Altın Portakal artık yeniliklerle özüne dönüyor

Bu yıl 8 - 18 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin yeni çehresi ve heykelciği, dün akşam Salt Galata’da gerçekleştirilen bir lansman ile basına tanıtıldı. Lansmana Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, festival direktörü Elif Dağdeviren, festival komitesi üyeleri ile ulusal yarışma jüri başkanı Yılmaz Erdoğan ve jüri üyeleri Meral Çetinkaya, Bülent Emin Yarar, Ebru Ceylan, Hayk Kirakosyan, Belmin Söylemez, İskender Pala ve Selim Atakan’ın da aralarında olduğu, sinema dünyasının ünlü ve emektar isimleri katıldı.
Başkan Türel festivalin mottosu olan ‘Gelenekten geleceğe, yerelden evrensele’ kavramını vurgularken, “Şiirin şiir gibi filmini çekti,” diyerek Yılmaz Erdoğan’ı, “Roman gibi bir filmle, sanatın her dalından ilham alarak çektiği bir filmle bizi onurlandırdı,” diyerek Nuri Bilge Ceylan’ı selamladı.

‘Gelenekten geleceğe’
Dağdeviren ise “Bu festival hem geleneklere sahip çıkan hem de kendi geleneklerini yaratan bir festival, biz de bu kimliğini daha da ileri taşımak istiyoruz” dedi. Festivalde artık yazım ve çekim aşamasında olan filmlere de destek verilecek. Festival komitesi üyesi Zeynep Özbatur Atakan, Antalya Film Forumu adındaki ortak yapım marketi projesini tanıtırken, “Bir filmin keşfedilmesi için artık bitmesi gerekmiyor. Filmin konusunun sunulduğu aşamada 30 bin TL, çekim ve post prodüksiyon aşamasında ise 100 bin TL teşvik ödülü alabileceği bir sistemi başlatıyoruz” şeklinde konuştu.
Gecede ayrıca Urart tarafından tasarlanan yeni Venüs heykelciği de görücüye çıktı. Dağdeviren, orijinal ödülü ilk kez verildiği 1964 yılında ilk kez “Gurbet Kuşları” ile alan Halit Refiğ’in eşi Gülper Refiğ’den rica ettiğini, aile dostları olan Refiğ’in bu ricasını kırmadığını anlattı. Ödülün ilk ve son halleri yan yana sergilendi.

Entelektüel olmayan festival

Festivalin ulusal yarışma jüri başkanı Yılmaz Erdoğan, Hakkâri’de geçen çocukluğuna dair bir sinema anısını paylaşırken, “Bence festivalin yerel kısmı daha önemli, kırmızı halılar değil. Sinemanın asıl büyüsü o yerelde yaşanıyor,” dedi. Antalya Film Festivali’ni de ‘Entelektüel olmadan sinema âşığı olan çocukların festivali’ olarak tanımlayan Erdoğan, “Jüri olarak çok az sayıda insanı kızdırmaya gayret edeceğiz,” diyerek dinleyenleri güldürdü.