Bir minicik kız çocuğu bak kendi müzikalini yapıyor!

Türk pop müziğinin güçlü isimlerinden Sertab Erener, ‘Sertab’ın Müzikali’ adını verdiği şovunu önceki akşam Uniq Hall’de gerçekleştirdi. Biletleri haftalar öncesinden tükenen müzikalde, 37 şarkı söyleyen ve iki saati aşkın bir süre sahnede kalan sanatçı, performansıyla izleyenlerden tam not aldı.

1992 yılında çıkardığı ‘Sakin Ol’ isimli ilk albümündeki kızıl ve kıvırcık saçlı imajıyla seyircisini karşılayan Erener, TRT arşivlerinden çıkan, 1994 yılına girerken kayda alınmış yılbaşı programıyla bizleri 90’ların tam ortasına götürüyor. Sanatçının, ‘Yalnızlık Senfonisi’ parçasıyla giriş yaptığı müzikal, 90’lar ve 2000’ler olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Şarkılarını kronolojik bir sırayla seslendiren Erener, Beyhan Murphy’nin koreografisi, Belma Özdemir’in tasarladığı 10 sahne kostümü, yıllardır birlikte çalıştığı uyumlu orkestrası ve Modern Dans Topluluğu’nun profesyonel dansçılarıyla sahnede devleşiyor.

İlk bölüm 90’lar

Sanatçı, programının ilk bölümünde salonu hınca hınç dolduran seyircisini “Hoş geldiniz” sözleriyle karşılıyor. 90’lı yıllara damga vuran hitlerini hiç ara vermeden, kostümlerini zaman zaman sahne üzerinde dansçılar eşliğinde değiştirerek söylüyor. İzleyenler, ‘O Ye’ şarkısında, lise sıralarında yerinde duramayan bir Erener ve gitar soloda Gültekin Kaçar’ı gözlerini kırpmadan izliyor.

Sanatçı, aşk ve sevginin cinsiyet tanımadığını ‘Aşk’ parçasındaki danslarla anlatırken, ‘Söz Bitti’ ve ‘Bahçede’ şarkısında sahneye kurulan salıncakta kırmızı peleriniyle bizleri adeta masallar âlemine sürüklüyor. Erener, dillerden düşmeyen 19 şarkısını seslendirdiği müzikalinin ilk bölümünü, 2003’te ülkemize Eurovision birinciliği kazandıran ‘Every Way That I Can’ le tamamlıyor.

Ayakta alkışlandı

Sertab Erener, müzikalinin ikinci yarısına, ‘Kırık Kalpler Albümü’nden ‘Aşk Beni’yle başlıyor. Körebe âşık rolündeki sanatçı, daha sonra seslendirdiği ‘İstanbul’ isimli parçasında kalabalık şehir hayatında sıkışan bir doktor olup, başarılı vokalisti Zeynep Doruk’la sahnede atışıyor. Doruk, kendi yorumunu kattığı ‘Sus’ parçasıyla izleyenlerin tam kalbine işlerken, Erener, tek başına dik duran kadınlara armağan ettiği parçası ‘Tek Başıma’yla alkış ve tezahürat topluyor.

Sanatçı, yeri geliyor işaret diliyle şarkılarını anlatıyor, yeri geliyor sözleri pankartlardan aktarıyor. Müziğin evrenselliği ‘Kera’ parçasıyla belirtilirken, gösteri sonunda 50 kişiyi geçen tüm ekip, seyircisini sahneden alkışlıyor.

Tamamlanan müzikali bin 200 kişilik salon dakikalarca ayakta alkışlıyor. Karşılıklı selamlaşmalar ve iyi dileklerin ardından pası silinen kulaklar ve yüzlerde tatlı birer gülümseme kalıyor.

Konser gibi prova

Sertab Erener, biletleri haftalar öncesinden tükenen uluslararası standartlarındaki ‘Sertab’ın Müzikali’ projesine 25’inci yılına yakışır şekilde hazırlandı. Erener’in, “Hayalim” dediği ‘Sertab’ın Müzikali’nin provalarına katılma şansı buldum. Yoğun geçen hazırlık sürecini sosyal medya hesaplarında paylaşan sanatçı, provalarda kâh salıncakta, kâh sarkan bir ipin ucunda şarkılarını seslendirdi. Avrupa turnesi devam ederken, bir yandan kitap yazan, diğer yandan da Best Of albümü için hazırlıklarını sürdüren Erener, provalardaki performansıyla konserlerini aratmadı. Işık ve dans figürlerinin tümüne hakim olan sanatçı ekibiyle bire bir ilgilendi. Müzikalden günler öncesinden saatlerce prova yapan Erener’in, sahne dekorlarını da
Murphy’le birlikte kurguladıkları öğrenildi.

Dinamik performans

Müzikal boyunca ve aralarda seyirciler arasından sanatçı için “Enerjisi neredengeliyor?” denildiğini duyuyorum. Öyle ya, Sertab Erener hopluyor, zıplıyor, yastık savaşı yapıyor, uçuyor, merdivenleri inip çıkıyor hatta ters takla atıyor. Konserleri boyunca onu ilk kez izleyenlerden “Canlı performansı kayıtlardan da güzelmiş” diyenlerin sayısı hiç de az değil! Kendiyle ilgili “Yeni, hayal kuran, inatçı ve savaşçı biriyim” diyen sanatçı, dinamik hareketleri ve yorulmak nedir bilmeyen sesiyle, tüm salonu kendine hayran bırakıyor.

Prova yorgunluğu ve heyecan dolu müzikalin ardından Erener, kendisini konserlerinde yalnız bırakmayan ve ona ‘minik dev kadın’ diyen hayranlarını da kulisinde ağırlıyor. Sanatçı, dünya çapında yapılabilecek ve arşivlerdeki yerini alabilecek bu gösterisi, sevecenliği ve güler yüzlülüğüyle kalplerdeki yerini bir kez daha alıyor.