Cadde 'Yalnız'ın adına hiç kimse konuşmaz

'Yalnız'ın adına hiç kimse konuşmaz

09.12.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

Böyle diyor bir şiirinde Özdemir Asaf. Metropol kadını yoğun, yorgun ve tahammülsüz! Peki ‘aşk’ ne olacak? Sorunun cevabını, etrafımızda sayıları hızla artan yalnız kadınlarda aradık...

Yalnızın adına hiç kimse konuşmaz

Hayat hızla akıyor. Hızdan başımız dönüyor. Nereye yetişmemiz gerektiği konusunda kafamız karışık. Öncelik mecburen kariyerde! Metropol kadınları da, erkekler kadar yalnız, meşgul ve yorgun. Aşk, hepimizin rüyalarını süslüyor. Yine de kimsenin aşka ayıracak zamanı, harcayacak emeği, gösterecek tahammülü yok! Belki de ‘Nefes’ filminde denildiği gibi, “Büyük şehirlere aşk küçük geliyor!”
Büyüklerimiz bizi anlamıyor. Gözümüzün içine bakıp, “Nerede o eski aşklar?” diyorlar. Günümüzde aşkı bulmak, doya doya yaşamak neden bu kadar zor? Neden artık çoğumuz yalnız yaşamayı tercih ediyoruz? Sevgiliye kavuşmak varken, maillerle ve kısa mesajlarla nasıl yetinir olduk? Yoksa, ‘aradığımız aşk’ kapsama alanı dışında mı kaldı? Bu sorulara cevap bulabilmek için, birçok kişiyle görüştük. Gördük ki, kadınlar ve erkekler, her şeyi olduğu gibi yalnızlığı da farklı yaşıyor. Fakat hepsi, aşkın ‘çıkar ilişkilerine’ dönüşmesinden yakınıyor. Uzmanların, “Sağlıklı bir ilişki yaşama şansınız yüzde 10’dan azıcık fazla” dediğine bakılırsa, haklılar galiba!
Kadınlar, günümüz metropol erkeklerinin birer, ‘ıssız adam’ gibi etrafta dolaşmasından şikayetçi. Sadakatin kalmadığını, erkeğin ‘güzel ve sorunsuz kadın’ arayışında olduğuna dem vuruyorlar. Kimi de, zorlu şehir hayatının insanları bencilleştirdiğine dem vuruyor. Sıra erkeklere de gelecek. Ama önce kadınlar konuşacak!

Haberin Devamı

NEVAL BARLAS (TEMPO DERGİSİ YAYIN KOORDİNATÖRÜ)
AŞKA İNANCIMI KAYBETMEK İSTEMEM

Yalnızın adına hiç kimse konuşmaz

Ne zamandır ve neden yalnızsınız?
Hayatımı ‘kendimce’ yaşamak istediğim için tek başıma olmayı seçtim. 10 yıldır yalnız yaşıyorum ama ‘yalnız’ değilim. Çok sevdiğim ve beni çok sevdiğini bildiğim bir ailem ve sıkı dostlarım var.

Neden yanlış yaşamayı seçtiniz?
Sevdiğim, pek çok açıdan anlaştığım, yanında mutlu, huzurlu, güvenli olacağım biriyle hayatı paylaşmak isterdim. Ama olmadı. ‘Tekli yalnızlık çoklu yalnızlıktan iyidir’ düşüncesiyle evimi kurdum.

Bir kadın neden yalnız yaşamak ister?
Kalabalıklardan sıkıldığı için; sorunlardan, sorumluluklardan kaçmak istediği için; paylaşmak istemediği için, paylaşacak doğru kişiyi bulamadığı için; kontrolü elinde tutmak, kontrolsüz olmak, düşünmek, düşünmemek, umut etmek, kırılmamak, özlemek ve daha pek çok neden için.

Yalnız kadınların, mutsuz olduğunu düşününlere ne dersiniz?
Umutsuz ve mutsuz eşlere ne demeli o zaman?

Kadınlar, erkeklerden istediği cevapları alamadığı için mi yalnızdır?
Biriyle aynı evi paylaşırken de yalnız olabilirsiniz. Alınamayan cevaplar, ne sorduğunuza bağlı.

Evlilik hakkında ne düşünüyorsunuz?
Evliliğe olumlu bakıyorum. Doğru kişiyle yapıldığı taktirde evliliğin çok güzel olabileceğini düşünüyorum. Bu nedenle sırf evlenmiş olmak için evlenemezdim. İmzalı beraberliğin monotonluğa, saygısızlığa, bunaltan bir rutine dönüşmesinden korktuğum için. Puzzle’ın parçalarının eksik olmamasını istedim. Doğru olduğunu sandığım kişi ise, benim doğru kadın olduğumu düşünmedi.

Erkekler hakkındaki düşünceleriniz?
Hepsi okumuş, akıllı çocuklar!

Aşka inanıyor musunuz?
Tabii. Aşka olan inancımı hiç kaybetmedim. Kaybetmek de istemiyorum.

Haberin Devamı

GÖRKEM YELTAN (OYUNCU)
YALNIZ YAŞAMAK LİMON YEMEK GİBİ

Yalnızın adına hiç kimse konuşmaz

Ne zamandır yalnız yaşıyorsunuz?
Üniversiteyi kazanmıştım, İstanbul’da yalnız yaşamak zorundaydım. Ama sonra sevdim yalnız yaşamayı. Yalnızlık, bazen zorunluluktur bazen de seçimdir. İnsanlar, yalnızların mutsuz olduğunu düşünüyorlar. Keşke mutluluk, yalnız olup olmamakla çözümlenebilecek kadar kolay olsaydı!

Yalnız yaşamak nasıl bir duygu?
Limon yemek gibi! Ağzınızı sulandırır. Her gün limon yemeyi tercih etmeyebilir ve pasta yemek isteyebilirsiniz. Yalnız yaşadığım için hiç rahatsız edilmedim. Kimsenin nasıl yaşadığıyla ilgilenmiyorum, haliyle kimse de benimkiyle. Ama Nazilli’de yaşasaydım örneğin, annemle babamın yaşadığı yerde, ya ailemle yaşamaya devam ederdim ya da evlenmiş veya evlendirilmiş olurdum çoktan.

Evliliğe nasıl bakıyorsunuz?
Evlenmek için bir neden bulamadığımdan evlenmedim. Bir gün içimde cevabını bulursam neden evlenmem gerektiğinin, evlenirim. İki tarafın da birey olduğunun unutulmadığı bir ilişki yaşamak isterim. Şu anda böyle bir ilişki yaşıyorum zaten, altı yıldır.

Haberin Devamı

PROF. DR. DOĞAN ŞAHİN (PSİKİYATRİST)
SEVMEKTEN KORKANLAR YALNIZLIĞA SIĞINIR

Yalnızın adına hiç kimse konuşmaz

Prof. Dr. Doğan Şahin, günümüz insanının uzun süreli ilişki yaşamaktan korktuğunu söylüyor: “Karşı taraftan gelecek taleplerin fazlalığı da ürkütüyor olabilir. Ancak sağlıklı insanlar sorunlarını çözmüş kişilerdir ve mutluluklarını başkasının temin etmesi gibi bir beklentileri yoktur. Yani taleplerden korkarak ilişkiden kaçınan kişilerin de sevmek ve sevilmekle ilgili sorunları vardır.”
Biten ilişkinin ardından bir süre yalnız kalmanın sağlıklı olduğunu belirten Doğan, “İnsanlar korkularıyla hareket ettiklerinde buna ‘mantıklı olmak’ ya da ‘bilinçli olmak’ derler. Terk edilmek, aldatılmak, yeterince sevilmemek gibi korkuları olan biri sığınacak çok bahane bulur. ‘Aşkın ömrü çok kısa’ gibi sözde nesnel gözlemlere dayanır. Bağlanmaktan ve sevmekten kaçtığında bunu bilinçli tercihiymiş gibi sunar. Oysa hakikat, korkmasıdır” diyor.

Yalnızlık insana neler katar, neler götürür?
Yalnızlık insana hiçbir şey katmaz, hiçbir şey de götürmez. İnsan kendine bir şey katmak için yalnızlıktan yararlanabilir. Yoksa kendi başına yalnızlık, insana ne katsın ki?

Bazı insanlar neden yalnız kalamazlar?
Yalnız kalamayan üç karakter tipi vardır. İlki bağımlılar, kendilerine güvenmezler, kendilerini sıkıcı bulurlar. Hayatla yalnız başa çıkabileceklerine güveni olmayan kimselerdir.
İkincisi histrionikler. Sadece başkaları tarafından arzulandıklarında mutlu olurlar. İlgi odağı değillerse, kendilerini çok kötü hissederler, ilgi çekmek için cinselliklerini kullanırlar.
Borderline karakterler de, onları önemseyen insanlar olmadığında kendilerini değersiz hisseder ve kederli olurlar. Bunu en kestirme yolu bir partnerdir.

Haberin Devamı

NİLAY DORSA (MANKEN)
"YALNIZ KADININ EYVALLAHI YOKTUR"

Yalnızın adına hiç kimse konuşmaz

Ne zamandır yalnız yaşıyorsunuz?
10 yıl oldu. Yalnızlığı seviyorum ama bir o kadar korkuyorum, günün birinde kimsesiz kalmaktan, telefonumun çalmamasından. Yalnızlık benim için hem hobi, hem fobi. Yalnızlık bence lükstür, cesarettir. Yüz insanın içinde mutsuz olacağıma, tek başıma mutlu, huzurlu olmayı tercih ederim. Yalan dostluklar yerine kendime dost olmayı yeğlerim. Zaten bir kadın yalnızlığı tercih edebilme cesaretine ve lüksüne sahipse mutlaka güvendiği bir şey vardır. Bu yüzden kimseye eyvallahı yoktur.

Peki ya evlilik?
Bir insanın sohbetinden keyif almıyorsam ya da farklı dünyalardaysak ve ayak uydurmak zorunluluğuna gireceksek, bunun ne anlamı var? Bu ikili ilişkilerimde de böyle. Ortak nokta bulma zahmetine giremiyorum. Bu yüzden hiç evlenemeyeceğimi düşünüyorum. Bazen de acayip bir his doğuyor içime, birden evlenmek istediğimi hissediyorum. Bir yuvam, beş-altı çocuğum olsun, istiyorum. Sonra birden; “Yok evlilik bana göre değil. Bir insanla ömür boyu yapamam” diyorum.

Yalnız yaşamak nasıl bir duygu?
Yalnız olduğumda kendimi daha huzurlu buluyorum. Kendimi çok rahat eleştirebiliyorum, yanlışlarımı ve doğrularımı daha çabuk görebiliyorum. Ama götürdükleri de çok fazla. Sürekli güçlü olmaktan, dimdik durmaktan duygularını yitirip bir robota dönüşebiliyor insan. Yıllardır kendi ayakları üzerinde duran güçlü biriyim. Ama o güçlü karakterimin altında zayıf ve narin bir genç kız var. Sevgiye hasret bir kız. Dışarıya karşı sert, güçlü ama evde yalnızlığımda kedi gibi uysal.

Haberin Devamı

EMEL KAYIN (MİMAR-YAZAR)
ISSIZ DEĞİL ‘YALNIZ ADAM’

Yalnızın adına hiç kimse konuşmaz

Ne zamandır yalnızsınız?
Hiç sorgulamadım. Sanırım daha fazla düşünmeye başladığımdan beri yalnızım. Birileriyle olanların çoğunun aslında yalnız olduklarını kavradığım ve bazı birliktelik formlarının bireysel ya da toplumsal bir yalan olduğunu gördüğüm için yalnız olduğumu söyleyebilirim.

Yalnızlığı siz mi seçtiniz?
Yalnız olma hali benim için asla bir seçim değil. Düşüncelerini derinleştirmeye, görüş açısını genişletmeye kalkışan her insanın hayatı, gerçek aşkın ve gerçek dostluğun peşindeki imkânsız bir arayışa adanmıştır, diye düşünüyorum. Yalnızlık daha çok bu imkânsızlığın bir sonucu. İlerleyen zamanda hayatımdan yalan olan şeyleri çıkarmaya karar verdiğim ve bunu aşama aşama gerçekleştirdiğim için genel geçerli düzenin dışında kaldığımı fark ettim.

Neden hiç evlenmediniz?
Günümüzde çoğu evliliğin aşınmış ya da ticarileşmiş kurgularıyla sahte bir yapısı var. Evlilik, ne fazla yüceltilecek ne gereğinden çok aşağılanacak bir kurum. Gerçek aşkı ve gerçek dostluğu içeren, içerisinde boğulmayacağım bir evlilik kurgusu tesis edebilseydim, belki evlenebilirdim.

Yalnızlık size ne kattı?
Yazar olduğum için yalnızlıktan yararlandım diyebilirim. Hayatınızı tümüyle eline geçirmek isteyen yazma duygusu, sizden gerçek bir yalnızlık talep ediyor. Yalnızlık bana yazmak ve düşünmek için zaman sağladı; ama yalnızlığın büyük ağırlığını taşımak zorunda kaldım.

Günümüz erkekleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Metropol erkeklerinin çoğu birer ‘ıssız adam’ gibi dolaşıyor. Gerçek sevgiden korkan, vurup kaçmaya koşullanmış ve karşısındakine her vurduğunda aslında kendine vuran adamlar bunlar. Oysa yalnızlığın derinleştirme potansiyelini bilen kadınlar, ıssız adamları değil; yalnızlıktan aldıkları güçle korkularını yenebilmiş ‘yalnız adamları’ ararlar.

Büyük aşka inanır mısınız?
Evet. Ama “Gerçek aşk hayalet gibidir; onu herkes duymuştur; ama çok az kimse karşılaşmıştır” deniliyor; buna da inanıyorum.

‘Şu nedenden dolayı’ bir ilişkim olsun dediğiniz anlar var mı ? İlişkideki en çok neleri özlediniz?
İçinde sonsuz bir güven ve büyük bir sevgi ile hem gerçek, hem derin paylaşımlar olan ilişkinin insanı geliştiren olağanüstü bir mecra olduğunu düşünüyorum. En çok sevgiden öğrenirsiniz; en çok sevgi derinleştirir; en çok sevgi güçlü kılar bir insanı.

YARIN: BEKAR GENÇ KIZLAR, BEKAR ANNELER