında penaltı kazanıyor ve kaptan atışı kullanmak için hazırlanıyor. Diagne ise kendisini itiyor ve ‘ben atacağım’ diyor. Kaptan, olay yaşanmasın diye sesini çıkarmıyor. Diagne de topu dışarı atıyor. Daha sonra soyunma odasında olay çıktı. Bunun sonucunda da Senegalli futbolcuyu oradan kovdular. Milli takım hocası ise onu takıma almıyor. Diagne’nin düzelmek için en ufak bir gayreti yok.
Hadi Falcao 35 yaşında, son dönemini yaşıyor. Diagne en verimli olacak yaşında. Ama hiçbir katkısı yok, hiçbir gayreti yok. Galatasaray son senelerde yaptığı transferlerin hiçbirinden yararlanamadı, bu bir gerçek. Ben transfer kavgalarının hiçbirine katılmıyorum. Futbolcu Florya’ya adım atıyorsa onu Fatih Terim de, yönetim de istiyordur. Bütün kiralanan futbolcular, bonservisle alınan oyuncular hiçbiri verimli olamadı.
Bu seneki transferlere de bakıyorum. Emre Akbaba’ya umut bağlıyorsun, tribünler de seviyor. Ben onda en ufak bir ışık göremiyorum. Emre Kılınç’tan çok umutluydum. Onun da beklenen katkısı yok. Ömer Bayram da sıfır çekiyor. Şu anda Galatasaray takımının olmazsa olmazı Arda Turan, Taylan ve Belhanda... Bir de bunlara kaleci ve iki stoper eklenebilir. Sarı-kırmızılılar başka Taylanlar bulup almalıydı. En büyük sorun da Galatasaray’a gelen futbolcunun imzayı attıktan sona hedefi bitiyor, “Ben nasıl olsa bu büyük kulübe geldim. Oynasam da oynamasam da oluyor” diyor.
Bu düşünceyi yönetim ve Fatih Terim birleşerek bitirecekler. Şu durumda herkes umutsuzluğa düşüyor, taraftara yazık oluyor.
Müthiş bir derbi olacak
Bugün taraflı tarafsız herkesin kabul etmesi lazım. Fenerbahçe’nin kurduğu kadro, Süper Lig’in üstünde. Daha tam olarak isteneni veremese de futbolcuların gayreti, motivasyonu, camianın birliği, beraberliği sarı-lacivertli takımı ileri doğru itiyor. Hele de bu kendi sahasında oynanacak bir derbiyse kıran kırana bir mücadele izleyeceğiz.
Aynı şekilde Beşiktaş ve Teknik Direktörü Sergen Yalçın... Kesinlikle pes etmeyecek, inatçı bir hoca. Kendisini uzun yıllardır tanırım. Ölür, ama pes etmez. Hatırlayın Chelsea maçını. Deplasmanda oynayacaktı Beşiktaş bu karşılaşmayı. Maçtan önce Sergen ile konuşurken “Nasıl başa çıkacaksın Chelsea’yle” diye sormuştum. O da bana “Kafana takma, yener geliriz” demişti.
Aynı şekilde Başakşehir maçı... Takımda birçok eksik olmasına rağmen futbolcuların hırsı, savaşçı ruhu, kazanma isteği Beşiktaş’ı başka yerlere getiriyor.
Evet Fenerbahçe’nin kadrosu çok iyi, ama ben Sergen Yalçın’ın çalıştırdığı Beşiktaş’ın kazanmasının da sürpriz olacağını düşünmüyorum.
Bravo Serdar Tatlı’ya
İnanın bu yeni dönemde maçlara atanan hakemlere bakıyorum ve sonuna kadar MHK Başkanı Serdar Tatlı’ya ‘Helal olsun’ diyorum. Türkiye’deki en zor görevlerden birisi MHK Başkanlığı... Hakemlerimize bakıyorsun Avrupa’da maç yönetiyorlar, hepsi yıldız. Türkiye’de düdük çaldıklarında camialar biribine düşüyor, her maçta bir sürü hata yaşanıyor.
Şimdi Serdar Tatlı ne yapıyor? Neşter elinde ve bu neşteri vurdu, ‘Hata yaparsa genç hakemler yapsın’ dedi. Hiç olmazsa hepimiz biliyoruz genç isimler kötü niyetli değil. Hata tabii ki olacak. Ama bu yaptıkları hata tartışılmayacak bile. Benim görüşüm MHK Başkanı Serdar Tatlı’da koca bir yürek varmış. Dışarıya kulaklarını tıkamış, görevini yapıyor.