Geri Dön
Uzmanpara'Ekonomi programı rüştünü ispat etti'

'Ekonomi programı rüştünü ispat etti'

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomi programının mart ve nisan ayı başında yaşanan, başlangıçta iç kaynaklı, daha sonra dış kaynaklı çok önemli iki büyük şoku atlattığını ve rüştünü ispat ettiğini belirterek, "Bu program test edildi ve çok net şekilde ortada bir başarı var." dedi.

'Ekonomi programı rüştünü ispat etti'

Bakan Şimşek, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Haberin Devamı

Ekonomi programının genel anlamda öngördükleri çerçevede sonuç verdiğinin altını çizen Şimşek, programın temel hedefinin enflasyonu kalıcı şekilde tek hanelere indirmek olduğunu dile getirdi.

Şimşek, enflasyon konusunda önemli ilerleme kaydedildiğini ifade ederek, enflasyonun düştüğünü ve düşmeye devam edeceğini söyledi.

Diğer önemli bir hedefin de sürdürülebilir cari açık olduğunu belirten Şimşek, uzun vadede cari fazlaya geçmeyi öngördüklerini bildirdi. Cari açığın uzun süredir milli gelire oranının yüzde 1'in altında olduğunu vurgulayan Şimşek, "Bütçe açığı nispeten yüksek seyrediyor ama deprem yaralarını başarılı şekilde sarıyoruz. Bütçe açığında da düşüş var." diye konuştu.

Kur Korumalı Mevduattan (KKM) çıkışın önemli bir hedef olduğuna işaret eden Şimşek, KKM'nin 15 milyar doların altına indiğine ve bunu piyasayı bozmadan başardıklarına dikkati çekti. Türkiye'nin önündeki önemli bir koşullu yükümlülüğü ortadan kaldırdıklarını anlatan Şimşek, yakında muhtemelen bu uygulamaya son vereceklerini kaydetti.

Haberin Devamı

Şimşek, rezervlerin yeterliliği noktasında kaygıları olmadığını dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu:

"Rezervlere baktığınız zaman, 2023 Mayıs sonuna göre, nette 90 milyar doların üzerinde rezerv artışı var. Brütte de 55-60 milyar dolarlık bir artış var. Dolayısıyla program öngörüldüğü çerçevede sonuç veriyor. Enflasyon düşüyor, bütçe açığı azalıyor. Cari açık azaldı ve sürdürülebilir noktada. Birtakım riskleri azalttık. Ekonominin direncini artırdık ve dış şoklara, iç şoklara karşı dayanıklı hale getirdik. Bu program mart ve nisan başında yaşanan başlangıçta iç kaynaklı, daha sonra dış kaynaklı çok önemli iki büyük şoku atlattı ve rüştünü ispat etti. Aslında bu program test edildi ve çok net şekilde ortada bir başarı var. Neden? İki büyük şoku üst üste atlatan program demek ki Türkiye'nin hakikaten bünyesini güçlendirmiş, dayanıklılığını artırmıştır."

"REZERV ÖNEMLİ ÖLÇÜDE GERİ GELDİ"

Mart ayı ortasından itibaren ortaya çıkan daha sonra nisanda dış kaynaklı devam eden türbülansı iyi yönettikleri kanısında olduklarını vurgulayan Şimşek, bu süreci piyasa dostu bir perspektifle yönettiklerini dile getirdi.

Haberin Devamı

Söz konusu süreçte önemli çıkışlar yaşandığının ama o çıkışların önemli bir kısmının geri geldiğinin altını çizen Şimşek, "Demek ki temelde bu programa olan güven devam ediyor. Brüt rezerv 170 milyar doların biraz üzerinden 140 milyar doların altına kadar indi. Bugün 154-155 milyar dolar civarına kadar çıkmış durumda. Rezerv önemli ölçüde geri geldi. Nette de çok ciddi bir artış var." bilgilerini verdi.

Şimşek, CDS'lerdeki düşüşe ve gösterge referans denilen iki yıl vadeli hazinenin benchmark tahvilinin faizlerinin de gerilediğine dikkati çekerek, "Faizler ve ülke risk primi düşüyor, rezervler artıyor, KKM'den çıkış devam ediyor. Bu perspektifle baktığınız zaman aslında bu program rüştünü ispat etti. Program rayından çıkmadı. Program güçlü bir şekilde devam ediyor." ifadelerini kullandı.

"PROGRAM ARZULANAN SONUÇLARI VERİYOR"

Türkiye'nin dış kaynak ihtiyacının önemli ölçüde azaldığını vurgulayan Şimşek, bu dönemde büyümenin ılımlı olduğunu, hizmetler sektörü üzerinden istihdam sağlamaya devam edildiğini, bir bütünlük içinde bakıldığında programın arzulanan sonuçları verdiğini vurguladı.

Haberin Devamı

Şimşek, yapısal reform ayağının kritik olduğunu, onu da güçlendirecek çaba içerisinde olduklarını dile getirerek, enflasyondaki gelişmelere ilişkin şunları kaydetti:

"Son bir yıldır enflasyonda 40 puanlık düşüş var. Mal enflasyonu mayıs itibarıyla yüzde 28,7'ye düştü. Hatta temel mallarda enflasyon yüzde 20'ye düşmüş. Enflasyonu yüksek kılan yani şu anda yani yüzde 35,4'te tutan ana faktörlerden biri hizmetlerdir. Hizmet enflasyonu hala yüzde 51 civarı. Kirayı bir kenara bırakırsanız, hizmet enflasyonu bile yüzde 97'den yüzde 43'e düştü. Neden? Çünkü kiralara yüzde 25 limiti getirilmişti. Biz bu limiti kaldırdık. Kaldırınca kiralarda bir süre yüzde 120'lerin üzerinde artışlar oldu. Bu, manşet enflasyonu yukarı çekti. Benzer durum özel eğitimde de geçerli. Bu iki faktörü dikkate alırsanız çoktan yüzde 30'ların altındayız. Enflasyonda kalıcı bir düşüşün geçen sene bu vakitlerde eşiğindeyiz diyorduk. Şimdi içindeyiz. Peki niye düşmeye devam etsin? Finansal koşullar sıkı kalacak, destekleyici maliye ve gelirler politikası devam edecek, yönetilen ve yönlendirilen yani kamunun belirlediği fiyatlarda biz hedef enflasyonu gözeteceğiz. Çok net."

Haberin Devamı

"BU, ÇOK KAPSAMLI VE ÇOK BOYUTLU DEZENFLASYON PROGRAMI"

Şimşek, "Talebi sınırlamakla enflasyon düşmez." eleştirilerine ise şu yanıtı verdi:

"Bu program çok kapsamlı, çok boyutlu bir dezenflasyon programı. Bir taraftan finansal koşulları sıkılaştırdık. Kamu maliyesinde disiplin oturtuyoruz. Gelirler politikasında benzer bir şekilde. Şimdi arz yönlü çabalarımız var. Hizmet fiyatlarında uzun süredir katılık vardı ama o katılık şu anda kırılıyor. En kritik bileşen bu. Büyük resme baktığımız zaman net olarak hizmetlerdeki katılığın kırıldığını görüyorsak o program gerçekten artık sonuç vermeye başladı demektir."

Enflasyonun bu yıl yüzde 20'li rakamlarda biteceğinin altını çizen Şimşek, "Hedef aralığında olacağız. Biz bu konuda çok rahatız. Samimi şekilde buna inanıyoruz." diye konuştu.

Vatandaşın elde ettiği gelirin satın alma gücünün yükseleceği döneme 2026 itibarıyla girileceğini dile getiren Şimşek, vatandaşın alım gücünün artacağını söyledi.

Şimşek, reel sektörün finansmana erişim konusunda avantaj istediğini belirterek, "Bizim avantaj sağladığımız kesimler var. Belli alanlarda yatırım yapanlara biz bütçe üzerinden birtakım avantajlar sunuyoruz ama kalıcı şekilde makul maliyetli finansmana erişimin tek yolu var, enflasyonu kalıcı şekilde düşürmek. Dolayısıyla reel sektörün 2026'dan itibaren finansmana erişiminde de büyük rahatlama olacak çünkü enflasyon düşüyor, düşünce finansmana erişim kolaylaşacak, reel sektörün önündeki belirsizlikler azalacak. Piyasalarda öngörülebilirlik ciddi şekilde artacak, 2026'da istihdam ve reel gelir artışı kendini güçlü şekilde hissettirecek." diye konuştu.

"2026'DA REFAH ARTIŞI DAHA İYİ HİSSEDİLECEK"

Reformlarda da sonuç almaya başlayacaklarına işaret eden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"5G'den tutun büyük veri merkezleri yatırımlarına kadar, Türk Telekom'un imtiyaz sözleşmesi kapsamında fiber optik konusundaki yeni seferberlik anlayışına kadar çok önemli başlıklar var. Yapısal dönüşümün de yavaş yavaş meyvelerini alacağız. Bizim amacımız, sürdürülebilir yüksek büyüme, vatandaşımızın refahını artırmak, yaşam standartlarını yükseltmek, elde edilen gelirin adil dağılımını sağlamak. Bu programın özü bu. Programın kısa ve orta vadeli perspektifinde fiyat istikrarını sağlamanız lazım. Bunların kalıcı olması için cari açığı sürdürülebilir düzeyde tutmanız, bütçe disiplinini tekrar sağlamanız lazım. Makro finansal risk unsurlarını ortadan kaldırmanız lazım. Bir bütün olarak bakıldığında 2026, refah artışının daha iyi hissedildiği, fiyatların göreceli olarak çok yavaş arttığı bir yıl olacak. Enflasyonun düşmesi, fiyatların düşmesi demek değildir. Gelecek yıl enflasyon 10'lu rakamlar, bir sonraki yıl tek hane olacak. Bizim hedefimiz sürdürülebilir yüksek büyüme, makro dengesizliklerin giderildiği bir dönem ve kalıcı refah artışı."

"'TERÖRSÜZ TÜRKİYE'NİN RİSK PRİMİ ÇOK DÜŞÜK OLUR"

Şimşek, "Terörsüz Türkiye" sürecinin ekonomiye etkisine ilişkin de değerlendirmede bulunarak, birkaç yıl önce İçişleri Bakanlığınca akademisyenlere yaptırılan araştırmaya göre, terörün yaklaşık 50 yıldır bununla mücadele eden Türkiye'ye doğrudan ve dolaylı maliyetinin 1,8 trilyon dolar olarak ölçüldüğünü söyledi.

Son 2-3 yıl da hesaba katıldığında bu rakamın 2 trilyon dolara ulaştığına dikkati çeken Şimşek, "'Terörsüz Türkiye' demek, kardeşliğimizin pekiştiği bir Türkiye demek. Huzur, refah artışı için çok kritik bir bileşen. Güneydoğu'ya, Doğu Anadolu'ya biz o kadar yüksek teşvikler veriyoruz ama özel sektör hep temkinli durdu. Orada beşeri sermayede eksiklik yok, üniversiteler, genç nüfus var. Altyapı yapmışız, büyük teşvikler veriyoruz. Bu bölgelerde yatırımın çok daha güçlü artmamış olmasının en önemli sebebi terördü. 'Terörsüz Türkiye' demek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun Türkiye'nin yeni büyüme motoru haline gelmesi demek. Kaynakların terörle mücadele yerine, refah artışına, istihdama, yatırıma gitmesi, kaynak tahsisinin çok daha verimli alanlara gitmesi demek." şeklinde konuştu.

Şimşek, Türkiye'nin bölge ülkeleriyle de hiçbir sorun yaşamadığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

"Komşularımızın durumu iyiyse durum bize de olumlu yansır. 'Terörsüz Türkiye' demek, komşularımızla çok daha yapıcı, güçlü ve bölgesel entegrasyonun önünün açılması demek. Bu, Türkiye'nin faydasınadır çünkü imalat sanayisi ve hizmet üretimi açısından hangi faktöre bakarsanız bakın Türkiye, bölgenin en ileri ülkesidir. Bölgemizde barış, huzur ve istikrar artışı olursa en çok biz faydalanırız, turizm, sağlık turizmi, müteahhitlik, mal ihracatı üzerinden... Dolayısıyla 'Terörsüz Türkiye', aslında Türkiye için çok yeni bir dönem. Türkiye'nin risk primi düşecek, algısı değişecek. Terörle demokrasi birlikte yaşamıyor. 'Terörsüz Türkiye' demek, daha kapsayıcı, demokratik standartlar alanında daha ileri bir Türkiye demek. Bu nedenle biz Terörsüz Türkiye'yi çok önemsiyoruz. Ben inanıyorum ki yatırımcılar, yavaş yavaş bu konuyu anlamaya başlayacak. Bölgemizde riskler azalıp istihdam arttıkça 'Terörsüz Türkiye'nin risk primi çok düşük olur."

REEL SEKTÖRE YAKLAŞIK 2 TRİLYON LİRALIK DESTEK

Reel sektöre bütçe üzerinden yaklaşık 2 trilyon liralık kaynağı destek olarak verdiklerine, bunun bütçe açığına eşit bir rakam olduğuna dikkati çeken Şimşek, reel sektörün sektörel bazdaki bazı sıkıntılarının farkında olduklarını söyledi.

Şimşek, yeni yatırımlarda eski yaklaşımların fayda getirmeyeceğini, küresel kapasite fazlası olan alanlara yatırım yapılmaması gerektiğini anlattı.

"ÇİFTÇİMİZİN, ESNAFIMIZIN, İHRACATÇIMIZIN YANINDAYIZ"

Şu anda kullanıma hazır 114 milyar liralık Kredi Garanti Fonu (KGF) limiti olduğunun bilgisini veren Şimşek, "Bu destekleri, bütçeden, Merkez Bankasından veya Türk Eximbank üzerinden veriyoruz. Geçici yan etkileri tabii ki yaşayacağız. Tarım, yatırım, ihracat gibi birçok alanda kredi sınırlaması yok. Mart ayında ihracatçı KOBİ'lere 50 milyar liralık kredi imkanı sağlayacak KGF imkanını ortaya koyduk. Geçen ay imalatçı KOBİ'lere 30 milyar lira kredi sunacak yeni bir KGF paketi açıkladık. Geçen yıl ihracatçımıza 49 milyar dolarlık düşük faizli kredi kullandırmışız, bunun yüzde 83'ü KOBİ'lere gitmiş. Çiftçimizin, esnafımızın, ihracatçımızın yanındayız." ifadelerini kullandı.

Şimşek, programın amacının reel sektörü çok güçlü şekilde desteklemek olduğunu, makroekonomik dengesizlikleri giderdiklerini, Türkiye'nin bünyesini sağlamlaştırdıklarını vurguladı.

"DOĞRUDAN YATIRIMLAR HIZLANACAK"

Türkiye'nin yabancı sermaye için de cazibesini koruduğuna dikkati çeken Şimşek, şunları kaydetti:

"Türkiye, önemli bir ekonomi, küresel hiçbir firma burayı ihmal edemez. Altyapısı, dünyadaki ülkelerin büyük bir kısmından çok daha iyi. Yıllık üniversite mezunumuz 900 binin üzerinde. Teknik mesleki eğitimden geçen insan sayısı 430 bin. Beşeri sermaye var. Son 100 yılda ortalama yüzde 4,8, son 20 yılda ortalama yüzde 5,5 civarında büyümüşüz, büyük ekonomi, büyüyen ekonomi. Küresel trendleri de ıskalamıyoruz. Bu reformlar, büyük fırsatlar ortaya koyacak. Türkiye'nin toplam borçluluğu çok düşük, yüzde 90 civarı. Terörle mücadelede büyük bir başarı var, terörsüz Türkiye'nin arifesindeyiz. Bu süreçte savunma sanayisinde büyük bir birikim sağladık.

Önümüzde büyük fırsatlar var. Türkiye, uzun vadeli yatırımlarda cazip, ben inanıyorum ki doğrudan yatırımlar hızlanacak."