'Samimiyet başarıyı getiriyor'

- Oyunculuk dersleri aldınız mı?

Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde önce Aktör Stüdyo’da eğitim aldım. Ardından Müjdat Gezen Sanat Merkezi Konservatuvarı Tiyatro
Bölümü’nden mezun oldum.

- Önceden dansla ilgileniyormuşsunuz... Oyuncukla yollarınız nasıl kesişti?

Benim değil, annemin yolu kesişti. Çünkü oyunculuk, dansın yine içinde olduğu ve yapabileceğimi düşündüğü bir şeydi. Eğitimim başladıktan sonra, kendi hayalim oldu. Hiç aklımda yoktu. Hayatım boyunca dans edeceğimi düşünmüştüm. Ama oldu, iyi ki oldu, çok güzel oldu.

- ‘İnadına Aşk’da Defne karakteriyle ön plana çıktınız...

Doğru menajer, yönlendirme, proje, yer, zaman, kanal, yapım ve kişi bir araya geldikten sonra işin iyi olmaması mümkün değil. Bir de çok çalışmak. Projeyle yollarımız kesiştikten sonra karakteri herkes bana çok yakıştırdı. Samimiyet
de başarıyı getiriyor.

- Tanındıktan sonra hayatınızda neler değişti?

En çok değişen şey, tanımadığım halde çok sevdiğim sayısız insan girdi hayatıma. Ekrandan tanıyıp, seven insanların, özellikle sosyal medyadan aldığım enerjileri motive edici. Başka bir şey değişmedi. Durmadan çalışan ve her boşluğu
ailesi ve dostlarına ayıran biriyim.

‘Senaristlerle kimyamız tuttu’

- Dizi kariyerinizi nasıl etkiledi?

Olumlu etkiledi. Senaristlerle kimyamız tuttu. Bu durum oyuncu için en önemli şeylerden birisi. Karşılıklı karar verdik bazı şeylere. Onlar yazdıkça ben üzerine ekledim, ben ekledikçe onlar yazdı ve ortaya güzel bir iş çıktı.

- Sizin için en özel rol hangisiydi?

Her şey ‘Kaçak Gelinler’ Almila karakteriyle başladı. O bir kapı açtı, ilerlediğim yolda Defne karakteri daha özeldi. Çünkü başladığım işe bir şeyler ekleme imkanı sağladı. Eğitimimi ve tecrübelerimi kullandım. Yeni projeleri okuyorum. Defne’nin de üzerine neler koyabileceğime bakıyorum. Bambaşka bir karateri de oynayabilirim.

- ‘Görevimiz Komedi’den biraz bahseder misiniz?

Teklif gelince heyecanlandım. Çünkü; kadro çok güçlü. Oyuncu adaylarının enerjisi bize geçiyor. Yarışmacıları adilane bir şekilde seçmeye çalışıyoruz. Finalist olan yarışmacılarımızla kısa filmler çekeceğiz. Ödül, maddiyattan daha değerli. Seçilenlere sinema filminde, dizide oynama imkanı sağlanacak. Jüri üyeleri, takım liderleri ve oyuncu koçları tecrübeli isimler. Rasim Öztekin, Asuman Dabak, Burak Satıbol, Bülent Emrah Parlak, Zeynep Kankonde’yle jüri ve takım lideri olarak yer alıyoruz. Setimiz de keyifli. Ee format şahane, daha ne olsun?

- Set sürelerinin uzunluğu hakkında ne düşünüyorsunuz? Kaç gün settesiniz?

Süre yayınla doğru orantılı.Yapım ve koordinasyon tabii en verimlisini alacak şekilde bir program yapıyor. Seyircide bu sürelere alıştı. Bazen yorucu olabiliyor. Dizide çalışıyorsak altı gün setteyiz, bize kalan bir gün çok değerli oluyor. İşinizi sevdiğiniz zaman bu yorgunluk rahatsız etmiyor. Projeden zevk aldığım zaman bu durum bazen mutlu bile ediyor diyebilirim.
‘Görevimiz Komedi’ bir yarışma programı
ve set değişken olabiliyor, ama dizi gibi değil.

- Beraber rol almak istediğiniz bir oyuncu var mı?

Kesinlikle, en başta Şener Şen. Gerçekten kendisinin büyük bir hayranıyım. Onunla karşılıklı oynamayı, bir şeyler öğrenmeyi çok isterim.

- Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizim işimizi yapan insanlar için boş zamanlar altın değerinde... Klişeyle başlayacağım ama en çok kitap okuyorum ve mümkün olduğunca film izlemeye çalışıyorum. Özellikle dünyaca ünlü aktris ve aktörleri izlemek şevk veriyor. Onun dışında arkadaşlarımla vakit geçirmek, kahve içmek ve dışarıda yürümek... Hele ki hava güzelse, harika.

‘Eleştiri de övgü kadar değerli’

- Sosyal medyayla aranız nasıl?

Aram iyi, kötü olmasına zaten izin vermiyorlar. Takipçilerim sağ olsunlar, beni benden çok takip ediyorlar. Bir sayfa açıyorsunuz ve onun üzerine o kadar çok şey yazıyorlar ki, o enerji iyi geliyor. Elimden geldiğince cevap veriyorum. Mesela yoğunluktan elime telefonu alamadığım zamanlar oluyor, 3- 5 gün bir şey yazamayınca, fotoğraf koyamayınca merak ediyorlar, özlüyorlar ve bunları hiç bıkmadan usanmadan yazıyorlar. Hep var olsunlar.

- Eleştiriler oluyor mu?

Bu konuda şanslıyım. Çok yorum alıyorum ve büyük bir çoğunluğu olumlu. Aksi bir durum olduğunda, olumsuz gelen yorumları da daha dikkate alarak okuyorum. Eleştirilmekle ilgili bir sorunum yok, tam tersi devamlı iyi şeyler yazılıyor ya da söyleniyorsa asıl sorun oradadır. Yazım dili önemli, hakaret veya haddini aşan şeyler olmamalı.

Onun dışında eleştiri de en az övgü kadar değerli. Eleştiri iyidir, eleştiri candır, eleştiri yapın.

- Spor yapıyor musunuz?

İhtiyaç duydukça yapıyorum. Dansçı olduğum için uzun yıllar form tutmak adına sıkı spor yaptım. Şimdi ise zamanım oldukça kendimi yürüyüşe atıyorum.