Şansal Büyüka

Şansal Büyüka

sansal.buyuka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Rossi seviyesinin çok altında iki berbat vuruş yapmasa, Valencia uygun durumda kafayı üstten dışarı vurmasa, İrfan Can’ın şahane frikiği direkte patlamasa, en önemlisi Fenerbahçe’nin iyi bir santrforu olsa, daha ilk yarıda tabelada dört gol, tribünde ve ekran başında Fenerbahçe’ye gönül verenler zevkten dört köşe olurdu.
Ama golcü yok golcü... Bunu bağırmaktan dilimizde tüy bitti. Yazmaktan parmaklarımız nasır tuttu, klavyemizin tuşları eskidi. Beş yıl önce böyleydi, beş yıl sonra gene böyle... Fenerbahçe’nin adına yakışacak, Fenerbahçe’nin büyüklüğünü taşıyacak, vurduğu gol olacak, saç-baş yoldurmayacak, “Baba” bir golcüsü yok.
Ali Başkan belki de toplamda 100’e yakın transfer yaptı. Keşke üç-beş futbolcu az alsaydı da, onlara verdiği paraları gözünü kırpmadan bu derdi kökünden çözecek bir golcü için harcasaydı. Bunu yapmadı Ali Başkan, belki de yapamadı.
Üstelik, boşa çıksın, bedeli ucuzlasın diye beklersen, kararsızlık ve ekonomik sıkıntılar sonucu geç kalırsan “sona kalan dona kalır” misali iyi adam bulamıyorsun.
Buldukların son dakika transferleri olduğu için sezonun en önemli maçlarında oynatamıyorsun. İşte Pedro; aldın oynatamadın. Sonuçta Valencia ile bırakmıştın, Valencia ile başladın. Kaldı ki, Valencia Fenerbahçe‘nin hücumdaki tek umudu gibi göründü. O da penaltıyı kaçırıp bir çuval inciri resmen berbat etti.
Jorge Jesus; büyük hoca, ama Tanrı değil... Biz her yaptığını kutsar olduk. Fenerbahçe kalesine gelmeyen Dinamo Kiev karşısında iki ön stoper Arao ve İsmail Yüksek ile oynadı. İkisi de rakibi bozan oyuncular...
Oysa Fenerbahçe’nin oyunu kuran futbolcuya daha fazla ihtiyacı var. Aarao, sanki yeni Gustavo...
Savunmaya gömülü oynuyor, elbette hocası istediği için... İsmail Yüksek’i ilk defa bu son iki Dinamo maçında izledim.
Fenerbahçe on birinin oyuncusu mu, tartışırım. İkinci sarıdan gördüğü kırmızı kart tam bir acemilikti. Maçın kaderini belirledi. Eğer Jesus kontenjanından oynamayacaklarsa ne Aarao, ne İsmail Yüksek, Crespo’yu asla kesemezler.
Özellikle bu maçta, oyunu kuran, rakip savunmanın arkasına sızan, ceza alanı çevresinden iyi vuran, gole akraba olan, futbolu iki yönlü oynayan Zajc’ın görev yapmasını beklerdim. Geçen yılın en iyisi olan ve sezonu 9 golle kapatan Zajc bu sezon “yok hükmünde...” İnanılır gibi değil...
Açıkcası ben Fenerbahçe orta sahasında Crespo, Zajc, Mert Hakan üçlüsünü arıyorum. Doğru giden bir orta üçlüyü bozmak hocalık marifeti olamaz. Gol için çare aranan dakikalarda bile Arda gibi yaratıcı bir futbolcu oyuna giremiyor. Jesus, önceliği kendi aldırdığı futbolculara vermek zorunda değil...
Jesus’un belki de tek doğru hamlesi, çalım sevdası yüzünden aldığı her topu rakibe kaptıran Emre Mor‘u 15 dakika içinde oyundan alması oldu. Emre iyi futbolcu ama bu kafayla zor...
Elbette Joshua King... Sanki yeni bir hayal kırıklığına yelken açıyor gibi...
Umarım yanılırım. İrfan Can, direkten dönen frikiğinde kalitesinden süper bir örnek verirken, akan oyunda bu kalitenin kırıntısını gösteremedi.
İtalyan hakem, Fenerbahçe’nin bal gibi golünü yedi. Gol öncesi Valencia’nın faulü yoktu, rakibi dengesiz hareketle topu kaptırmıştı. Irrati önce kararsız kaldı, belki de yardımcılardan uyarı alıp golün üstüne yattı.
Büyük bir golcüyü bir türlü alamazsan, aldığını geç kaldığın için oynatamazsan, bunun sonucu, penaltı dahil yarım düzine gol kaçırırsan, hoca olarak transferini istediğin oyunculara öncelik tanırsan, geçen yıldan iyi giden işleri hocalık egosu ile bozarsan; olacağı budur. Büyük Fenerbahçe taraftarı bu hayal kırıklığını hak etmiyor.
Jesus büyük hoca olabilir ama Tanrı değil...