BiZ ALLAH KATINDA EVLENDiK

Yeni bir aşka yelken açtınız, nasıl gidiyor?
Niran Ünsal: Harika. Her şey çok güzel gidiyor. Şükürler olsun bir sorun yok. Olacağını da zannetmiyorum. Bizim kontrolümüzde her şey. Bir an önce evlenelim diye bir acelemiz yok. Şu an birlikteliğimizin ve beraberliğimizin tadını çıkarıyoruz.
Dört ayı bitirdik, beşinci aydayız ama bize dün gibi geliyor. Sanki bir ay olmuş, yarım gün gibi.

Nasıl başladı bu birliktelik?
N.Ü: Biz birkaç tesadüfle bir araya geldik. İlerleyen zamanda birbirimize başka türlü baktığımızı anladık. Açıkçası aynı camianın içinde hep karşılaştığımız ortamlar oluyordu. Birbirimize karşı çok saygılı, mesafeli davranıyorduk. İlişkimiz ya da arkadaşlığımız çok düzeyliydi. Birebir sohbetimiz hiç olmadı. Röportajlar dışında benim doğum günümde bir araya gelmiştik. Onun haricinde ben onun duruşuna, tavrına, bu ortamdaki üslubuna açıkçası hayrandım.
Daha sonra konuştuk, dillendirdik; baktım o da benim için aynı şeyleri düşünüyor! Annemi ve halamı peş peşe kaybettim, ardından da çok sevdiğim bir arkadaşımı. O dönem beni duygusal açıdan bayağı bir yıprattı. Allah’tan İbrahim karşıma çıktı, yoksa bu sıkıntılı dönemi kolay atlatamayabilirdim.

Sanatçılar genelde magazincilere güvenmezler.
N.Ü: Gerek yazılı gerekse görsel basından çok fazla tanıdığım var. Ama onlarla benim arkadaşlığım o kadar iyi ki, birbirimize karşı en ufak bir terbiyesizliğimiz olmamıştır. Aslında siz insana göre muamele yapıyorsunuz biraz da! Size nasıl davranılıyorsa siz de öyle davranıyorsunuz. İbrahim’i ayırmak zorundayım, çünkü o artık benim eşim konumunda.

Gazeteye ilan verip kınayan sanatçılar oldu magazin basınını.
N.Ü: Bu etki tepki meselesi. Timuçin Esen’in yerlerde sürüklenmesi tabi ki kötü bir şey. Ben de bir izleyici olarak bunları görünce üzülüyorum ama bunun dengesi insanların kendi elinde.

Oğuz Türküsev’den ayrıldığınız gün, İbrahim Gugu sizinle röportaj yapmış. Bu durum insanların çok dikkatini çekti.
N.Ü: O zamanlar benim hayatımda İbrahim yoktu. Ayrıca röportaj yapmadı, adliye çıkışında soru soran birkaç muhabir arkadaştan biriydi. O da işini yapmak zorundaydı. O zamanlar aramızda hiçbir şey yoktu.
Dört hafta sonra boşandım resmi olarak. Üç beş gün sonra beni aradı, “Bir takım olaylar var, bunları bir de senden dinlemek istiyorum” dedi.”Konuşmak mı istiyorsun” dedim? “Evet” dedi. “Peki o zaman, eve gel, oturalım, konuşalım” dedim. Eve geldi bir gazeteci olarak. Ben hiç kimseye konuşmamıştım o zamana kadar. Sonrasında birkaç defa yeniden bir araya geldik. Baktık ki birbirimizden kopamamaya başlamışız.

Sahnede ve evde bambaşka bir kadın
Niran Hanım’ın en çok hangi yönleri sizi etkiledi?
İbrahim Gugu: Hayatım boyunca birçok insan tanıdım ama ilk defa bir insanı tanıyamamışım, o kadar yıl yanımda olan bir insanı tanıyamamışım, o da Niran Ünsal’mış. Bir kere sahnede ve evde bambaşka bir kadın. Evde dört dörtlük bir ev hanımı. Artı çok iyi bir eş. Ben hayalini kurdum, Rabbim bana gönderdi diyebiliyorum.
Söylenecek o kadar çok kelime var ki eşim için. Hayatım boyunca ilk defa çok mutluyum. Her insan mutlu oluyor ama eksikler oluyor hayatında. Düşünsene insan eşiyle beraber ya da sevdiği kadınla beraber çok şey yaşar ama ben ilk defa bunu Niran Ünsal’la yaşıyorum, kadınımla, eşimle yaşıyorum. Saniyeler, tarihler birbirine karışıyor.

İkiniz birbirinize çok benziyormuşsunuz.
İ.G: Ben mesela ‘Dişi Gugu’ diyorum ona. Sen benim dişi halimsin diyorum! Çünkü o kadar kafalarımız uyuşuyor ki. Dimdik duruşu çok önemli. Karımın ‘Eyvallah’ı çok fazla yok! Eyvallah konuları; aile ve çocuklara olabilir ama dışarıya karşı çok fazla eyvallahı olmayan birisi. Beni az çok tanıyorsun, nasıl bir yapım olduğunu biliyorsun, ben şey diyorum; benim dişi Gugu’m. Ben eşimle beraber gerçekten bir ömür boyu yaşlanalım dedik. Sonuna kadar gidelim. Ve gerçekten o kadar güzel sinerji, elektrik var ki aramızda, o dakika zaten bizim Allah katında nikahımız gerçekleşti. Yoksa öyle hocaya gidelim, yok şöyle yapalım gibi bir şey yok. Belki biliyorsundur hem resmi nikah olmadan hoca nikahı yapmıyorlar! Biz bunu anlattığımız zaman insanlar şöyle algıladı: ‘Demek bunlar imam nikahı yaptı, hoca nikahı yaptı’ Eşimin yanında demek istemiyorum, inanmak istemediler.
N.Ü: İnanmak istemeyen inanmasın...
İ.G: Bizim nikahımız, konuştuğumuzda, kalbimizden geçen dakikaydı ve Allah katında oldu dedik!

Çocuğumuz olursa ‘ben bakarım’ diyerek Niran’ı kandırmaya çalışıyorum
Çocuk istiyormusunuz?
İ.G: Çoook. O kadar güzel yere geldin ki.
N.Ü: Seneye bu zamanlar olacak gibi.
İ.G: Çok ciddi bir şekilde söylüyorum; hayat boyunca, sevmek, sevilmek gibi çok güzel hisler taşıyoruz. Ben ilk defa bağıra bağıra çocuk istiyorum. Yeğenlerim var, abimin çocuğunu severken bile kendi çocuğumu sevmiş gibi oluyorum. Ama inanıyorum ki kendi çocuğum bambaşka bir şey olacak. ‘Bir tane olsun ben bakacağım, sen hiçbir şeyiyle ilgilenme’ diyorum. “Altını temizleme, zıbını gibi şeylerle ben ilgilenirim, gece sen hiç uykundan fedakarlık etmeyeceksin, ben uyanırım” diyorum. Ben iyi bir eş, iyi bir baba olacağımı düşünüyorum. Allah’tan tek istediğim bir şey var o da eşimden çocuğum olsun.

Bitmesinden mi korkuyormusun?
İ.G: Evet. Çok dürüst ve netçe bir şey söyleyeyim; İbrahim Gugu olarak bu ilişki çok iyi gittiği için dua ediyorum. Şükrediyorum Allah’a. Çünkü o kadar güzel gidiyor ki, beş ay aynı eve girdik, bana beş gün gibi geldi.

Dövme yaptırdınız mı?
İ.G: Allah tarafından biz o dövmeyi kalbimize yaptırdık!
N.Ü: Ben kesinlikle kadere inanıyorum. Kadere inanmak Allah’a inanmakla eş değerdir bence.
Bu hayatla ilgili şunu gördüm ve yaşadım: İstediğin kadar ‘ben bunu kesinlikle hayatım boyunca yapmayacağım’ de ya da , ‘şunu sevmiyorum ben, kesinlikle hayatımda olamaz’ de, o mutlaka başına geliyor.
Sonra bakıyorsun, o hayatında var oluyor! Diyorsun ki, ‘Allahım ben istemiyorum ama demek ki bu benim için hayırlıydı ki sen bunu bana nasip ettin! Bu ilişkiyle alakalı söylemiyorum bunu. Sadece kaderden bahsediyorum, her konuda.

İbrahim Bey romantik biri mi?
N.Ü: Çook. Bana çiçekler alıyor eve gelirken.
İ.G: Çiçekçi bir gün kapandı, bende bahçeden koparıyorum çiçekleri, ardından köpek kovaladı beni. Ama mücadeleyi kazandım, o çiçeği yaprakları dökülse bile eve getirdim.

Facebook’ta öpüşürken fotoğraflarınız vardı.
İ.G: Allah.
N.Ü: Çaldılar.
İ.G: Oraya o fotoğrafları koyarken art niyet kesinlikle yok. Sadece benim dünyam. Ama bilmedik ki onu her taraftan gazetecisi de alabilirmiş.
N.Ü: Ben bilmiyordum, şok oldum.


NAZAR DEĞMESİNDEN KORKUYORUM

İmam nikahı yaptırdınız mı?
N.Ü: Yok, hayır ama ben onu Allah katında eşim olarak görüyorum. Yeni evimize taşındık, evimizle ilgileniyoruz. Zaten çocuklar var, bir tanesi 18 yaşında, diğeri 10 yaşında onlarla ilgileniyoruz. Kendi düzenimizi oturtmaya çalışıyoruz.

Bu yıl içinde evlilik olur mu?
Evlenmeyi düşünüyoruz. Hayata bakışımız, bir aile düzeni kurmaktan yana. Çünkü İbrahim’de daha önce evlenmiş, ayrılmış. Benim başımdan da evlilik ve ayrılık geçti. Acelemiz yok. Şu anda tadını, keyfini çıkartarak o yolda ilerliyoruz.

Aşklar uzun sürmüyor, korkuyor musunuz bu ilişki çabuk biterse diye?
N.Ü: Ben bu ilişkinin bitmesinden korkuyorum açıkçası. Nazar, göz değmesinden korkuyorum. Çünkü iyi bakan var, kötü bakan var. Nazara inanıyorum. Ben çok fazla böyle dillendirmek istemiyorum.


ARADAN BEŞ AY GEÇTi AMA BEŞ GÜN GiBi GELiYOR
İlk başta insanlar fazla yürümez gözüyle yaklaştılar. Çıkar ilişkisi olabilir diye düşünenler de olmuş mudur?
N.Ü: Bizim ilişkimizde olmayacak tek şey çıkar konusudur! Maddi ya da manevi. Manevi çıkarlar tabi ki önemlidir, insan söz konusu. Eşim o benim, ben de onun eşiyim. Ve birbirimizden beklentilerimiz muhakkak ki olacak. Biz duygu olarak hiç oralarda değiliz. Herkes her şey hakkında istediğini düşünme özgürlüğüne sahiptir. Bizim ilişkimiz maddi çıkarlar ya da diğer başka çıkarlar için var olmuş bir ilişki değil. Kendiliğinden oluştu. Zorlama olmadan, hiç hesap, kitap yapmadan birbirimize hiç sözler, vaatler vermeden, plan yapmadan oldu.
İ.G: Benim içinde çok saygın, çok farklı bir duygu. Sadece ve sadece bir rüya. Hissettiklerim çok muhteşem şeyler. Ev yaparken bile hesap kitap yapıyorsun, bu ilişkiye girerken hiçbir hesap, kitap yapmadan girdik. Bu karşılıklı ama tek taraflı yok. Ben tek başıma hissetsem nereye kadar. Aradan beş ay geçmiş, beş gün gibi...

Nasıl bir dügün istiyorsunuz?
İ.G: Kesinlikle ve kesinlikle kır düğünü.