Antalyada eğlence zirvede

Ne zaman Antalyaya gitsem mutlaka sabahlıyorum. Yani İstanbuldan beter. Eğlence diz boyu. Gece kulüpleri, barlar, şık restoranlar... "Festival bahane, eğlence şahane" deyip bu kez kâh tek başıma kah Milliyetin Antalya bürosunda görevli olan sevgili Özcan Varlı ve bir süredir Antalya Milliyette görev yapan kankam Bekir Saçar ile gece turları attım. Bereket alkol olmadığı için hep zinde kalktım. Bekro (Bekir Saçar) Antalyaya gelirken benden bir kaç adres almıştı. Antalyadaki dostlarımın yardımcı olması konusunda destek çıkmıştım. Bekir beni aşmış maşallah. Bu arada Antalyaya gittiğim günün akşamı neredeyse kenti sel götürecekti. Neyseki aradan çok geçmeden hava açtı da keyfini çıkarmaya çalıştım. Gezmenin keyfini değil tabii, işin keyfini. Bir akşam sevgili Bekir ile eski Clup 29 olan ve Nusretin Antalya Balıkevinin patronları Murat Altınpınar ve Hasan Yılmaza devrettiği yeni adı ile Clup Armaya gittik. Buranın işletmesini asıl işi inşaat olan yakışıklı ve genç bir Antalyalı yapıyor; Özgen Öz. Restoran, bar kalabalıktı, ağırlık yabancılardaydı. Yeni patronlar Nusretin ekibini değiştirmemiş. Geçen yıllardan tanıdığım mutfak şefi Raif Kahraman, salon şefi İsmet Topçuoğlu ve kadro hemen ilgilendiler, sağolsunlar. Antalyanın tarihi dokusunu en iyi hissedebileceğiniz yat limanında olağanüstü Akdeniz manzarasıyla hizmet veren Clup Arma ses ve ışık şovlarıyla özellikle yabancıların en beğendiği yer olmuş. Mönüsü pek değişmemiş. Yine dünya mutfağı, bir de sushi bar var. Patronların Antalya Balıkevine bir kez gitmiştim. Lara Yolu üzerinde halk tipi güzel bir restorandı. Armaya hiç karışmamışlar, eski yönetime ve Özgeye bırakmışlar her şeyi. Fiyatlar da İstanbulda aynı ayardaki restoranlara oranla çok iyi. Yani keyifli bir yemek 40-75 milyon arası. Bence buranın en özel yemeği ızgara sebzeler üzerinde ızgara grida, piliç külbastı, deniz mahsulleri risotto (İtalyanların meşhur lapası). Tatlı olarak da Raif Ustanın fıstıklı, frambuazlı ve sade krem brulesi ile krokanlı fıstıklı parfesini tadın. Üşüdüm, erken kalktık. Kısmetse Clup Armanın kışlığı Ramazan sonrası açılacak. Telefon numarası (0242) 244 97 10. Dönüşte Metin Kasapoğlu Caddesinde bistro tarzında hizmet veren Hunnye uğradık. Sahibesi İzmirin köklü ailelerinden Beşikçioğullarına mensup Gülşen Potaymış. Antalyalı bir iş adamı Fuat Pota ile evlenmiş. Boyunca oğlu, kızı, hatta gelini var. Antalyanın hatırı sayılır iş kadınlarından biriymiş. Hunnyde mönü dünya mutfağı.Burası eski Cafe de Parisnin yerine açılmış. Antalyadayken her gün Hasan Subaşı Kültür Parkındaki 7 Mehmet Restauranta uğradım. Çünkü parkta yürüdükten sonra buranın dünya beyefendisi patronu Hakkı Ağabey (Akdağ) ile sohbet etmek beni rahatlatıyor. 7 Mehmet Restaurant, Antalyada turizmin bilinmediği yıllarda turistlere yemek veren ve daha o yıllarda büyük beğeni toplayan bir efsane. Benim bildiğim, en az 50 yıllık bir mazisi var. Hakkı Ağabey de tıpkı rahmetli babası Mehmet Akdağ gibi tatmadığı yemeği müşterisine yedirmiyor. Hakkı Ağabeye herkesin merak ettiği 7 Mehmet lakabını sordum. Rahmetli babası küçükken düşmüş, alnında 7 rakamına benzeyen bir iz oluşmuş. Tüm arkadaşları o zamanlar Mehmet Akdağı 7 Mehmet diye çağırmaya başlamış. Yabancı turistler bile Seven Mehmet diye arayıp buluyormuş. İşletmeyi büyütmüşler ve bugün yabancıların bile hayran kaldığı şık bir restoran haline getirmişler. Hakkı Ağabey, kardeşi Sadık ve babasının adını verdiği oğlu Mehmet ile birlikte işi götürüyor. Bir akşam festivalin kapanış balosunda sahneye çıkan Süper Starım Ajda Pekkan, iş adamı arkadaşı Okan Tapan, asistanı Nur, ünlü yönetmen Ayşe Ersayın ile birlikte yemeğe gittik. 7 Mehmetin peynirli, kıymalı su böreği, ızgara gridası, soğanlı ev köftesi, paça çorbası ve cevizli kabak tatlısını mutlaka tatmalısınız. Dostum olmasından gurur duyduğum sevgili Okan Tapan da buranın mezelerine, yemeklerine hayran olduğunu söyledi. "Burada hiç kötü bir şey yemedik gerçekten" dedi. Festival süresince burası Antalyada kalan ünlülerin istilasına uğradı. O akşam da yan masamızda Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve güzel eşi Ebru, Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu ve eşi Işıl, bir başka masada ünlü yönetmen Çağan Irmak, ANSnin Ceosu Abdullah Oğuz, güzel eşi Seray, Ajansın Genel Müdürü Feryal Pere, Yavuz Bingöl, Mehveş Emeç oturuyordu. Bir başka masada Uğur Yücel, Kenan İmirzalıoğlu, Olgun Şimşek ve Yazı Tura ekibinden bir kaç kişi aldıkları ödülleri kutluyorlardı. Yeri gelmişken söz edeyim; Festivalin uzun metrajlı film dalındaki ödülleri açıklanmadan önce Uğur Yücel ile Falez Otelinde karşılaştık. Kendisine "Adaysın ama bana kalırsa 7 -8 ödül alırsın" dedim. Dediğim çıktı. Aslında gerçekten iyi film yoktu. Sevgili Uğur Yücel darılmasın, Yazı Tura kötünün iyisiydi. Neyse. O gece müdür Mehmet Demirkol, şefler Şerifali Şahiner, Gökhan Alev, Zafer Şahin, Mustafa Şahin, Ramazan Durmaz, Tevfik Özdemir, Şakir Akyol ve Mevlüt Balta çok yoruldular. Bu arada ben uluslararası piyano virtüözü sevgili Mehveş Emeç için trohom teşhisi konulduğunu yazmıştım. Masalar arası sohbette yalnış algılamışım meğer. Tiroid bezinden kaynaklanan bir göz rahatsızlığıymış, bulaşıcı falan da değilmiş. Düzelteyim istedim. 7 Mehmetin telefon numarası (0242) 238 52 00. 7 Mehmet efsanesi Bir başka akşam da methini çok duyduğum, yeni açılmasına rağmen Antalyanın göz bebeği olan Lara Yolundaki Hasıra gittik. Patronlar Mehmet -Muzaffer Aygün kardeşler, Laradaki de luxe Titanic Hotelin de sahipleri. Hiç kasıntı değiller, aksine çok sıcak insanlar. Giresunlular. Kardeşlerin, Berlinde altı Hasır Restoranı var. O akşam rezervasyonsuz gittik, tanınan tipler olduğumuz için sağolsunlar hemen bir yer ayarladılar. Bekir daha önce Gazinocular Kralı Fahrettin Aslanın eşi Arzu Aslan ile gelmiş, etlerin güzelliğini öve öve bitiremedi. Seçimi, aşçıbaşı Ali Haydar ve masaya bakan şef Salih Özdemire bıraktık. Tabii ben bağırsak rahatsızlığım nedeniyle kebabın zevkini çıkaramadım. Acılı şalgam suyu, lahmacun, közlenmiş biber, sarmısak, soğan ve domateslere bakmakla yetindim. Korka korka közde patlıcan ve bir lokma Karadenizin kıymalı pidesinden tattım. Bekir de oldum olası boğazsız adamın biridir, ortaya karışık et söyledik. İçinde küşleme, kuzu ve et külbastı, tavuk Adana, kaburga vardı. Muhteşemdi. Etler, ağızda lokum gibi dağılıyordu. Hesabı Bekir ödedi, çok komik buldu. Mönüye baktım, gerçekten İstanbula oranla çok makul. Bir akşam He -De Kebapa gitmiştim. İki kişi, alkol de yok, 90 milyon lira gelmişti. Sevgili Antalyalılar, ailece Hasıra gidebilirsiniz. Telefon numarası (0242) 323 66 60. Çıkışta on dakikalığına Adonis Otelindeki Flamingo Disko Bara uğradık. Kalabalıktı. Burada yabancı içkilerin dublesi 17, yerlilerin 10 milyon lira. Ama Jack Daniels, Chivas Regal 20 milyon lira. Benim Menderese (Türel) sözüm vardı. Hürriyette yazılarını keyifle okuduğum adam gibi adam olan Fatih Altaylı, Galatasaraylı eski yöneticilerinden olan Sera Otelinin genç patronu Özer Saracoğlu, Başkan ve güzel eşi Ebru, Gustoda beni bekliyorlardı. Geçen yıl açılan, bu yaz da hayli popüler olan Gustonun o gece kışlığı hizmete girmiş. Patronu, Antalyaya müthiş bir hava getiren Beach Parkın içindeki Yiğit Beachin sahibi Şefik Sümer. Kapıda Birol ile karşılaştık. Fashionda sahne alıyormuş. Gusto çok keyifli bir yer. DJ çok başarılı. Ama havalandırması biraz sorunlu. Bir ara Antalyada High Life Dergisini çıkaran, çok da başarılı olan Ayla Çekiç ile sohbet ettik. Kaliteli kebabın adı Hasır Antalyada gün ve gecelerim gerçekten hareketli geçti. Bir akşam Alexin çalıştığı, arkadaşlarım Cemal ve Saminin işlettiği CeCeye gittim. Alex, Haykonun oğlu. Antalyayı yıkıp geçmiş. Herkes hayran. Helal olsun Alex. Pazar günü, sabahın köründe İstanbula döndüm. İlk kez THY rötar yapmadı. Galiba bana acıdılar. Uçakta Sevinçli Haller adlı dizinin başrol oyuncusu, benim de çok sevdiğim Demet Akbağ vardı, biraz lafladık. Demet çok büyük oyuncu ama ekranlarda hep reyting kurbanı oluyor. Dilerim Seviçli Hallerde de hayal kırıklığına uğramaz. Evet, bugünlük de bu kadar. Kısmetse cumartesi günü İstanbul eğlence yaşamı ve dedikodularında buluşmak üzere hoş kalın, mutlu olun. Alexin başarısı ve final Süper Starla olduğumuz akşam masamız çok renkliydi. Sevgili Ayşe (Ersayın) Sheraton Voyager Otelden dert yandı. Odaya konukları için getirttiği bir şişe viskiye 250 milyon lira almışlar. Kaldığı süit odanın tuvaletinde de havalandırma yokmuş. Resepsiyonun gönderdiği koku ile idare etmiş. Muhatap olduğu otel idaresinden Haluk Ordu ise çok umursamaz tavırlar içindeymiş. O gece masaya ünlü konuk akını vardı. Önce Yavuz Bingöl geldi. Sohbet o kadar koyulaştı ki... Yakında Ajda Pekkan & Yavuz Bingölü ortak bir projede görebilirsiniz. Yavuzdan sonra ise İzmirli hemşerim Çağan Irmak uğradı. Hiç birimizin unutamadığı Asmalı Konakın yönetmeni. Şu an Kanal Dde reyting rekorları kıran Çemberimde Gül Oyayı yönetiyor ve yazıyor. Çağan koyu bir Ajda Pekkan hayranıymış. Hatta gençliğinde Pekkana aşıkmış, odasının duvarları onun posterleriyle süslüymüş. Süper Starın neredeyse bütün şarkılarını ezbere biliyor. Ajda ile konuşurken Çağanın eli ayağına dolaştı neredeyse. Anında da bir proje üretti. Kısmetse Çemberimde Gül Oyanın bir bölümünde Ajda karşınıza oyuncu olarak çıkabilir. Demedi demeyin. sdudek@simge.com.tr Süper Star ile Çağan Irmaktan ortak proje