Selçuk Dereli

Selçuk Dereli

selcuk.dereli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Son yıllarda Türk futbolunun içinde bulunduğu sıkıntıların temel sebeplerinden birisi de, futbolseverlerin saha içi mücadeleden çok saha dışında yaşananlarla ilgilenmesi oldu. Bunda, maç özetlerini yayınlayamadıkları için saha dışı olayları sürekli gündemde tutan spor programlarının katkısı da çoktu.
Bu tip programlar, reyting kaygılarının yanında malum şike olayları da hazır ellerinde varken, aynı konuları sürekli olarak gündemde tuttular. O nedenle hem izleyicilere hem de programı yapanlara “gına” geldi artık.
Tabiki bu tarz programları yapmak zorunda kalan kanalları çok fazla eleştiremeyiz. Çünkü hem ellerindeki malzeme bu, hem de saha dışında konuşulacak o kadar çok şey var ki.
Maçların şifreli kanallarda yayınlanmaya başlaması ise bunun tuzu, biberi oldu. Bu tarz spor programlarının sayısı da oldukça arttı.
Yayın ihalelerinden sonra kulüplerimizin ekonomik gelirlerinin hatırı sayılır oranda yükseldiği herkesçe malum. Maçların şifreli kanallardan verilmesiyle, kulüplerin yanında yayıncı kuruluş için de önemli bir gelir kapısı oluştu. İşte burada sistem doğru bir temele oturtulamadığı için bugün bu sıkıntılar yaşanmaya başladı.
Futbol endüstrisi olanca hızıyla büyürken bu arada hiç kimse toplumun futboldan uzaklaştığını fark edemedi. Futbolun sadece bir gelir kapısı olarak görüldüğü ortamda ekonomik gücü olmayanlar maçları izleyemez hale geldi.
Türk toplumunun futbola olan sevgi ve ilgisi tüm dünya tarafından bilinirken şimdi durum tam tersine dönmeye başladı. Futbol ne zaman ki sadece şifreli kanala girdi, bu sevgi de iyiden iyiye azalmaya başladı. Yayıncı kuruluşlar için önemli olan ise artık futbol sevgisi değil, sadece ticari kazançları oldu.
Futbolun en önemli yüzü olan taraftarların büyük bir kısmı maçları izlemekten mahrum bırakılırken, futbol sevgi ve aşk olmaktan çıkarak sadece bir rant kapısı haline dönüştü.
Elbette maçlar şifreli kanaldan yayınlanacak, ancak en azından sahada yaşananları özet olarak izleyicilere ulaştıramayınca artık futbolun dedikosu konuşuluyor. Dokuz haftadır radyodan yayınlanmayan maçlar bile daha yeni TRT’den verilmeye başlanıyor.
Maçların tekrar radyodan yayınlanacak olması bile futbolseverleri sevince boğmaya yetti. Oysa ki ne güzeldi radyodan maç dinlemek. Hele bir de tribünde maç izlerken bir elinde radyo, diğer elinde çekirdek...
Yaklaşık iki ya da üç sezondur TRT maç özetlerini yayıncı kuruluştan alarak yayınlamaya başladı. Bu dahi toplumdan olumlu tepki aldı. Ancak sadece TRT’den yayınlanıyor olması hem yeterli olmuyor hem de adil değil.
O nedenle maç özetlerinin diğer kanallar tarafından da yayınlanması, futboldaki yozlaşmanın önüne geçmesinin yanı sıra futbola olan ilgiyi de artıracaktır.

Haberin Devamı

Yerli hocalara da sabır gösterilmeli

Haberin Devamı

Türk toplumu olarak hangi alanda olursa olsun yabancılara duyduğumuz hayranlıktan bir türlü vazgeçemiyoruz.
Başarılı ile başarısızı ayırt ederken dil, din, ırk ve mezhebin etkisi olmadığını anlamak bu kadar zor olmasa gerek.
Süper Lig’de mücadele eden takımların başında bulunan teknik adamlardan yabancı olanlarına o kadar çok sabır gösteriliyor ki anlayan beri gelsin.
İşte size İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un başında bulunan Carvalhal örneği. Sezon başından bu yana aldığı sonuçlar ve performansı apaçık ortada. İnanıyorum ki takımın başında bir yerli antrenör olsa şimdiye kadar çoktan gönderilmişti.
Sabır iyi bir şeydir. Hak edene ve değen bir insana gösterildiğinde onu başarıya götürür. Ancak sorun yabancı hocalara gösterilen sabırdan ziyade benzer bir durumda yerli teknik adamlara duyulmayan güvende yatıyor.
İşte bu nedenledir ki; yeni bir Fatih Terim, Mustafa Denizli ve Şenol Güneş çıkaramıyoruz.