Puan cetveline baktığı zaman Galatasaray’ı düşme hattının yalnızca üç puan üstünde gören taraftar çıldırıyor! Galatasaray’da yaşananın özeti bu...
Fatih Terim son Giresun maçına kadar eleştirildi, ‘Hoca neden bu takıma iyi futbol oynatmıyorsun’ diye tribünlerden tepki geldi. Bu gayet doğal. Ardından Torrent ‘takımı düzelteceğim’ diye geldi, o da şu ana kadar başarılı olamadı ve eleştiriler artarak devam ediyor. Ve takım maç kazanıncaya kadar da bu süreç devam edecek. Kadroda sıkıntı var, bunu kabul ediyorum ama bu durum temcit pilavı gibi hep önümüze konmamalı. Olan olmuş artık, bundan sonrasına bakmak lazım.
Benim en çok üzüldüğüm Galatasaray’a hizmet eden herkes itibarsızlaştırılıyor. Şu an bakıyorum bir kısım insanlar Terim’i desteklerken, diğerleri ‘bu enkazı sen yarattın’ diyorlar. Aynısı Başkan Burak Elmas için de geçerli. Altı ay önce ‘kahraman’ ilan edilmişti, bugün ise ‘istenmeyen adam’ konumunda. Bu doğru bir şey değil. Fatih Terim de bugüne kadar profesyonel anlamda olsa da çok büyük hizmetler verdi. Elmas’ı da kongre üyeleri seçti. Hiçbiri havadan uçarak gelmedi.
Önceki gün Başkan Burak Elmas’ın Okan Buruk için söylediği sözlere de katılmıyorum. Gereksiz laflar... UEFA Kupası’nın posterinde, şampiyonluklarda Buruk’un da fotoğrafı ve emeği var. Torrent yeni geldi. Büyük ihtimalle sezon sonuna dek devam edecek. Yeni bir teknik direktör arayışı yokken, Okan Buruk’un bile itibarsızlaştırmaya çalışılması hiç hoş değil.
Sonuçta mart ayında mali kongre var. Bu kongrede ibrasızlık çıkarsa Başkan Burak Elmas sezon sonu ayrılır ve seçim mayıs ayından önce yapılmaz. Prosedür böyle söylüyor. Domenec Torrent ise sezon sonuna kadar devam eder.
Taraftarın, camianın sıkıntılı olduğunu biliyorum. Ama ne olursa olsun, hiç olmazsa mart sonuna kadar bu eleştirileri bitirmeleri gerekir. Kayserispor maçının 30. dakikasında Berkan ve Taylan tribünlerden protesto görüyor.
Maçın bitmesine 60 dakika var. Zaten kapasiteleri belli. Elleri, ayakları birbirine dolaşıyor… Zararı kim görüyor, Galatasaray... Buna rağmen rakip kaleye 26 şut atılmış. Futbolcuların hepsi her şeylerini sahaya koydu. Kayseri kalecisi Bilal en az 4 tane yüzde 100 gol olacak topu çataldan çıkardı. Bu da futbolcuların şanssızlığıydı.
Göztepe ve Rizespor maçları Galatasaray’ın bu sezon oynayacağı en önemli karşılaşmalar. Bu iki maçta alınacak galibiyetler biraz olsun eleştirileri bitirir, takıma da özgüven getirir. Ama bunun olması için taraftarın desteği şart. Artık eleştirileri bir kenara koyup, kimin kime karşı hıncı, kini varsa bunu askıya alıp, takımına destek olması gerekir.
Montella’yı alkışlıyorum
Bu sezon aklımda kalan en önemli maç, Adana Demirspor-Beşiktaş karşılaşması oldu. Bilhassa Adana Demirspor kanadında bu takımı yaratan, böyle kaliteli, tempolu futbol oynatan teknik direktör Vincento Montella’yı kutlamak lazım. Lacivert-mavili futbolculara bakın çoğu takımlarında sorun yaşamış oyuncular. Bu futbolcuların hepsini parlattı.
Her şeyden önce bütün takım tek vücut olmuş. Tüm futbolcular birbirine yardım ediyor. ‘Sorunlu’ diye bildiğimiz Balotelli bile, takımı kazansın diye adeta kendini paralıyor. Ne söyleyeyim, ben böyle başarılı teknik adamlara saygı duyuyorum.
Edin Visca’ya hayranım
Futbolumuzun belki de en istikrarlı ismi. Türkiye’ye geldiğinde takımı alt ligdeydi. Birlikte büyüdüler. Başakşehir ile şampiyonluğu elde etti. Hiç sorun çıkardığını duymadım, tam tersi hep çözüm adamı oldu. Trabzonspor, devre arası Edin Visca’yı transfer etti. Son üç maçta 4 gol atıp, 9 puan kazandırdı. Ve işin en güzel tarafı, bütün takım arkadaşları Boşnak futbolcuyu sanki 40 yıldır bordo-mavililerde oynuyormuş gibi kucaklayıp bağrına bastı. Helal olsun Visca’ya… İyi ki tercihini Trabzonspor’dan yana kullandı. Abdullah Avcı ile beraber futbolu daha da büyüyecek.
