16.04.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
Federasyon, hocalar ve hakemler şike nedeniyle mahkemedeyken, Genel Kurmay ayağa kalkmışken, "Suç ve suçlu yok" diyor
Haluk Ulusoy, Yıldırım’a karşı blok kurmak için, Mehmet Cansun ve Bilgili’nin başkan olmasını istediğini söylüyor, yani taraf tutuyor
Hasan Arat’a karşı yıldız manevrası yapılıyor, "Şampiyonlukları tanımıyoruz, ama ikinci yıldızınızı takabilirsiniz" deniliyor
Federasyon Başkanı, Trabzon - Galatasaray maçını şahsen erteliyor, cevap veren Aziz Yıldırım’a verdiği cezayı da uygulatamıyor
Yıldırım’ın tehdidi, Ulusoy tarafından ve Yavuz’un ağzından Bilgili’ye dinletiliyor, nasıl oluyorsa, Boşat yine de tetikçi gibi kullanılıyor
Perşembe öğleden sonra... Serdar Bilgili, Yıldırım Demirören ve Sinan Engin; Haluk Ulusoy, Levent Kızıl ve Bayram Yağcı’nın federasyonda konuğu. Telefon çalıyor. MHK Başkanı Bülent Yavuz... Haluk Ulusoy diyafona bağlıyor, dinliyorlar: "Aziz Yıldırım arayıp beni tehdit etti. Aleyhimize bir şey olursa hepinizi yakarım dedi" diyerek şikayet ediyor. Diyafondan hep birlikte dinlenmesinin nedeni ise Ulusoy’un, Yıldırım’ı, Beşiktaş Başkanı’na şikayet etmesi herhalde.
Daha sabah saatlerinde maçın hakemi olarak Muhittin Boşat ismi açıklanmış. Daha doğrusu değiştirilmiş. Çünkü önce belirlenen hakem Erol Ersoy. Bu hafta Samsun - Denizli maçını yönetip, haftanın hakemi seçilen Ersoy. Ama Mete Düren’in isteğiyle Muhittin Boşat isminde karar kılınıyor. Düren’in "Aynı hastahanede çalışıyorum. Dürüst hakemdir. Geçen yıl Ahmet Dursun’u oyundan atarak hata yapmıştı. Artık yapmaz" dediği söyleniyor.
Aziz Yıldırım ise Bülent Yavuz’u aradığını doğruluyor. "Hani Erol Ersoy’u verecektiniz. Muhittin bu maçı kaldırabilir mi? Niye değiştirdiniz. Neden Serdar Tatlı, Metin Tokat gibi bir hakem yönetmiyor?" diye sormuş açıklamasına göre. Bülent Yavuz’un "Muhittin Boşat iyi yönetir" cevabına ise Yıldırım "İnşallah bir şey olmaz. Olursa yakarım sizi" diyor. Bilgili’nin tehdit dediği Yıldırım’a göre bu.
Bu olup bitenden sonra Serdar Bilgili’nin dün yaptığı basın açıklaması yeni sorular doğuruyor:
Bülent Yavuz dinlendiğini biliyor mu? Aziz Yıldırım tehdit ettiyse, neden şikayet edilen merci emniyet görevlilileri değil de Serdar Bilgili? Serdar Bilgili olaydan bizzat başkan tarafından haberdar edildiyse, nasıl oluyor da Federasyon ve MHK, hala Boşat’ı tetikçi kılıyor? Ayrıca derbinin hakemi açıklanırken taraflardan birinin yöneticilerinin başkanın odasında ne işi var? Haluk Ulusoy, Bülent Yavuz’u kurban mı ediyor? Bu sorular cevap bekliyor. Acil cevaplar. Ama alınamayacağını da biliyoruz? Bundan önce olup bitenlerde olduğu gibi.
Aslında Federasyon’un ipleri tam anlamıyla elinden kaçırışı şike davası sürerken takındığı tutum ve yapılan araştırma sonrası camianın temiz olduğunu açıklamasına denk geliyor. Teknik direktörler, hakemler mahkemedeyken, Genel Kurmay ayağa kalkmışken "Suç ve suçlu yok" demişti Federasyon. Mahkemeye giden Antalyaspor gibi kulüpler de "Mahkemeye gideni yakarım" tehdidiyle sindirilmişti.
Ardından Haluk Ulusoy, bir canlı yayında Mehmet Cansun ve Serdar Bilgili’nin başkan olmasını istediğini açıklayıverdi. Hedef, havuzun bugünkü yapısını bozmak isteyen Yıldırım’a karşı bir blok kurmaktı. Ve Cansun’un sahibi olduğu Kamera Reklam’la olan ilişkiler de cabası. Türkiye Kupası Finali’nin ihalesiz 30 milyar karşılığında bu şirkete verildiği de iddialar arasında.
Bununla kalmıyor. Haluk Ulusoy’a karşı bir tavır takınacağı kesin olan Hasan Arat’a karşı yapılan yıldız manevrası da üzerinde durulası. "Şampiyonluklarınızı tanımıyoruz, ama ikinci yıldızınızı takabilirsiniz."
Roma maçının ardından şahsi bir kararla Trabzon maçını ertelemesini Türkiye’ye anlatamadı Ulusoy. Cevap veren Aziz Yıldırım’a verilen cezayı ise uygulatamadı. İnönü Stadı’na güvenlik bariyerini yararak giren Yıldırım cezayı tanımıyor. "Ulusoy ise ben Galatasaray forması giymedim, ama Fenerbahçe şapkası taktım" diyebiliyordu. Hak mahrumiyeti cezalı Yıldırım’ı daha üç gün önce eşiyle birlikte tüm masrafları federasyonun karşılayacağı, Dünya Kupası seyahatine davet etmesi ise gafların büyüğü.
Federasyon bu iktidarsızlığı gösterirken büyük kulüplerin takındığı tavrın da üzerinde durmalı. MHK Başkanı’ndan hesap sormak, ligi şaibeli ilan etmek, sahte göğüs yıldızlarıyla seçim propagandası yapmak. Avrupa’da başarıyı sadece kendi eseri olarak görürken Ulusoy’u "Bu bir milli davadır" diyerek maç ertelemeye zorlamak, yönetim dışından futbol şubesi başkanı atadığınız ekstra yöneticinin, o gün maçınızı yöneten hakemle aynı yerde yemek yemesi. Kuralsız bir oyuna dönüştü Türk futbolu.
DERBİNİN tartışılan hakemi Muhittin Boşat’a, gözlemcileri; Sadık Deda ve Necmi Temizel 6.5’ar puan verdi. Bu nedenle MHK’nin Boşat’ı dinlendirmeye alacağı öğrenilirken, üç futbolcunun kırmızı kart görmesinde başrol oynayan yardımcı hakem Evren Dölek’e de gözlemcileri 6.5 ve 6 puan verdi. Dölek’in de dinleneceği kaydedildi. İstanbulspor - Galatasaray karşılaşmasının hakemi Orhan Erdemir ise gözlemcilerinden 9 ve 8 puan aldı.
MUHİTTİN Boşat, Beşiktaş Başkanı Serdar Bilgili’ye, dün yaptığı açıklamalardan sonra, kişilik haklarına saldırıdan dolayı dava açacak. Boşat ayrıca, Star TV yorumcusu Ahmet Çakar hakkında da tazminat talebi ile dava isteminde bulunacak. Ayrıca İstanbulspor - Galatasaray maçını yöneten Orhan Erdemir de, Ahmet Çakar hakkında tazminat davası açacak.
MHK Başkanı Bülent Yavuz, perşembe günü Aziz Yıldırım’ın kendisini telefonla aradığını doğruladı. Yavuz, "Yıldırım, Muhittin Boşat’ın bu maça nasıl atandığını, herhangi birinin ismini dikte ettirip ettirmediğini sordu, tereddütleri olduğunu söyledi. Maçtan sonra gerekli değerlendirmeyi yapacağını ifade etti. Ben de Boşat’ın bu maçın üstesinden geleceğini söyledim" dedi.
YAVUZ, görüşmeden sonra Başkan Haluk Ulusoy’u aradığını belirterek şöyle devam etti: "Sanırım yanında Beşiktaş Başkanı Serdar Bilgili varmış. Ve söylediklerimden haberdar olmuş. Bu konuda en ufak kaygım yok. Sadece Yıldırım değil, geçmiş haftalarda da pek çok başkan benzeri konulara beni aradı. Bu medyaya da yansıdı. Ortada sıkıntı yaratacak bir durum yok."