Cadde 'Ben bir işkoliğim'

'Ben bir işkoliğim'

21.11.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Simge Fıstıkoğlu, televizyonculuğu yaşam tarzı haline getiren sunuculardan. Bu durumdan şikayetçi olmayan Fıstıkoğlu, “Boş günlerimde haber ve spordan uzak duramıyorum” dedi

Ben bir işkoliğim

Bir süredir NTV ekranlarında seyirciyle buluşan Simge Fıstıkoğlu, kendisini, “Gerçek hayatta kahkahası yüksek, girdiği ortamlarda herkesle kolay uyum sağlayan, çok okuyan ama dinlemeyi de seven biri” olarak tanımlıyor. Sunucu, kendiyle dalga geçmeyi bilen insanlardan olduğunu da söyledi.

Haberin Devamı

- Hayata dair hemen her haberi, programı sundunuz. Son durağınız NTV oldu. Burada neler yapıyorsunuz?

Burada akşam haberlerini yapıyorum. 17.00 - 19.00 arasında Ahmed Arpat’la gündemi aktarıyoruz. İlk defa ekonomi de yapıyorum. Türkiye’de gündem çok yoğun. Spordan hayata her şey var, iki saatlik kuşağın içinde. 19.10 - 20.00 arasında ‘Spor Akşamı’nı sunuyorum. Hem gün içindeki spor haberlerini hem de sporun daha aktüel, interaktif tarafını ön plana çıkarmaya çalışıyoruz.

- İki işi birlikte yürütmek zor değil mi?

Yorucu ama ben işkoliğim, işimi çok seviyorum. Öğrenmeyi çok seviyorum, yorulmayıp ne yapacağım zaten? Şimdi yorulmasam, ne zaman yorulacağım hayatta? Akşamları eve gittiğimde bir saat televizyondan uzak, sessiz zaman geçirmeye çalışıyorum. Ama bu şekilde yaşıyor, böyle nefes alıyorum. Çok da şikayet edemem.

Haberin Devamı

Boş günlerimde haber ve spordan uzak duramıyorum, bundan da pişman değilim.

- NTV’ye geçiş süreci nasıl oldu?

Çok hızlı ve güzel oldu. Görüştük, “Çok isteriz birlikte çalışmak. Önemli olan ekibe katılman. İçeriği zamanla oturturuz” dediler. Ben de sıcak baktım. Hem spor hem haber olması ayrıca güzel çünkü sporun hiçbir zaman hayatımdan çıkmasını istemiyorum.

- Bir güne nasıl hazırlanıyorsunuz?

Şöyle bir talihsizliğim var, hem NTV’de hem de NTV Spor’da gündem toplantısı aynı saatte, 14.30’da. Önce NTV Spor’a gidiyorum, ardından NTV’ye geçiyorum. Haberlerin detaylarına bakıyorum. Konuğumuz varsa, sorular hazırlıyorum ve hakkında araştırma yapıyorum. Makyajın ilk önce yapılması taraftarıyım, hemen aradan çıkarıyorum. Saç ve makyajın ardından 16.00 gibi Ahmet’le birbirimizi görüp ‘Bugün ne yapıyoruz?’ diyoruz.

- Ekranda sürekli bakımlı ve şık olmak gerekiyor. Siz neler yapıyorsunuz?

Bu işi yapana kadar nefret ettiğim üç şey vardı: Makyaj, fön çektirmek ve çanta taşımak. Üçü de şu an hayatımın vazgeçilmezi. Cildimin temiz kalmasına özen gösteriyorum. Eve gider gitmez, hatta buradan gitmeden yüzümü temizliyorum. Hiç makyajla uyumam. Acıbadem sütü üç kuşaktır ailede kullanılır. Bana da çok iyi geliyor. Birçok temizlik losyonundan daha başarılı. Aynı şekilde gül suyu. Cildimi temizliyorum, sonra acıbadem sütü, ardından gül suyu, tonik ve nemlendirici... 15 - 20 günde bir maske ve peeling de yapıyorum.

Haberin Devamı

- Fit halinizi neye borçlusunuz? Spor yapıyor musunuz?

Geniş omuzlarım annemden miras. Babam ince uzundur, annem de ortalama Türk kadı-nın dan uzundur, geniş omuzludur. Sekiz yaşımdan beri spor yaptığım için böyleyim.

- Ekran kıyafetlerinizi kim seçiyor?

Ben seçiyorum. Sponsorlarım belli, onların çizgisini ve kendime yakışanları biliyorum. Zayıf, narin değilim. Geniş omuzlu ve yuvarlık hatlı bir kadınım. Bana neyin yakışacağı çok belli.

- Ekran dışındaki Simge nasıl biri?

Daha deli... Hayattaki en büyük avantajım ses tonum. Sakin bir ton... Herkes beni çok akıllı, asla sinirlenmeyen, ciddi, çok mesafeli biri zannediyor. Değil aslında... Günlük hayatımda çok az makyajlı, daha sporum. Enerjim olduğum gibi, sadece bir kanalda çalışıyor olmanın getirdiği bir dizginleme durumu var. Seçim haberi, şehit haberi okuyorsunuz, bunlar o enerjiyi kaldırmıyor. Gerçek hayatta daha çok kahkahası yüksek, girdiği ortamlarda herkesle kolay uyum sağlayan, çok okuyan ama dinlemeyi de çok seven, kendiyle dalga geçebilen biriyim.

Haberin Devamı

‘Hayal var, plan yok!’

“Hayatta beceremediğim tek şey plan yapmak. Ama hayal kurma konusunda çok başarılıyım. Hayallerim var ama planlarım yok. Şu anki planım, hali hazırda yaptığım şeyi, en iyi şekilde yapmak. Bütün sosyal medya hesaplarımda ‘Simply the Best’ yazar. ‘Kısacası en iyisi’... Planım, yaptığım işi en iyi şekilde yapabilmek. Hayalimse, artık TV digitalle birleşiyor. Bu entegrasyonda insanların hem online hem de TV’de izleyebilecekleri iyi bir format yapmak isterim.”

‘Çok eksiğim var’

- Nerede yaşamak isterdiniz?

İstanbul’a aşığım, çok seviyorum. Soğuğu severim, Norveç’te buzullarda da yaşamak isterdim.

- Hangi hataları hoşgörüyle karşılarsınız?

Kötü niyetle yapılmayan her şeyi hoş karşılayabilirim.

- Yapmaktan en çok mutlu olduğunuz şey nedir?

Spor, yemek, sevdiklerimle sohbet.

- Hayat felsefenizi anlatan slogan nedir?

Aslında üç cümlem var:

1-Müziksiz hayat hata olurdu.

2-Aramakla bulunmaz ama bulanlar arayanlardır.

3-Aramaktan yorulduğumdan beri bulmayı öğrendim.

- Nasıl bir ruh haliniz var?

Değişken.

- Kendinizde gördüğünüz en büyük eksiklik nedir?

O kadar çok eksiğim var ki... Çuvaldızla intihar eden ilk insan olacağım. Benimkisi öz eleştiri değil, öz kıyım... Daha önce seyircilerin eleştirilerini dikkate alır mısınız diye bir soru sorulmuştu. Şunu demiştim: Benim kendime söylemediğim bir şey söyleseler tabii ki alacağım. Ama onların söylediğinden 10 kat beterini kendime söylüyorum.

- En sevdiğiniz kelime nedir?

Hakikaten.

- Sizi ne heyecanlandırır?

İş, aşk, yeni olan her şey heyecanlandırır.

- Sizce mutluluğun tanımı nedir?

Mutluluğu bir devamlılık hali zannediyoruz, en büyük hatayı orada yapıyoruz. Kesintisiz mutluluk yok, o anlarda saklı. Kıymetini bilmek ve tüm hayata yaymak gerekiyor. İşimi iyi yaptığımda, sevdiklerimle vakit geçirdiğimde, vicdani azabı çekecek bir şey yapmadığımda, hiç kimsenin hakkını gasp etmediğimde, şükrettiğimde mutluyum...

‘Yorumlara kızmıyorum’

- Sosyal medyada aktif misiniz? Olumsuz yorumlar canınızı sıkıyor mu?

Eskiden biri kötü bir şey yazdığında çok üzülüyordum, ‘Nasıl beni böyle zanneder, nereden bilebilir?’ diye. Sonradan fark ettim ki, o kişinin sorunu benimle değil, kendisiyle. O yüzden kızamıyorum. Profiline baktığınız zaman, dertleri o kadar ortada ki... Ya bu mesleği yapmak istiyor ama yapamıyor, ya erkek arkadaşı ya da kocasından kıskanmış, erkekse benim futbolu konuşmama kızmış... Dışarıda hiç kimse olumsuz bir şey söylemedi. Klavyenin, monitörün verdiği rahatlıkla yardırıyor da yardırıyor.