Önce gol, sonra şut

Bu maçı doğru okumak için öncelikle sağlıklı bir Sporting okuması yapmak gerek: Jesus’un 6 yıl çalıştırdığı Benfica’dan ezeli rakiplerine geçişiyle lig şampiyonluğunu her şeyin üstünde tutan bir Sporting var şu anda. O yüzden de Avrupa Ligi’ni ikinci plana atıp, ilk 5 grup maçında genelde yedeklerle oynamıştı Lizbon ekibi. Ama son grup maçında galibiyetin tur anlamına geldiği bir durum oluşunca, ilk kez dün gece tamamen aslardan oluşan 11’le sahaya çıktılar. Ligde 11’de forma giyen aslardan Slimani şu ana kadar Avrupa’da hiç başlamamış, ideal savunma dörtlüsünden Pereira ve Naldo 2, Oliveira ve Jefferson birer kez 11’de çıkmışlardı sadece. Yani dün geceki Sporting (sakatlığı tamamen geçmemiş Teofilo dışında) tamamen aslardan oluşuyordu, daha öncekiler 6-7 yedekli alternatif kadrolardı hep.

Peki Sporting’in ligdeki ideal 11’inin sahaya çıkması ne demek? Şu demek: Portekiz Ligi’nde 12 haftada namağlup 32 puanla lider olan, son 8 lig maçında tek bir gol yemiş, o golü de 5-0’dan sonra bir ciddiyetsizlik anında kalesinde görmüş bir ekibin sahaya çıkması demek. Birbirine son derece alışık, savunmada Avrupa’nın en kompakt takımlarından birinin sahada olması demek. Peki Beşiktaş’ın bu takıma karşı 70’e kadar iyi oynayıp, önde etkili pres yapıp, Lizbon’dan zaferle dönmeye çok yaklaşmasına rağmen, başaramamasındaki sır ne?

Quaresma harikaydı, 3-4 haftadır düşüşte olan Gomez gereken dakikada gerekeni yaptı. Lâkin tek gol yetmedi, Avrupa’da daha ileriye gitmek için Beşiktaş’ın ihtiyacı olan ilk şey, teknik ekibe bir son vuruş hocası katmaktı. Sanırım dünyada Olcay kadar sık doğru yere gidip, onun kadar seyrek iyi vuruş yapanı çok azdır! Sezon başından beri Feyyaz Uçar türü bir son vuruş ustası Ümraniye’de Olcay’a, Gökhan’a, Kerim’e, Oğuzhan’a ekstra 1 saat son vuruş çalıştırsa ben çok şeyin farklı olacağını düşünüyordum doğrusu.

Siyah-beyazlılarda halledilemeyen ikinci sorun da, Tolga’yı top gelmeden gol yeme hastalığından kurtarmaktı! Dün birinci golde yerini ayarlarken çıkmayı unuttu Tolga... İkinci yediği golde de aynen Akhisarlı Sami’nin sayısındaki gibi şut gelmeden kafasında golü yemişti. Teknik ekipte Güneş ve Sambade gibi uzman eldivenler varken, Tolga’nın bu mental sorunu çözememiş olması üzücü.