‘Bende güzellik yok!’

Kendini güzel bulmadığını söyleyen şarkıcı, “Kendime karşı acayip pintiyim, bir kreme çok para vermem. Zaten ortada güzellik yok ki süsleyelim. Yaşlanınca da estetiğin dibine vuracağım” dedi.

Beni itici bulanlar var!

Sivri dilli şarkıcı İrem Derici kendine de acımadı: “Yüz hatlarım keskin, burnum büyük ve sesim kalın. Bütün maskülenlikler bende toplanmış. Bazen bön bön bakıyorum”

Geçen ay ‘Değmezsin Ağlamaya’ isimli maxi single çıkaran İrem Derici, performansıyla yine büyük beğeni topladı. Şarkıcıyla, mesleğindeki başarısını, evliliğini, aile ilişkileri ve gelecek planlarını konuştuk.

Öncelikle yeni single’dan başlayalım. Nasıl bir geri dönüş aldınız?

Şu an her yerde bir numara. Ben hep bir slow, bir hareketli şarkıyla çıkıyorum. ‘Kalbimin Tek Sahibine’ şarkısını ilk kez Beyaz’ın programında söylemiştim. Uğurlu geldi. Bunu da öyle yaptım.

Başarınızdaki sır ne? Şarkı seçiminde nokta atışı yapmak mı? Yoksa şans faktörü mü çok etkili?

Kesinlikle şarkı seçimi. Ancak benim değil, babam Hulisi Derici’nin başarısı denebilir. Çünkü şarkıyı beraber dinliyoruz. Her şarkıyla ilgili söylediği çıkıyor. Örneğin; ‘Kalbimin Tek Sahibine’ için nice prodüktörler, “Bu çok avam bir şarkı. İyi giderken baltayı taşa vurdun!” dedi. Oysaki babam “İddia ediyorum bu şarkı ‘Samanyolu’ gibi bir klasik olacak” yorumunu yaptı ve yanılmadı.

Hem ketum bir tarafınız var hem de espritüel ve neşeli. Ruh haliniz bu kadar değişken mi?

Yüz hatlarım fazla keskin olduğu için. Bazen bön bön bakıyorum, burnum büyük ve sesim kalın. Hemen hemen bütün maskülenlikler toplanmış bende. Beni inanılmaz itici bulanlar var. Açıkçası çok fazla önemsemiyorum.

Hülya Avşar’dan öncesi ve sonrası nasıl bir süreç?

Kendisine de söylüyorum, “Sen benim miladımsın diye.”
‘O Ses Türkiye’ yarışmasında çalıştık. Yarışma açıkçası bana çok fazla bir şey katmadı. Ben zaten müzik eğitimi almış insanım. Ancak sahne eksikliklerimi çok iyi gördüm. Mesela, sahnede aşırı suratsızmışım. Adam döver gibi şarkı söylemişim. Hülya Hanım bu aşamada kendime güvenimle ilgili çok şey kattı. Hülya Avşar’dan sonra hep çözümcül bir insan oldum.

Bir anda bu kadar hızlı şöhret olacağınızı tahmin ediyor muydunuz?

Asla! Mirkelam’dan sonra en hızlı meşhur olan insan oldum. Bir şeyler olacağını tahmin ettim. Ama bu kadar yüksek tıklanma rakamlarını hiç düşünmemiştim. Bu süreçte benim yaptığım en doğru şey, piyasadan hiç kopmamamdı. Şarkım listelerde gerilediğinde yeni şarkıyla patlama yaptım. Araya başka insanların girmesine izin vermedim.

İrem Derici’yi ne sinirlendirir? Ne çileden çıkartır?

Aptallığa tahammülüm yok. Defalarca aynı konuyu okuyup dinleyip hala soru soran insanlar var.

Neler mutlu eder?

Çok ufak şeylerden mutlu olabilirim. Örneğin sabah kalktım, akşam çıkan sivilcem yok. Bunun üzerine kalkıp göbek attım.

Evlilik nasıl gidiyor?

Bu kararı aldığımda enteresan tepkiler aldım. “Tam şöhreti yakaladığı anda evleniyor”, “Evlenerek kendi ipini çekti” gibi... Ben hiçbir zaman dekolte ve dış görüntümle ön planda olmadım. Nikah yapmamla işime ne gibi kötü bir şey yansıyabilir ki? İnsanlar beni dinlemekten mi vazgeçecekler? Tam tersi hayatım düzene girdi.

Kavga olmadı mı hiç ilişkide?

Hem de çok büyük kavgalar oldu. Çünkü benim tam zirve yaptığım sırada Rıza’yla ilişkimiz başladı. O da daha önce böyle şeyler yaşamamış. Flaşların ilk suratımıza patladığı dönem bizim ilişkimizin yeni başladığı zamandı. Bildiğin ‘far görmüş tavşan’a döndük.

Sıkıntının sonunda feraha kavuştunuz...

Aynen öyle. Artık kavga etmek yerine daha çok eğleniyoruz ilişkide. Geçen sene mesela dişlerimi yaptırdım. Ön taraftaki 10 dişimi küçülttüler. Tipim gerçekten fena oldu. Bu şekilde fotoğrafımı çekmiş. Durup durup bana takılıyor; “Boşanabilir miyim senden” diye...

Çocuk var mı kalkınma planınızda?

Hayatım boyunca hiç çocuk planım olmadı. Rıza’yla tanıştığımda da çok düşündüm. Ona çocuk istemediğimi nasıl söylerim diye. Ama fikirlerim tamamen terse döndü. Artık çocuk fikrine inanılmaz yakınım.

‘Baştan konuştuk romantizm yok!’

Jest, sürpriz ve hediyeden nefret eden bir çiftiz. Baştan da bunun pazarlığını yaptık zaten. Bizi ayakta tutan birbirimizi güldürmemiz ve aramızdaki tutku. Bence hayatta ruh eşi diye bir şey yok, suç ortağı var. Aşkın ömrü 2 yıl zaten.
Geriye sevgi ve dostluk kalıyor. Bu aşamada da eşinle suç ortağı oluyorsun. Benim bu hayatta aşkına en çok inandığım kişi Safiye Soyman ve Faik Öztürk’tür. Çünkü onlar suç ortağıdır. Yaptıkları bu sevimlilikleri kurgulayıp yapıyorlar mesela. Dayanışma var aralarında... Bizde de durum böyle...

‘Efsane bir gelinim’

İrem Derici nasıl bir gelin?

Efsane bir gelinim. Onlar Denizli’de yaşıyor. En son yanlarından dönerken bana sarılıp ağladılar. “Sen çok geç geldin aramıza” diye.

Yatırım yapıyor musunuz?

Hayır. Şu anda bir bolluk dönemi yaşıyorum, gezerek harcıyorum. Annem babam ayrı olduğu için aileme de destek oluyorum.

Oyunculuk teklifi alıyor musunuz?

Evet aldım. Mesela en son pavyon şarkıcısı teklifi geldi. Ama bu kadar ortada görünmenin anlamı yok.

‘Kendime karşı acayip pintiyim’

İrem Derici güzel görünmek uğruna çok para harcar mı?

Kendime karşı acayip pintiyim. Asla bir kreme çok para vermem. Mesela takı falan hiç hoşlanmam. Zaten güzellik yok ki ortada süsleyelim. Son dönem çok kilo aldım sadece. Neredeyse Rıza’ya yetiştim. Asistanım sahnede bir fotoğraf çekmiş arkadan. 10 bin kişi izliyorsa 5 bin kişi görünüyor.

Estetiğe karşı mısınız?

Yok, ama daha değil. Yaşlanınca estetiğin dibine vuracağım. Hayattaki tek korkum yaşlanmak. Yalnız ölmek veya yalnız kalmak değil. Elden ayaktan düşmek en büyük korkum.