04.12.2011 - 22:03 | Son Güncellenme:
NEŞE MESUTOĞLU/nese.mesutoglu@milliyet.com.tr
Gazeteci, yazar, akademisyen Murat Belge, ‘İstanbul Gezi Rehberi’ isimli kitabında okuyucularını şehir turuna çıkarıyor. Belge, bu turun en görkemli ve popüler mekanlarını seçtiğimiz kitabın önsüzünde “Bir nesnenin ‘hurda’ olmaktan çıkıp ‘antika’ halini gelişini andıran bir süreçle, İstanbul’un eski hayatını bilmek ve hatırlamak bir erdem oldu” diyor
MEVLEViHANE
Beyoğlu’nda, Yüksek Kaldırım’ın başına gelirken sağda şimdi Divan Edebiyatı Müzesi olan Galata Mevlevihane’sini görüyoruz. 1492’de yapılan tekke, şehrin en eski Mevlevi tekkesidir. Mevleviler sofu Müslüman halkın uzağında bulunmayı tercih etmiş ve bu tekkeyi fazla Müslüman olmayan bir yerde yaptırmıştır. Başlıca tekkeleri Yenikapı’da, Beşiktaş’ta ve Eyüp Bahariye’deydi.
AYASOFYA
Bu büyük anıtın bulunduğu yerde daha önce aynı adı taşıyan iki kilise yapılmış, bunlar çeşitli nedenlerle yok olmuş. 6’ncı yüzyılda bu binayı görmek benzersiz bir yaşantı olmalıydı. Nitekim İustinianous, kilisenin resmi açılışında “Seni geçtim Süleyman!” diye haykırmıştı.
YEREBATAN SARNICI
Antikçağ ve ortaçağda yapılan tüm şehirlerde kuşatma tehlikesi vardı. Kuşatılmanın başlıca sorunları da yiyecek ve içecek kaynaklarının tüketilmesiydi. Roma ve Bizans imparatorları bu sorunu çözmek için şehri kurarken büyük sarnıçlar yaptırdı. Yerebatan Sarnıcı, 6’ncı yüzyılda İustinianos tarafından öncelikle saray ihtiyaçlarını karşılamak için yaptırılmıştı.
EYÜP SULTAN CAMii
Ebu Eyyub Ensari, Hz. Muhammed’in arkadaşı ve sancaktarıydı. 674-678 arasındaki İstanbul’un Araplar tarafından ilk kuşatmasında ölmüş ve burada gömülmüştür. Fatih Sultan Mehmet’in şehri kuşatmasından sonra mezarı bulundu ve şimdiki camiyle türbe yaptırıldı. Osmanlı padişahları, tahta geçtikleri zaman burada kılıç kuşanırdı.
HASEKi HÜRREM HAMAMI
Ayasofya’yla Sultanahmet Camii’nin arası çok yakındır. Buradaki parkın bir köşesinde ve iki ibadethane arasındaki hamama kısa bir yürüyüşte uğranabilir. Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan tarafından ısmarlanan bu hamam, Mimar Sinan tarafından inşa edildi.
TOPKAPI SARAYI
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettiğinde eski Bizans sarayını harap halde bulmuştu. Bu saray Latin işgali sırasında yıkılıp yağmalanmış, Bizanslılar şehri yeniden ele geçirdikten sonra kullanılmamıştı. Fatih, ilk önce Beyazıt’ta, İstanbul Üniversitesi yapılırken ortadan kalkan bir saray inşa ettirdi. Topkapı ikinci sarayı oldu. Osmanlı padişahları, I. Abdülmecit’e kadar burada yaşadı.
AYA iRiNi
Topkapı’nın kuleli girişi Bab-ı Hümayun, Fatih zamanından kalmadır. Bu kapıdan içeri girer girmez sol tarafta Konstantinopolis’in eski kiliselerinden Aya İrini bulunur. İstanbul’da atrium kısmı ayakta kalan tek Bizans kilisesidir. Şimdi, akustiği ve olağanüstü atmosferi nedeniyle konser salonu olarak kullanılıyor.
CERCLE D’ORIENT
Beyoğlu’ndaki bu büyük bina, Ermeni Katolik Abraham Paşa’nın mülklerindendi. Beyoğlu’ndaki bu büyük binaya da zamanın en şık kulübü olan Cercle d’Orient yerleşmişti. Bu kulübün üyeleri yabancılar ve gayrimüslimlerdi. Türklerden ancak en yüksek rütbedeki 2-3 paşa üyeliğe kabul edilirdi.
iBRAHiM PAŞA SARAYI
Kanuni’nin arkadaşı ve ilk sadrazamı, Rum’dan dönme İbrahim Paşa’nın sarayı, Hipodrom’la Adliye Sarayı arasında kalan bloktadır. İbrahim, tahta geçen arkadaşı Süleyman’ın kardeşiyle evlendi. Süleyman, Hürrem Sultan’ın etkisiyle eski arkadaşını boğdurttu ve büyük servetine el koydu. İbrahim Paşa Sarayı, bugün Türk-İslam Eserleri Müzesi olarak hizmet veriyor.
HASEKi KÜLLiYESi
İmparatorlukla birlikte padişahın toplumdan uzaklaştığı, kadınların ve özellikle valide sultanların halkla hanedan arasında köprü olmak üzere devreye girdikleri söylenir. Süleyman, önce annesi için Manisa’da bir külliye yaptırmıştır. Sonra sıra karısı Hürrem’e gelir. Hürrem’in külliyesi Haseki’de, hamamıysa Ayasofya’dadır.
ASMALIMESCiT
Burada Refik ve Yakup gibi gelenekten kopmayan meyhaneler var. Yakup’un yeri Azaryan Efendi’nin apartmanlarından. Onun yanında da Maltalı-Levanten Mizzi’nin yayımladığı ‘The Levant Herald’ gazetesi çıkıyormuş. İleride, köşedeki binaysa, ünlü opera bestecisi Donizetti’nin kardeşi, İstanbul’da saray Mızıka-i Hümayununu kuran Donizetti Paşa’nın evi.