Eyüpspor’a da yenilerek galibiyet hasretini 9 maça çıkaran Manisa FK’yı değerlendiren yazarlarımız, ‘‘Alandan çıkan olumsuz skorlar Osman Özköylü’nün karakteriyle örtüşmüyor. Sergilenen futbol kalitesiyle, skor tabelasının gösterdiği sonuçlar ise siyah beyazlılara hiç yakışmıyor’’ dedi.
Bülent Buda: Manisa FK’dan, Eyüpspor karşısında 16 ve 42 dakikalarda birbirinin fotokopisi kadar benzer 3 atak.Sağ kanattan Topalli’nin kale önüne çevirdiği toplar, son dokunuşu yapacak kramponlar arıyor adeta! Nihayet üçüncüsünde Sandro Lima haftalardır süren gol orucuna noktayı koydu. Tam da Osman Özköylü tasarımı bir gol bu... Ama ne var ki özellikle Eyüp gibi bir takım karşısında tek golle yetinip alandan önde çıkmak neredeyse olanaksız!Karşınızda düzenli ve atak oynayan gol koklayan bir takım var. Topalli ve Lima 45+2 ve 57. dakikada topla fazla oyalanmayıp yarattıkları fırsatları gole dönüştürebilseler maçın bitiminde tabela farklı şeyler
Konumuz, Altay ve Altay’ın ruh hali.
İyi değil tabii ki…
İki yakası bir araya gelmiyor.
Son olarak deplasmanda Çorum FK’ya 3-0 mağlup oldu ve üst üste 6. yenilgisini aldı. Dibe demir atan Altay, ligin ilk yarısı bitmeden kümede kalma umutlarını iyice azalttı. Oynadığı 13 maçta sadece 1 kez galip gelip, 2 de beraberlik alan siyah beyazlılar, 10 karşılaşmadan ise eli boş döndü.
Ligin ilk yarısının tamamlanmasına 4 maç kaldı. Manisa FK (D), Boluspor, Adanaspor (D) ve Ankara Keçiörengücü ile zorlu 90 dakikalara çıkacak. Acı ama gerçek Altay, Çorum FK maçının özellikle ikinci yarısında sergilediği kötü futbolu sürdürürse kalan maçlardan çıkaracağı puan sadece ‘‘0’’ olur.
Altay’ın yeni başkanı Murat Pervane geçtiğimiz günlerde camiaya kenetlenme çağrısında bulundu. Başkan, ‘‘Teknik ve idari kadromuz, personellerimiz, futbolcularımız ve taraftarlarımızla birlikte zor bir dönemden geçtiğimizi biliyoruz. Ancak bu ve benzeri dönemlerden aile ortamını sağlayıp hep
Milli ara öncesi son 2 maçını kazanamayan Göztepe, çiçeği burnunda teknik direktörü Stanimir Stoilov önderliğinde evinde ilk maçına çıktı.
Kağıt üzerinde hocanın oynatmak istediği futbol daha agresif, atak ve domine futboldu. Bunu gerek sözleşme imzaladığı gün gerekse Tuzlaspor maçı öncesi açıklamalarında açık ve net bellirtti.
Karşılaşma öncesi zirve yarışını yakından ilgilendiren karşılaşmalarda Göztepe’nin zirve yarışındaki rakipleri Bandırmaspor, evinde Şanlıurfaspor’a 1-0 yenildi. Bir diğer rakibi Bodrumspor da sürpriz bir sonuçla evinde Adanaspor’a aynı skorla 1-0 kaybetti.
Bu iki takımın puan kaybından sonra Tuzlaspor maçı çok daha önemli hale geldi. Göztepe yalnızca 3 değil, 9 puanlık bir maç oynayacaktı.
Gürsel Aksel’de yoğun yağış ve soğuk altında tribünlerdeki Göztepe sevdalılarının içleri ısıtan tezahüratlarıyla ilk düdük çaldı.
Tuzlaspor’un santrasıyla start alan karşılaşmada Göztepe tam da yeni hocasının kafasında netleştirdiği futbolunu
Altay 109 yıl önce kurulan bir kulüp. Futbolumuzun lokomotifi bugünlerde zor durumda. Attığı yardım çığlıkları karşılığını bir türlü bulamadı.
Süper Lig’den düştükten sonra yüklü bir borçla gemi birer birer terk edildi.
Ateşten gömlek giyen Ayhan Dündar ve arkadaşları TFF 1. Lig’de ilk yılda zor zahmet gemiyi güvenli limana yanaştırabildi.
Dündar’ın yardım çığlıklarına kulak verilmedi. Altay, bir balık gibi yalnızlık ve çaresizlik sahiline vurdu.
Ne güzel söylemiş adını anımsayamadığım bilge insan; ‘‘Yalnızlık ve çâresizlik hiç kimsenin olmayışından değil, gücü yettiği hâlde susan, bir adım bile atmayan, merhem elindeyken onu esirgeyenler yüzündendir’’ diye...
Hal böyle olunca sportif başarıda konuşulmaz, beklenemez oldu. TFF 1. Lig’in 12 haftalık periyodunda sadece 1 galibiyet ve 5 puanla ligin dibine demir attılar. Ayhan Dündar ve arkadaşları şirketleşme için yetki aldı ancak kulübe yatırımcı bulamadı.
Haliyle bu kadar sahipsizliğin içinde pes etmek
Göztepe’nin mutluluk veri tabanına bir göz gezdirirsek, etkisinin açık ara önde olduğunu görürüz.
Göztepelilerin sosyal ve kültürel değerleri zaman zaman değişse de, kulübüne verdiği değer hep aynıdır.
O bir numaradır.
O vazgeçilmezdir.
Alınan bir galibiyet sonrasında anlık sarmaş dolaş olduğunuz insanların yüzlerine bakıp "yahu ben bunu tanımıyorum ki" demez, bir daha sarılır, gülümser geçersiniz. Hepsi bu tablonun yaşayanlarıdır.
Onlar stadyumda tutulan safın kahramanlarıdır.
Böylesi tatlı anları yaşaya yaşaya Göztepe bugünlere geldi.
Türkiye’nin gıptayla baktığı, takımını ateşleyici özelliği üst seviyede olan ve yense de yenilse de İsyan Marşı ile kaldığı yerden devam eden bu taraftar grubu, tribünde yetersiz kaldığını hissettiği anda bile kendi içinde özeleştiri yapmasını bilir.
Sezon başından itibaren performansları birbirine benzeyen ve Süper Lig’i çok isteyen güçlü camiaya sahip iki takım.
Kocaelispor ilk 2 maç sıfır çekti.
Göztepe ise üç maçta 1 puan aldı. Her iki takım da düşme hattındaydı. İkisi de birer hafta arayla çıkışa geçti.
Kocaeli’nin 8 maç, Göztepe’nin ise 7 maçtır bileği bükülmüyordu.
Bu süreçte Kocaelispor 20, Göztepe 19 puan toplamıştı.
10. haftanın ardından puanlar ve hedef aynıydı. Göztepe kuşkusuz, ilk 2 maç dışında bu sezonki en sıkı, en formda döneminde karşılaştı Kocaelispor’la.
Saha ve hava şartları futbola elverişliydi. Konuk takımın taraftarlarına deplasman yasağı da kaldırılınca coşkulu, ateşli taraftar desteğiyle görkemli ve de heyecanı yüksek bir maç bizleri bekliyordu.
Kocaelispor’un teknik patronu Ertuğrul Sağlam, öğrencilerine Göztepe’yi çok iyi ezberletmiş. Bilgi, tecrübe ve oyun aklını oyuncuları aracılığıyla sahaya yansıtmayı hedeflemişti.
Süper Lig’de tutunamadı. Şampiyonluk iddiası ile başladı. Sonuncu oldu.
Oradan birinci lige düştü.
Borç batağında can çekişirken Ayhan Dündar ve arkadaşları ateşten gömlek giydi, geçen sezon takımı ligde tuttu.
Başkan yeniden güvenoyu ve şirketleşme yetkisini aldı.
Üzerinden aylar geçti, tık yok...
Şirketin yüzde 51 hissesi kulüpte olup, yüzde 49 hisseyi alacak bir babayiğit aranıyor...
Çıkar mı?
Günümüz Türkiye’sinde spor denilince “varsa futbol yoksa futbol”, aklımıza başka bir şey gelmiyor.
Belki biraz da basketbol, voleybol. Hani o da topla oynanıyor ya! Bireysel sporlara dönüp bakan yok. Oysa futbolda son yıllarda yaşanan başarısızlıklar ortada. Başarıları ise önemsemediğimiz bireysel dallarda yaşıyoruz. Yıllardan bu yana inişli çıkışlı gidişatına rağmen güreşte Avrupa, Dünya ve Olimpiyat şampiyonları çıkarıyor, madalyalar alıyoruz. İşte milli onurumuz! Dünyaya adımızı duyuran Filenin Sultanları...117 günlük zirve yolculuğu şimdilik son buldu. 3 kıtada 3 kupa Sultanlar, 31 Mayıs’ta Güney Kore ile başladığı süreci önceki gün oynadığı Belçika karşılaşmasıyla noktaladı. 3 kıtada 6 ülke dolaşan milliler, Milletler Ligi ve Avrupa şampiyonluğunun ardından Dünya Kupası’nı daldı. Ne kadar alkışlarsak alkışlayalım onlar fazlasını hak ediyor.
Onları artık sadece ‘‘Filenin Sultanları’’ diyerek geçiştiremeyiz. Onlar Türkiye’nin kızları, kadınları. Atatürk’ün kızları...Öyle bir