Selçuk Dereli

Selçuk Dereli

selcuk.dereli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fatih Terim kendine has yapmacık olmayan ve şahsına özgü davranışlarıyla Türk futbolu ve dünya futbolunda her zaman öne çıkmayı başardı. Adana Demirspor’da başlayan futbol serüveninde başarı basamaklarını hızla tırmanan Terim’in en önemli özelliği ise baskın kişiliği oldu.
Galatasaray, A Milli Takım ve Avrupa macerasında onu öne çıkaran en önemli özelliği başarısının yanında taşıdığı karakter vasıflarıydı. Hırslı kişiliği, inatçılığı onu diğer çalıştırıcılardan hep farklı kıldı.
Çalıştırdığı takımlarda başarısından daha çok yaptıklarıyla anılan Fatih Terim, takımlarına ve oyuncularına da her zaman sahip çıkmayı bildi. Belki kendi oyuncularını soyunma odalarında acımasızca eleştirdi ancak onları kamuoyu önünde hep korudu. Oyuncularını medyadan ve sosyal linçten daima koruyarak sporcularının kalbini kazanmayı başardı. Ben Terim’in çalıştırdığı takımda futbolcu olsam takımın devre arasına mağlup gitmemesi için elimden geleni yaparım. Çünkü Terim orada nasıl bir met (!) uyguluyorsa (özellikle bu sezon) takım tekrar bambaşka bir sonuçla ve başarıyla geliyor soyunma odasına.
Teknik direktörler tabii ki soyunma odasında takımına esecek, gürleyecek, kızacak hatta yeri geldi mi yerden yere de vuracak oyuncusunu. Başarı için bunu yapması da gerekiyor. Terim’in soyunma odasında oyuncusuna kızmasıyla, onları medya önünde koruması arasındaki farkın bilinmeden eleştirilmesi önemli bir çelişki olur. Futbolcusunu taraftarın ve medyanın önüne yem olarak atan bir sürü teknik direktör varken Fatih Terim ne takımını ne de futbolcusunu kamuoyuna satıyor.
Ayrıca medyaya karşı koruyucu tutumunu sadece skora ve duruma göre de yapmıyor Terim. Hatta Samsunspor-Galatasaray maçından sonra önemli hatalar yapan Sabri için “Onu koruyabilirdim, hata yaptım. Sabri bizim en önemli oyuncularımızdan bir tanesi. Ondan daha çok faydalanacağız” diyerek oyuncusunun gönlünü almayı da bildi.
Tarihinin en ağır yenilgilerinden sonra bile “Oyuncuların suçu yok, tüm sorumluluk bana ait” demeyi bilen Terim, İtalya’da Milan takımını 3 ay çalıştırmasına rağmen orada bile önemli sevgi ve saygı gördü. Üstelik Terim bu başarısıyla Türkiye’nin bugüne kadar gördüğü en yüksek başarıya ulaşan teknik direktör de oldu.

Haberin Devamı

Başkası çözemezdi
Futbol Federasyonu’na akreditasyon kartı ile ilgili yanlış olan talimatı ısrarla üzerinde durarak değiştirten Fatih Terim bu yönüyle hem camiasının hem de meslektaşlarının takdirini kazandı. Sonuç olarak Terim hatalar da yaptı elbette herkes gibi. Hatta eleştirilebilecek birçok yönü de vardı. Bunları yok saymak olmaz. Ancak görünen o ki bunların önemli bir kısmını özellikle son dönemde törpüledi ve düzeltti.
Hiçbir başarı tesadüf değildir. Başarıya giden yol ise dikenlerle doludur. Çok çalışmak, disiplin, istikrar elbette çok önemli. Ancak en önemli şey ise ekip olabilmektir bir takım için.
Fatih Terim kendisini başarıya götüren bu yolda teknik, taktik bilgisinin yanında takımına sevgisini ve kendine has kişilik özeliklerini de kattı. Bu sezon başında oluşturmuş olduğu kadronun aldığı sonuçlar ve performansı ise apaçık ortada. Türk futbolunda hocalarına ve takımlarına birçok sorun yaratmış oyuncuları bile takımına kazandıran Fatih Terim, onları da yanına alarak başarıyla yoluna devam ediyor.

Haberin Devamı

Terim’in soyunma odası

Haberin Devamı

Ankaragücü-Beşiktaş mücadelesini yöneten Kuddusi Müftüoğlu,
1-2 hata ve yer alma hataları dışında başarılı bir maç çıkardı.


Hakemler başarılıydı
Hakemlerin genel olarak başarılı olduğu bir hafta yaşandı. Gerçi, Trabzonspor-Büyükşehir Belediyespor maçındaki yönetimiyle Bülent Yıldrım için bunu söylemek pek mümkün gözükmüyor. Trabzonspor lehine olması gereken çok net 2 penaltıyı vermedi. Hele bir tanesinde pozisyonun hemen yanı başındaydı. Şanslıymış ki maçı Trabzonspor kazandı. Yoksa haftanın en çok tartışılan kararları olurdu.
Kuddusi Müftüoğlu, Ankaragücü-Beşiktaş müsabakasında yer alma hataları ve ters olarak verdiği 1-2 faul dışında hata yapmadan maçını tamamladı. Kondisyon olarak eksikliği ise devam ediyor.
Özgür Yankaya, Samsunspor-Galatasaray, Kamil Abitoğlu ise Fenerbahçe-Gaziantep maçlarında çok başarılıydılar. Her şeyden önemlisi eyyam yapmadan maç yönettiler.

İnce ayar çekiyoruz!
Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan Albayrak’ın, Trabzonspor’la ilgili olarak yaptığı açıklamaları izlemeyenimiz yoktur herhalde.
Fenerbahçe cephesinden çok önemli tepki de aldı zaten. Sayın Bayraktar’ın açıklamalarını ben de çok dikkatli bir şekilde izledim. Görünen o ki aynı zamanda bir Trabzon milletvekili olması nedeniyle bu açıklamaları yapmış. Sayın Bakan, Trabzon milletvekili olabilir ancak unutulmamalıdır ki kendisi bu ülkede herkesin bakanıdır. O nedenle yaptığı açıklamaları talihsiz beyanatlar olarak değerlendiriyorum.
Aslında söylemek istediklerinin arkasında bir art niyet aramıyorum. Fakat Sayın Bakan bana göre söylemek istediğini daha uygun bir dille ifade edebilseydi tepki de çekmezdi bence. Türk futbolunun içinde bulunduğu bu bunalımlı süreçte doğru bir beyanat olmadığı düşüncesindeyim.