Cadde Boğaz’ın kraliçesi Reina bomba gibi

Boğaz’ın kraliçesi Reina bomba gibi

07.01.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Boğaz’ın kraliçesi Reina bomba gibi

Boğaz’ın kraliçesi Reina bomba gibi



Boğaz’ın kraliçesi Reina bomba gibi
Efendim, 2003’ün ilk gününde hepinize merhaba. Dilerim dün gece gönlünüzün istediği, hayal ettiğiniz gibi geçmiştir. İzmir’den sesleniyorum size. Burada POSTA Gazetesi’nin çıkardığı Posta Ege acayip tuttu. Bir hafta durmadan çalıştık. Kısmetse hafta sonu sizlere İzmir’i anlatacağım. İzmir öncesi ve sonrasında İstanbul’daki turum yine çok yoğun geçti. Açıldığı ilk günden beri özellikle fasılseverler için muhteşem bir yer olan Donjon’da çok keyifli bir akşam geçirdim. Nasıl keyifli olmasın ki? Bir kere Maksim’den tanıdığım Hilmi Birol ve saz arkadaşlarının yaptığı güzel müzikle insanın ruhu dinleniyor. Mikrofonsuz çalıp söylüyorlar. Yani yanınızdakiyle rahat sohbet etme olanağınız var. Mezeler taze, binbir çeşit. Tek kusur, ciğerin biraz lastik gibi olması. Ama buranın yetenekli ve başarılı ortaklarından Erdal Erdinç gereğini yapacak, biliyorum. İşletmenin sahibi Mehmet Güner, halkla ilişkilerden sorumlu Yeliz Akkaya, mutfak şefi Bayram Çetinkaya, servis şefi Necmettin Durak Taksim’deki bu güzel yerin yakında zirveye oturacağına inanıyorlar. Ben de öyle. Duvardaki panolara bakarken nostalji yaşıyorsunuz. Bu güzellikler Mimar Sinan Üniversitesi öğrencilerinden Fatma Dalkız tarafından yapılmış. Personelin tamamı meyhane kültürünü iyi biliyor. Alt katta da ud eşliğinde Türk Sanat Müziği’nin en güzel eserlerini dinleyip rakınızı yudumluyorsunuz. Üst katta ise cümbüş var. Adam gibi, keyifle eğlenmenin bedeli 25 milyon lira. Nesimi Doğan, Mahmut Yeğin, Mükremin Yalman ve Necmettin Durak’ı gazino müşterileri çok iyi tanırlar. Yıllarca Bebek Maksim, Çakıl ve Büyük Maksim’de çalışan bu personel ile anılarınızı yeniliyorsunuz. Valla Donjon’a bir gidin, bana teşekkür edeceksiniz. Tıpkı Rumelihisarı’ndaki yazlık Donjon’u beğenip teşekkür ettiğiniz gibi. Telefon numarası (0212) 253 36 43. Ben tango dersleri almaya karar verdim. Gülmeyin, çünkü bir tango modası almış başını gidiyor. Sevgili Yazgülü Aldoğan ve Meral Ergül bu işi iyi kıvırıyorlar. Kankam Hande Özcan da öğrenmeyi kafasına koydu. Yıllar önce Kuruçeşme’de, şimdi Reina’nın olduğu yerdeki Alageyik Restaurant’tan tanıdığım ve bana göre sahnelerin en başarılı tango yapan çifti olan Ümit İris ve güzel partneri Seval Uğur bir tango kafe açmışlar. İris ve Uğur 6 yıldır Armada Oteli’nde sahneye çıkıyorlardı. Açtıkları tango kafe de aynı otelin bünyesinde. Adı, Cafe La Comparsita. En kısa süre içinde Yazgülü, Meral ve Hande’yi alıp gideceğim. Yazgülü ile Meral’i orada sınavdan geçirmek büyük keyif olacak. Meraklıları için telefon numarası (0212) 267 25 07. Söz müzikten açılmışken, son günlerde dinlemekten müthiş keyif aldığım Büyük Usta Kayahan Açar’ın Neşe Müzik’den çıkan ‘Ne Oldu Can’ adlı albümünü henüz almadıysanız zarardasınız. Kayahan Usta yine coşmuş, ruhundaki güzellikleri şarkılara dökmüş. Ne diyeyim Kayahan Açar? Allah sana sağlık versin de biz senin o güzel, ölümsüz eserlerini dinlemeye devam edelim.

Polo 13’ün başarılı işletmecisi sevgili Ali Sayar ile hafta arası keyifle geziyoruz. Yeni açılan, merak ettiğim yerlerle ilgili olarak sağolsun Ali iyi kavalyelik yapıyor bana. Sırdaşım İsmail Akkaya yaşlandı mı ne? Anadolu yakasından Avrupa yakasına bir türlü geçemiyor. Bilgisayarın karşısında sabaha kadar tavla, okey oynuyor. Bakalım ne zaman bıkacak. Neyse, Ali ile önce büyüleyici Boğaz manzarasına sahip The Ritz Carlton’un RC Bar’ına gittik. Ahşap kaplama dekorasyonun sağladığı sıcak atmosferde içkinizi caz müziği eşliğinde yudumluyorsunuz. Pazartesi hariç her akşam piyano eşliğinde canlı müzik dinleyebileceğiniz RC Bar’da biz biraz mutsuz olduk. E, iki bekar insan. Aşk, meşk yok. Bereket Kerem Görsev ile Volkan Hürsever ikilisi 50’li yılların Amerikan caz klasiklerinden ve kendi bestelerinden öylesine güzel bir program yapıyorlar ki sevgili, mevgili gelmiyor aklınıza. Tek sevgiliniz, müzik oluyor. Züğürt tesellisi, idare edin. Telefon numarası (0212) 334 44 44. İçtiğimiz viskiler acıktırınca soluğu Reina’da aldık. Açılış öncesi gezmiştim. Ama daha dekorasyon bitmemişti. Valla helal olsun, Mehmet Koçarslan ile Barbara Pensoy’un sabahın kör saatinde Çukurcuma’da yaptıkları turlara değmiş. Reina, adına uygun bir yer olmuş. Biliyorsunuz, Reina İspanyolca’da kraliçe anlamına geliyor ve Mehmet’in de küçük kızının adı. Allah bağışlasın. Efendim, kimse kusura bakmasın Reina yine Boğaz’da kraliçeliğini ilan etti. Dedim ya, dekorasyon muhteşem olmuş. Barbara Pensoy, Mehmet Koçarslan ve Ali Ünal dünya çapında bir yer yapmışlar. Mönü de muhteşem. Özel sosları genç ve ödüllü aşçıbaşı Tevfik Alparslan imzalı. Ekmeklerini kendileri yapıyorlar; kepekli, haşhaşlı, cevizli, zeytinli. Ortaklardan Ali, nişanlısı Başak ile Paris’de, büyük patron Koçarslan da Amerika’da pek çok restoranı gezip mönüye karar vermişler. Yerlerden duvarlara, oturma grubuna varıncaya değin her şey siyah deri. Masaları, antika avizeler süslüyor. Havalandırma, ses ve ışık düzeni dahil her şey değişmiş. Tuvaletlere bile klima yerleştirilmiş, hanımlar üşümesin diye. Lounge bölümünde soğuk kış gecelerinde keyif yapabileceğiniz şömine var. Haftanın 7 günü açık. Ben başlangıç olarak içinde keçi peyniri, zencefil, kırmızı biber olan ve balkabağı sosu ile verilen tavuklu mantar krep yedim. Bir tek bu bile adamı doyurur valla. Ali ise diyette olduğu için, içinde ızgara tavuk parçaları, parmezan peyniri ve yeşillikler olan sezar salatası yedi. Arada Ali Ünal asma yaprağında hellim ızgara, keçi peyniri ve avokado gönderdi. Ana yemeğe zor yer kaldı tabii. Ama sizden saklayacak halim yok. Ne yedim biliyor musunuz? Asma yaprağında, rulolar halinde aromalı otlardan yapılan ve şampanya ile tatlandırılan dil balığı. Müthişti. Ali ise hellimli, safranlı risotto, Endonezya usulü fıstık sos eşliğinde piliç satay yedi. Masaya gelen Tevfik Usta "Tatlıya karışmayın" dedi. Bir baktım, masaya taze çilek, vanilyalı beze ve şaraplı-frambuaz soslu mering geldi. Benimkine şarap sosunu koymamışlar. Durun, bitmedi. Beyaz çikolata, fındık, kaymaklı dondurma eşliğinde sevgili Rifat Ababay’ın en çok sevdiği tatlıyı getirdiler; brownie. Yerimizden zor kalktık. Yemek yediğiniz locada, işiniz bitince masanın tablası kalkıyor, altından deri kulüp masaları çıkıyor. Çok hoş. Şefler Ertan Ünal, Sırrı Şahin, Salih Çınar çok şıktı. Bizim masaya her zaman olduğu gibi benim huyumu, suyumu bildiği için Kemal baktı. Fiyatlardan korkmayın, şikayetiniz olursa da bana yazın. Kişi başı 40-50 milyon lira. Kebapçı fiyatı sayılır. Tabii yabancı şarap, şampanya, viski içmezseniz. Telefon numarası (0212) 259 59 19.

Keyifli bir gecedeydim. Sırdaşım İsmail Akkaya’yı kandırdım, Maçka’daki Zevk-i Sefa Meyhanesi’nde aldık soluğu. Tıklım tıklımdı. Patron Mert Özmen keyifle eğleniyordu. Medyada çok sevdiğim güzel dostlarımdan olan sevgili Dursun Karadağ’ın eşi Dilek konuklarıyla oturuyordu. Onların yanına yerleştik. Sahnede olan Gülay bizi görünce çok mutlu oldu. Ben bu kızın sesine bayılıyorum. Ama tesisat çok kötüydü, fazla kalamadım. Aslında belki de ben yaşlandım, yüksek volümlü müziğe tahammülüm yok. Çünkü baktım, kimse rahatsız değil. Herkes masaların üzerindeydi. Zevk-i Sefa’nın müdürü Mehmet Fidan ve halkla ilişkilerini yürüten Bendegül "Şenay Abla, yemeğe gel. Söz, volümü kısacağız. Bak herkes nasıl eğleniyor" dediler. Mekanda 10 çeşit meze, 2 çeşit ara sıcak vardı. Ana yemek olarak seçenekli tavuk sote veya sebzeli tavuk... Limitsiz içki dahil kişi başı 30 milyon lira. Gruplara indirim de var. Ha unuttum, Gülay Eralp çok şıktı. Kıyafeti Vakkorama’danmış. Saçını Selçuk Öztürk taramış. Ben oradayken bir ‘Batsın Bu Dünya’, ‘Sabahlar Uzak’, ‘Keskin Bıçak’ okudu, ardından da bir davul şov yaptı ki bu Gülay kaçmaz.

Efendim, hayat pahalılandı. O kadar ağlayıp sızlamama rağmen zamlar da pek keyif vermedi. Ama olsun, Allah’a bin şükür. Ama artık hesaplı gidiyorum. Bazen çok lüks yerlerde yerken kimi zaman da kafe, köfteci ve ev yemekleri yapan küçük lokantalara gitmek daha cazip geliyor. E bu tür yerleri merak eden bazı okuyucularımın da gönlünü hoş etmiş oluyorum. Bir başka akşam Friends&Trends’e gittim. Değişik bir şeyler yemek istedim. Ünlü aşçı Gazi Ateş ne önerdiyse bana beğendiremedi. Halbuki Ateş ateş gibidir ve dünya çapında bir lezzet ustasıdır. Sonunda kendimi Friends&Trends’in karşısındaki Cafe Ayça’ya attım. Arkamdan da sırdaşım İsmail Akkaya ve can dostum İzzet Çapa geldi. Tabii İzzet’in sağ kolu Aykut Gündüz’ün suratı acayip asıldı. Aykut çok hırslıdır, ben ve patronu yemeğe başka yere gittiğimizde çok bozulur. Neyse, Cafe Ayça sıcak bir yer. Sahibi Ayça Yaka. Mönü az ve öz. Fiyatlar gayet iyi. Özel salataları arasında karışık yeşillik ve mercimekle verilen füme tavuk dilimleri çok leziz. Taze ıspanak, roka, karışık yeşillik, közlenmiş kırmızı biber, beyaz peynir ve siyah zeytinden meydana gelen Club Med ağzınıza layık. Ayrıca ton balığı, karışık yeşillik, patates, yumurta ve domatesten oluşan nicoise, limonlu tavuk, otlu börek, günlük yapılan arpacık soğanlı yahni de var. O gece ortaya arpacık soğanlı yahni, otlu börek ve Club Med söyledik. Bir de ıspanaklı omlet yaptırdık. Üstüne de muzlu ve damla çikolatalı pancake yedik. Ana yemeklerden özel pesto soslu penne, güveçte sebzeli tavuğu da öneririm. Telefon numarası (0212) 257 57 93. Ama işin doğrusu Gazi Ateş’in lezzetli yemekleri ve Friends&Trends farkı başka tabii. Efendim, sahaların ‘Şeytan’ı, günümüzün başarılı spor yorumcusu ve yazarı Rıdvan Dilmen de sessiz sedasız eğlence yaşamına girmiş. Murat Varol ile ortak olup Ortaköy’deki Princess Oteli’nin alt katını kiralamış. Burada yerli ve yabancı starları çıkaracaklarmış, hayırlı olsun. Türkiye’nin en sevilen dizilerinin yaratıcısı olan ANS’ye bağlı Ajans, şimdilerde yapımcılığını üstlendiği ‘Küçük Ağa’ adı dizinin başrolü için 5-6 yaşlarında yeni yetenekler arıyor. Haydi bakalım! Furkan, yani ‘Havuç’ gibi şöhret olmak isteyenler, ANS sizleri bekliyor. Telefon numarası (0212) 259 77 85. Efendim, her yere yetişmeye çalışıyorum ya, geçen hafta Taksim’de bulunan, Türkiye’nin ilk VIP mix gece kulübü Neo’nun 4., Love’ın da 1. doğumgünü kutlamalarına gittim. Sevgili Yaşar Bulakbasa ve Tunç’un keyiflerine diyecek yoktu. Kimler yoktu ki; Binnaz Avcı, uluslararası oryantal Tanyeli, dünyaca tanınmış modacımız Rifat Özbek, Cafe de Paris Restaurant’ı yeniden açan Abdullah Özmelek, Pınar Aylin, Melis Sökmen... Öyle bir program hazırlamışlar ki parti sabah 04.00’te ancak bitti. Saat 24.30’da doğumgünü pastası kesildi. Ardından da Leyla Adalı sahne aldı. Birebir Show’dan Sedat, Ahsen, Metin, Cengizhan ise Petek Dinçöz, Shirley Bassey, Nez, Gülben Ergen taklitleriyle konukları çok eğlendirdiler. Avrupa’dan getirilen 2 kişi dans şov, Dream Boy ise striptiz yaptı. Son olarak da Anjelique’den Teoman oryantal gösteri yaptı. Evet efendim, bugünlük de bu kadar. Yine güzel günler sizin, artanlar benim olsun.

Yazara e-mail: