‘Biz modeller herkes gibiyiz’

Danimarkalı top model Nadja Bender, Harper’s Bazaar dergisinin mart sayısına kapak oldu. Üniversitede nanoteknoloji bölümü öğrencisiyken komşusu tarafından keşfedilerek mankenliğe adım atan 27 yaşındaki model, şimdiye dek Fendi’den Jimmy Choo’ya kadar pek çok prestijli markanın katalog ve defilelerinde boy gösterdi. Kriminoloji okumak istediğini söyleyen Bender, kariyeri ve özel hayatı hakkında konuştu.

- Modelliğe başlamanıza bir komşunuzun ön ayak olduğu doğru mu?

Evet, tamamen gerçek bir hikaye! Eski alt kat komşumuz menajerimle tanışıyordu ve ben taşınınca ona mesaj atmıştı. Sonra kendisi benimle Facebook üzerinden irtibata geçti ve olaylar gelişti.

- Bambaşka bir eğitim geçmişiniz var. Bu sektörde ciddi bir kariyer potansiyeliniz olduğunu, ilk defa ne zaman fark ettiniz?

Aslında her şey çok hızlı ilerliyordu. O sırada Kopenhag Üniversitesi’nde nanoteknoloji bölümünü okuyordum ve modelliğe başladıktan 4-5 ay sonra okulu bırakmam gerekti. Ancak bu işte gerçekten başarılı olabileceğimi anlamam için aradan birkaç sezon geçmesi gerekecekti. Her şey bana öylesine yabancıydı ki, moda hakkında hiçbir şey bilmiyordum.

- Bedeniniz veya görünümünüzle ilgili sorunlarınız oldu mu?

Bana herkesin aynı olduğunu öğreten bir ailede büyüdüm. Bu yüzden modellere baktığımda, hiçbir zaman sadece güzel bir yüz ve vücut değil, insan görüyorum. Muhtemelen aynı benim gibi, şans eseri genleri, dolayısıyla uzun boylu, atletik ve ince yapılı olan, iyi ve kötü günler geçirmiş, zaman zaman güven sorunu yaşayan bireyler görüyorum. Ne de olsa görünümüm benim işim ve insanların her zaman paylaşacakları bir görüşü oluyor. Anlayacağınız, biz modeller, diğer herkes gibiyiz.

- Kariyeriniz boyunca izlediğiniz özel bir egzersiz rutininiz var mı?

Bilek ağırlıklarıyla çalışıyorum ve sanırım kalçalarıma odaklanmasam da her hareketimde onları da sıkılaştırmış oluyorum.

- Alışveriş hastası olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Şu sıralar pek değilim doğrusu. Açıkçası jean-tişört kızıyım. Çünkü çok basit ve hata yapma şansınız sıfır.

- Bir röportajınızda kriminoloji okumak istediğinizi söylemiştiniz. Bu gerçekleşti mi?

O kadar yoğundum ki, yeni bir eğitim sürecine girmeye vaktim olmadı. Ama her zaman insan beyninin nasıl çalıştığı ilgimi çekmiştir, bizi biz yapan şeyler, farklı tepkilerimiz. Hâlâ kriminoloji okumak istiyorum. Çok ilginç bir alan!

‘Yemeklerimiz çok iyidir’

- Danimarka, özellikle Kopenhag ilham verici seyahat rotaları arasında gösteriliyor. Bunu neye yoruyorsunuz?

Eh, çünkü muazzam bir ülkeye sahibiz! Şaka bir yana, sanırım bu durum, karşılıklı tavrımız ve dünyanın geçirmekte olduğu değişimle ilgili. Bizler birbirimizi hedef veya suçlu göstermeyiz, ayrıca kendimizi kimseden üstün görmeyiz. Kültürel olarak kabullenmeye ve farklılıklara saygı göstermeye kodlanmışız, bu hissediliyor olabilir. Bir de yemeklerimiz çok iyidir.