Akın -Gülin Öngör'ün Selendi şarapları

serfiergun@milliyet.com.tr Akın Öngör, Akhisar'daki bağlarında ikinci kez profesyonel bir biçimde ürettiği şarapları tanıttı geçen akşam Mikla'da. Selendi 2005 de aynen 2004 yılının şarabı gibi Shiraz, Cabarnet Sauvignon ve Merlot üzümlerinin karışımından yapılmış bir kupaj ancak bu yılkinin karışım oranları farklıymış. 2005'te toplanan üzümler, Fransa'dan gelen meşe fıçılarda 13 derece ısıda ve yüzde 70 nemde bekletilmiş iki yıl ve sonra şişelenmiş. Tam butik işi. Akın Gülin Öngör'ün Akhisar'daki bağda güzel bir evleri var. Bağ bozumu ailece oradalar üzüm toplayanlara manevi destek olmaya. Bağın bir bölümüne de şaraphanesini yaptırmış, tabii yine Akın Öngör titizliği ve stiliyle. Dışardan üzüm almıyor, dışarıya üzüm vermiyor, kendi yetiştirdiği üzümü kendi şarap yapıyor. Birkaç yıldır Akhisar'ın tepelerinde aldığı yeni arazide yeni üzümler de yetiştiriyor. Onlardan da roze şarap yapacakmış. "Türkiye bir Akdeniz ülkesi ve roze şarap üretilmiyor ve içilmiyor, oysaki yazın soğutulmuş bir rozenin tadına doyum olmaz" diyor. Tepebaşı The Marmara'nın çatısındaki Mikla restorandaki tanıtım gecesinde birkaç dostu dışında ağırlıklı olarak basın vardı. Mikla'nın sahibi Mehmet Gürs Akhisar'daki bağlardan çıkan şarapları ve onlardan yapılan pekmezleri kullanarak nefis bir menü hazırlamıştı. Az ve öz menü. Selendi 2004'ün etiketlerini ressam Yavuz Tanyeli yapmıştı. Bu yıl da Ömer Uluç'un bir resmini kullanmışlar. Grafikler de Alameti Farika'dan. Serdar Erener hiç para almadan yapmış. Selendi 2005 zaten toplam 6500 şişe. Gülin Öngör; "2000'ini biz içiyoruz, dostlarımıza hediye ediyoruz. Kalanı satılacak" diyor. Kalanın geliri de onların aile bütçesine katkıda bulunmayacak zaten. Akın Öngör'ün eşinin adına Akhisar'da yaptırdığı Gülin Öngör Anadolu Kız Meslek Lisesi'ne gidecek. Okul bu yıl derslere başladı. Yani Akhisar'da alınan mısır tarlasına üzüm ekildi üzümlerden şarap yapıldı şaraplar satıldı geliri okulda Akhisarlı kızları okutuyor. Kulağa hoş geliyor değil mi? Yapı Kredi Kültür Sanat 13 Kasım'da Osmanlıca kurslarına başlıyor. Her salı ve cuma Galatasaray Lisesi'nin karşısındaki Yapı Kredi Yayıncılık'ın 5'inci katında akşamüstü 18:30-20:30 arası Osmanlıca kursları başlıyor. Dersler toplam 40 saat sürecek. Dersleri Yücel Demirel veriyor. Kaydolmak isteyen Yapı Kredi'den Papatya Atak'ı arasın. (212 252 47 00 / dahili 503) 40 saatte Osmanlıca Antik A.Ş. geçtiğimiz pazar günü Swiss Otel'de tam 250'nci müzayedesini yaptı. 26 yılda 250 müzayede... Az buz değil. Bu müzayedenin anısına Antik A.Ş.'nin sahibi Turgay Artam oyun kâğıtları bastırdı. Kağıtların üzerinde müzayedede satışa sunulan sanat eserlerinin fotoğrafları var. Örneğin sinek 6'lısı Sultan Abdülmecid tuğralı bir gümüş ibrik ve leğen, kupa papazı İbrahim Çallı tablosu, maça altılısı Jean Leon Gerome'un bir heykelinin fotoğrafı gibi... Oyun kâğıtları Son zamanlarda epey yolculuk yaptım. Havalanları ve havayollarına not veriyorum. Süper güç ABD'nin gözbebeği New York kentine J.F.Kennedy Havalanı'ndan bir girmeye çalışın bakalım. Uzun zamandır devam eden ve nedense bir türlü çözüm üretilmeyen ancak üçüncü dünya ülkelerine yakışabilecek bir durum var o alanda. O kadar yoğun, o kadar yoğun ki, onbuçuk saat uçup alana indikten sonra bir saat de uçağın içinde kapıya yanaşmak için bekliyorsunuz. Ya da uçak kapılarını kapıyor, havalanacaksınız en az yarım saat havalanmak için sıra bekliyor. Girip çıktığınız 'gate' ler de birşeye benzese bari. Gecekondudan bozma barakalar. Ama... 1 no'lu terminalde bir ekspres spa var ki size bütün bu gecikmeleri unutturuyor. Ayak üstü ayak masajı tüm yorgunluğu atıyor, taşıdığınız ağır el çantalarının gerdiği omuz ve kol kaslarınızı gevşetiyor. Ayak başparmağınızın ucuna yapılan masajı beyninizde, topuğunuza yapılanı kalçalarınızda hissediyorsunuz. Bir de size New York'ta verdiğiniz paranın karşılığını fazlasıyla alacak karnınızı zevkle doyuracak iki adres vereyim: Brooklyn köprüsünün hemen altındaki Grimaldi'nin pizzalarının tadı geri döndükten sonra bile damağınızda kalıyor. Kapısında uzuun bir kuyruk haftasonları. 35 dolara iki kişi doyuyor. Diğer adres de Manhattan'da 3'üncü cadde ve 74'üncü sokak köşesindeki JG Melon. Hamburgerleri tam amerikan. Bir hamburger ve patates tava 10 dolar. Eski bir dekorun içinde herkez dirsek dirseğe oturuyor ama kapıda kuyruk. He ikisi de rezervasyon ve kredi kartı almıyor. New York'ta hamburger JG Melon'da yenir