Cadde “APOYEVMATiNi KÜLTÜR MiRASIMIZDIR”

“APOYEVMATiNi KÜLTÜR MiRASIMIZDIR”

20.07.2011 - 19:25 | Son Güncellenme:

Günlük gazetede olarak 1925’den beri Rumca çıkan Apoyevmatini, ekonomik sıkıntılar nedeniyle kapanma tehlikesiyle karşı karşıya. Destekler sayesinde 12 Eylül’e kadar mücadele edeceğini söyleyen gazetenin yayın yönetmeni Mihail Vasiliadis, kalıcı çözümün resmi ilanın düzenli olarak verilmesi olduğunu ifade ediyor

“APOYEVMATiNi KÜLTÜR MiRASIMIZDIR”


* Apoyevmatini neden kapanma riskiyle karşı karşıya kaldı?
Bardağı taşıran damla Yunanistan kökenli bazı reklamların kesilmesi. Ama bardağı dolduran, 1964’ten beri Türkiye’de akan sular. 1965’te Türkiye’de 90 bini aşkın Rum yaşıyordu. Bu sayede Apoyevmatini ve başka gazeteler, tirajlarıyla rahat rahat görevini yapabiliyordu. Bugün 600 aile, yani 2 bin kişi var. 600 basan bir gazetenin ayakta durmasına imkan yok.

“APOYEVMATiNi KÜLTÜR MiRASIMIZDIR”


* Yaş gününüz 12 Temmuz, ‘yas günü’ olmaktan son anda kurtarıldı. Şimdi son durum nedir?
Yılbaşından bu yana her gün 250-500 lira zarar ediyoruz. Ben bu yükü kaldıramam. 12 Temmuz’a kadar gazeteyi dişimle tırnağımla ayakta tutmaya karar verdim. O gün son gazeteyi basma düşüncesindeydim.

* Destekler kurtarmak için yeterli oldu mu?
Bilgi Üniversitesi öğrencileri de kapanmasını istemedi. “Bu gazete bizim de kültür mirasımızdır” dediler. Abone olmaya başladılar. Bu arada Baskın Oran Hoca, Samim Akgönül Hoca ve onların akademisyen arkadaşları gazeteyi kurtarmak için çaba gösterdiler. Tabii taşıma suyla değirmenin dönmesine imkan yok ama biraz kıpırdanma oldu. Şimdi 12 Temmuz değil, tehlikesiyle nam salmış 12 Eylül’e kadar bir temdit almış durumdayız. 12 Eylül 2011, inşallah 1980 gibi olmaz.

“APOYEVMATiNi KÜLTÜR MiRASIMIZDIR”


* Apoyevmatini nasıl ayakta kalabilir?
Resmi ilanın düzenli verilmesi en kalıcı çözüm. Bu gazete resmi ilan almayı anasının ak sütü gibi hak ediyor. Ama bazı şartlar yönetmeliğe uymadığı için alamıyor. Yönetmelik, ihtiyacı olanlara ve bunu hak etmiş olanlara, millet parasının devlet eliyle dağıtılması için yapılmış. Eğer yönetmelik bunu hak etmiş gazeteleri dışarıda bırakıyorsa, bu gazeteler ölüme terk edilmez, aksine yönetmelik değiştirilir. Ya da negatif ayrımcılığın kurbanı olan bu gazete, pozitif bir ayrımcılıkla kurtarılır.

* Gazetenin içeriğini anlatır mısınız?
Bir cemaat gazetesi ya da bir Rum toplumu gazetesi değildir. Bu bir gazetedir. Dünyadaki önemli olayları, ülkemiz çevresindeki haberleri, ülke haberlerini, kent haberlerini ve Rum toplumunun haberlerini bulabilirsiniz. Ağırlıklı dış haber var. Çevreyle ilgili haberlere özellikle yer veriyoruz. Yalnız yerel bir gazete değiliz. Birinci sayfada 7, arka sayfada 15 haberimiz var. Bunlar 100-200 haber arasından seçiliyor ve yeniden yazılıyor. Doğruluğu araştırılıyor. Sansasyon yaratacak şey yayımlanmıyor.

* Her ay ne kadar zarar ediyor?
Gazetenin maliyeti ayda 13 bin lira. Bunun yüzde 35’i cemaat kurumlarının verdiği ilanlarla toplanıyor. Geriye kalan 7-8 bin lira açığımız. Bunu kapatabilirsek gazete yaşayacak. Apoyevmatini yalnız Rum cemaatinin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin de tarihi. Bu gazetenin sütunlarında Rum Cemaati’nin 86 senelik tarihi yazılı. Ölümler, doğumlar... Hatta bizim gazetenin mottosu şudur: “Apoyevmatini’de haber olmadan ne bir kimse doğar, ne kimse ölür.”

* Kaç kişi çalışıyor?
Ben günde 18 saat çalışıyorum. Oğlum Mina da yardım ediyor. Zaten satışımızdan bize bir gelir yok. Parayı dağıtıcılara bırakıyoruz.

* 18 saat çalışmak büyük fedakârlık değil mi?
İstiyorum ki, buradaki soydaşlarımız yıllardır olduğu gibi akşam evlerine dönerken balık pazarına uğrayıp, mezelerinin yanında Apoyevmatini de alsın. Eve gitsin, “Hadi hanım yemek hazırsa şu mezeleri de koy” desin. Masa hazırlanana kadar pencere kenarında ya da sobasının yanında gazetesini açsın, dünyada ne oluyor ne bitiyor öğrensin. “Ölen var mı? Gitmesi gereken bir cenaze ya da mevlit var mı? Bir dost çocuğunu vaftiz ettiriyor mu? Herhangi bir derneğin balosu ya da etkinliği var mı? Çocuklar okulda müsamere yapacak mı? Türk-Yunan ilişkileri ne durumda? Acaba daha da bozulup Türk dostlarımızla aramız gerginleşecek mi? Yoksa onlar biraz aralarını bulunca, benim de dostum Hasan Efendi’yle aram daha iyi olabilecek mi? Kıbrıs’taki fırtına bitecek mi? Yoksa önce bizim mi bitirecek? Bunları öğrenmelerini istiyorum.

Haberin Devamı


EN YÜKSEK TiRAJLI GAZETEYDi
En yüksek ulaştığı tiraj nedir?
1920’lerin sonlarında 30 bini aşmıştı, Türkiye’de en yüksek tiraja sahip gazeteydi. Çünkü eski yazı döneminde Rumlardan başka Yunanistan’dan gelen mübadiller, eski yazı bilmedikleri için Apoyevmatini okuyordu. İstanbul eski yazı döneminde Müslüman topluluğunun okuma yazma oranı yüzde 5’ken Rumlar arasında yüzde 70'i geçiyordu. Yeni yazı kendini kabul ettirmeye başladığında Cumhuriyet gazetesinin tirajı yükseldi.

DESTEK OLMAK iÇiN
“Apoyevmatini gazetesi kapanmasın” diyorsanız, gazetenin abonelik bedeli üç aylık 25 TL, altı aylık 50 TL,
bir senelik 100 TL. Ayrıntılı bilgi için: apo.istanbul@gmail.com’dan bilgi alabilirsiniz.


“APOYEVMATiNi KÜLTÜR MiRASIMIZDIR”


BU GAZETE NEDEN ÖNEMLi?
Strasbourg Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Samim Akgönül

“Apoyevmatini Türkiye’nin onurudur”

1925’ten beri aralıksız yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti’nin en eski üç gazetesinden biri Apoyevmatini’dir. Cumhuriyet tarihinin izi, bu gazete aracılığıyla aralıksız sürdürülebilir. Tarihçiler için altın değerindedir. Ben de ‘Türkiye Rumları’ kitabımı yazarken Apoyevmatini’den çok faydalanmıştım. Bu gazete, Türkiye Rumları için hayati önem taşır. Yani güncel önemi de büyüktür. Apoyevmatini’nin yok olması, Türkiye Rumlarının yok olmasını tesciller. Zaten bu yok olma (yok etme) süreci 80 yıldır sürdüğü için okurları çok azalmış ve bugün finansal krize girmiştir. Ancak Apoyevmatini, hâlâ ayakta kalan azınlığın ‘agora’sıdır, yani toplantı alanıdır. Son olarak Apoyevmatini Türkiye’nin çok kültürlü ve çok dilli geçmişinin (ve bugününün) sembolüdür. Kürtçe üzerine yoğun tartışmaların yaşandığı bugünlerde Apoyevmatini Türkiye’de yayımlanan bir Yunanca gazete olarak, Türkiye’nin dilsel ve kültürel zenginliğinin sembolüdür. Bu sebeplerden Apoyevmatini’nin yaşaması şarttır. Bunun için de iki yol var.
Birincisi, abonelik. “Yunanca bilmeyenler neden bu gazeteye abone olsun?” derseniz, “Elbette kurtarmak için” derim. Ancak ben de Apoyevmatini’nin artık çift dilli çıkması gerektiğini savunuyorum. Kişisel aboneliklerin yanı sıra, bence daha önemli olan, üniversite kütüphanelerinin
birkaç nüshaya abone olmalarıdır, yani kurumsal aboneliktir. Türkiye’deki ‘Yunan Dili ve Edebiyatı’ bölümlerinin bu gazeteye abone olup olmadıklarını bilmiyorum. Ama bence en azından kendi öğrencileri için 5’er 10’ar nüshaya abone olmalılar.
Gazeteyi kurtarmanın ikinci yolu, reklamdır. Yayınevleri, vakıflar, araştırma kurumları, dernekler, sivil toplum örgütleri reklam verebilir. Resmi ilanlar da verilmelidir. Yani tiraj konusu göz ardı edilerek pozitif ayrımcılık yapılmalıdır.