Spor Toto Süper Lig’de iki İzmir ekibinin karşı karşıya geldiği derbi mücadelesinde Göztepe, evinde Altay’a 2-0 mağlup oldu. Teknik Direktör Serkan Özbalta önderliğindeki ilk randevuda 16 maçlık hasrete son veren siyah beyazlılar, rakibine 44 yıldır yenilmiyor...
İzmir’de kuruldukları ve futbol topunu ilk kez döndürdükleri andan itibaren ülke çapında adından söz ettiren, Süper Lig’e damga vuran, hikayeleri Avrupa’ya dek uzanan, efsaneleşmiş, kupaların kulplarına değmiş iki büyük camia Göztepe ve Altay.
Bir yanda son dönemin en formda ekiplerinden ev sahibi Göztepe. Ne oynadığını bilen, ayakları yere sağlam basan, uzun toplarla buldukları pozisyonları tehlikeli akınlara çevirebilen, saha paylaşımını enine ve dikine doğru yapan, geçiş hücumlarındaki başarısıyla dikkati çeken bir takım oldular. Sakinler, kendilerinden çok eminler. Eksik yerlerin giderilmesi için de tüm tedbirleri alıyorlar.
Öte yandan ligin girişindeki havası tersine esmiş, saha içi ve dışı sorunların pençesindeyken lig ve kulüp tarihinin en kötü serisini elde eden, istediği puanlara ulaşamasa da oyun ve oyuncu kalitesinden şüphemin olmadığı Altay. Elbette İzmir, ülkemizin futbol bazında en üst platformu olan Süper Lig’de böyle bir müsabakayı iple çekiyordu. Günler öncesinden geri sayıma başlanmıştı. İsimlerinin önüne “Efsane” ve “Büyük” sıfatlarını alan iki takımın karşılaştığı maçın ilk düdüğü ile harika bir atmosfer oluştu. Seyircisinin görsel ve de işitsel desteğini alan Göztepe, harika bir giriş yaptı. İlk büyük tehlikeyi 2. dakikada Ndiaye ile geliştirdi. Taktiksel yoğunluğunu ve oyun üstünlüğünü kısa sürede rakibine kabul ettirdi. Orta alanda Soner ve Obinna ikilisinin siyah beyazlı oyuncuları karşılaması, Berkan ve Kerim’in ön alan presi Altay’ı çoğu kez kendi alanından çıkarken hataya zorladı. Bunun neticesinde sarı kırmızılılar ya taç ya korner ya da pozisyon ürettiler.
Kimi zaman başarılı 2-3 pasla Lis’in savunduğu üç direğe ulaşmada zorlanmadılar. 16’da Angel’in dokunuşunu Lis kurtarırken, 18’de Di Santo, 32’de Atınç ile gole yaklaştılar, 36’da Berkan’ın uzak mesafeden attığı şutla tehlikeli oldular. Altay için ilk yarıysa penaltı golü harici çok parlak değildi. Serkan Özbalta ile yeni bir sayfa açıp bu maçı çıkış olarak görüyorlardı. Ancak rakibin baskısını kırmakta zorlandılar.
Murat Akça’nın başarılı hamleleri ve kaleci Lis’in topu bloke etmesi dışında çok gözükmediler. Bu yarıda ilk ve tek şutları Deniz Kadah’ın penaltı vuruşuydu. Topla en çok oynayan isimse Lis’ti şüphesiz. İkinci yarının hemen başında Altay’ın hızlı kontrası ve Thaciano bireysel yeteneğini sergilediği ikinci golün dakikası Altay adına harikaydı. Farkın artması oyunun geri kalanında güven ve umut anlamına geliyordu. Bu sayının ardından Göztepe daha fazla risk aldı, daha agresif bir yapıya büründü. Fakat bununla birlikte pas trafiğinde de aksamalar yaşandı. Süre uzadıkça fiziksel yorgunluklar da kendini gösterdi. Sakatlıklar, oyuncu değişimleri ilk yarıdaki tempoyu arattı. Altay kontra toplarla hücum ararken, Göztepe gol ve goller adına daha çok saldıran taraftı. Neticede pragmatik oynayan Altay derbiyi kazandı. Onlar için Serkan Hoca ile nefis bir başlangıç olurken, Göztepe adına alt sıralarla makası açma fırsatı başka bir maça kaldı. Bu noktada Serkan Özbalta’dan bahsetmeden geçemeyeceğim. Keçiörengücün'de büyüyen bir isim. Ardından yıldızını Manisa FK ile parlattı. Takımına namağlup şampiyonluk yaşattı. Tıpkı yıllar önce Göztepe’de göreve geldiğinde İlhan Palut hakkında yazdıklarım Serkan Hoca için de geçerli. Disiplinli ve oyun aklı üst düzey kumaşı ise paha biçilemez bir isim. Altay kariyerine güzel başladı. Sezon sonunda ise yaptıklarıyla Altay tarihine geçeceğinden kimsenin şüphesi olmasın.