Şansal Büyüka

Şansal Büyüka

sansal.buyuka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe sezonun en iyi başlangıcını yaptığı maçta kontrolü eline almıştı ki, daha ilk çeyrekte çıkan kırmızı kartla bir çuval incir berbat oldu.
Siopis-İrfan Can ikili mücadelesinde İrfan Can’ın ayağı toptan sonra Siopis’in bileği ile buluştu. İrfan Can o ayağı çekebilir miydi, çekemez miydi, çoğu insan elbette gönül verdiği renge göre konuşacak.
Açık konuşayım, yazı yazacağım için, televizyonlarda program yapan çok önemli tam dört eski hakeme sordum. Dördü de kırmızı için “yanlış” dedi. Hatta içlerinden biri, “VAR bu işe ne karışıyor?” dedi. Bir diğeri “skandal” yorumunu yaptı.
Daha sonra baktım 19.25’te eski FIFA hakemimiz Ahmet Çakar’ın “Bu gece Türk hakemliğinin bittiği gecedir. Bu kırmızı kart TFF’nin ve MHK’nin Fenerbahçe’den intikam alma arzusunun ayyuka çıktığı gecedir” mesajı sosyal medyaya düştü.
Maçtan sonra Aspor’da Erman Toroğlu’nu dinledim. Erman Hoca, “Kırmızı kart tamamen doğru” dedi.
Kırmızı kart kararı doğru ya da yanlış, hatta varsayalım bir çuval inciri hakem Zorbay Küçük berbat etti. Ancaak; başkanın Ali Koç maçtan bir akşam önce “Hakemin iyi niyetinden kuşkuluyum” demişken, hakeme bu şansı niye verirsin, hakemin değirmenine niye su taşırsın İrfan Can?
Hayret, Trabzonspor’la on bire on bir oynarken bile başa çıkmak zorken, Fenerbahçe bir eksik oynamasına rağmen genellikle üstün olan ve oyunu kontrol eden taraftı. Ama golü yiyen de Fenerbahçe oldu. Çünkü kabul edelim ki, Trabzonspor’daki kaliteli ayaklar Fenerbahçe’de yok.
Fenerbahçe özellikle sağdan Osayi Samuel ve Mert Hakan ile çok bindirdi. Bu baskı sırasında Szalai’nin arka direkteki kafasını kaleci Uğurcan’ın mükemmel kurtarışı, dönen top Serdar Dursun’un ayağından ağlarla buluşmaya giderken, Ahmetcan’ın çizgiden çıkarması maçın akılda kalan çok önemli kader dakikalarından biriydi.
Ligin en iyisi olan iki stoperin Edgar Ie ile Vitor Hugo yokken, ligin bir başka en iyi orta saha adamı Marek Hamsik sakatken, böyle diri ve ayakta kalmak çok kolay değil... Ama Trabzon takımında öyle bir kadro mühendisliği, öyle bir hoca, öyle bir kalite var ki, dokununca “kartondan kale” gibi yıkılmıyor, hatta sallanmıyor bile...
Fenerbahçe’nin neredeyse bir maçı bir eksik oynamasına rağmen, Trabzonspor’dan en az üç gömlek daha iyi mücadele ettiğini söylemeliyiz. Açıkcası bu maçı kaybetse hakça olmazdı.
Buna rağmen, Trabzonspor son on dakikada Nwakaeme üç metreden topu direğe nişanlamasa, uzatmalarda Visca çerçeveyi bulabilse, maçı kazınıp giden taraf olurdu.
Fenerbahçe’de Osayi Samuel, Mert Hakan, Zajc, iki stoper Serdar Aziz ve Min-Jae Kim ile Szalai başta, kötü olanı yoktu. Ancak Fenerbahçe son on dakikada fizik gücü olarak tam da çökmeye yakınken, İsmail Hoca‘nın fizik gücü sıfıra yakın olan Mesut Özil’i sahaya sürmesini, halen Berisha‘dan gol beklemesini anlamadım.
Trabzon’da genç stoper Ahmetcan‘ın önü çok açık, yolu açık olsun. Çok iyi oynadı, bir golü de çizgiden önledi. Sol kanatta Puchacz, orta sahada Siopis çok iyi mücadele ettiler. Bakasetas bu maçta izin hakkını kullandı.
Bu maç yarın unutulur. Maçın hakemi Zorbay Küçük, özellikle VAR hakemi Mete Kalkavan, TFF, MHK hafta boyu en az Ukranya- Rusya savaşı kadar konuşulur...