'İnanmadığım karakteri oynamam'

- ‘Düğün Dernek 2 Sünnet’ de oynadığınız Yılmaz nasıl biri?

İlk filme göre Yılmaz’da biraz değişiklikler var. Bu filmde Ahmet Kural ve Murat Cemcir’le daha çok sahnem var. Ön planda ve aktif bir roldeyim. İlk filmde, rol için kısa sürede kilo vermiş ve zorlanmıştım. Karakterin yeterince keyfini çıkaramadım. Bu filmde tam anlamıyla rolümü yansıttım.

- 6 milyon 980 bin 70 kişi tarafından izlenen bir filmden sonra beklenti arttı. Tedirginlik var mı?

İlk filmden daha komik oldu. Ama beklenti açıkcası bizi korkuttu. En başta senarist Selçuk Aydemir’i korkuttu diyebilirim. Çok uzun süre uğraştı. Beklentiyi karşılamak için çok iyi senaryo yazması gerekiyordu ve yazdı. Bizim de ilk filmden daha iyi oynamamız gerekiyordu. Mizahtaki en tehlikeli olay, beklentidir. Seyirci de şimdi, ilk filme göre kıyaslama yapacak. Filmin gişe matematiğinin olduğunu düşünmüyorum. Bir filmin tek başarısı çok izlenmesi değildir.

- Sette kriterleriniz neler oldu?

Bir sahne oynadığım zaman set ekibi gülüyor mu? Oyuncu, arkadaşlarım ve en önemlisi Selçuk Aydemir gülüyor mu? diye bakıyorum. Bir şey yapıyorum, gülmüyorlarsa yaptığım hareketten hemen vazgeçiyorum. Set ekibine göre sahneleri ölçüyoruz. Eğlenceli olmayan bir sette, komedi filmi çekilemez.

- İlk filmin başarısını neye bağlıyorsunuz?

‘Düğün Dernek’ filminde seyirci samimiyetimizi gördü. Samimi işler yapmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar inanmadığım hiçbir karakteri oynadım. Bir projeye ‘Evet’ demek için gerçekten role inanmam gerekiyor. Sonuçta seyirci, filmi izledikten sonra beğenip, başkalarını da sinemaya gönderdi.

- Murat Cemcir ve Ahmet Kural’la kırılma noktanız neresiydi?

Aslında ‘Düğün Dernek’ filmi değil. İnsanlar öyle sanıyor ama ‘Çalgı Çengi’ filmiyle milyonlara ulaştık. Gişede başarılı olamadık ama internette çok izlenen film oldu. Filmin az izlenmesi kötü film olduğunu göstermez. Çok iyi filmlerde bazen az izlenmiş olabilir.

- Murat Cemcir ve Ahmet Kural’la birlikte üçlü oldunuz. Bu uyum nasıl oluştu?

Murat Cemcir ve Ahmet Kural’la ‘Bir Bulut Olsam’ dizisinde beraber çalışmıştık. İlk arkadaşlığımız orada başladı. Selçuk Aydemir’le tanışmamı sağlayan Murat Cemcir oldu. Daha sonra projelerde birlikte çalıştık. Artık, birbirimizi tanıyoruz. Sette, sürekli yardım ediyoruz. Bir kimyamız var. Yaptığımız işler başarılı oldu.

- Sürekli iyi işlerde yer aldınız. Senaryoyu seçerken, kriterleriniz neler?

Paraşütle inmedim ama inen oyuncular var. İyi bir iş yapan oyuncu,bir anda parlar ve kendisini oldu zanneder. Ama oyunculukta en önemli şey, istikrardır. Bir işi 35 - 40 sene başarılı yapıyorsan iyi olursun. Birçok iş teklifi geliyor. Onların içinde ekonomik anlamda iyi projeler var ama içime sinmediği için kabul etmiyorum. Aslında kabul etmediklerinde de değerlisindir. İyi işlerde oynamam, tesadüf değil. Sırasıyla karakter, iş disiplini, zeka ve son olarak yetenek. Bunlara sahip olduğunuz zaman yönetmen, senarist ve oyuncular sizinle çalışıyor.

- Tiyatro mezunu olarak şu an Türkiye’de herkesin oyuncu olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Su akar, yolunu bulur. Çok başarılı oyuncular, ne yaparsa yapsınlar hayat onları oyunculuğa götürmüş. Modeldir ama çok yeteneklidir ve hayat onu oyuncu yapar. Annem ve babam oyuncu olmamı istemiyorlardı ama önümde duramadılar. Şöhret ve zengin olmak için oyuncu olmak istiyorlar. 42 yaşındayım, 20 sene öncede bu işi yapıyordum. Ama 20 sene önce bu kadar popüler değildim. Niye kimse cerrah olmak istemiyor. Oyuncu olmak istemeyen de şarkıcı olmak istiyor.

‘Selçuk Aydemir’le çalışmak zirve oldu’

- “Hayatımın dönüm noktası” dediğiniz bir proje var mı?

‘Yabancı Damat’ dizisi, Yağmur ve Durul Taylan, Uğur Yücel ve Selçuk Aydemir… Uğur Yücel’le tanışmadan önce şartlardan dolayı oyunculuğu bırakıp, ‘Ayrılsak da Beraberiz’ dizisinin yazarlarında biri olmuştum. Sonra Yücel’in ‘Alacakaranlık’ ve ‘Yazı Tura’ filminde oynadım. Son kırılma noktam ise Selçuk Aydemir’le çalışmam. Benim için zirve oldu.