Cadde Boşanma da aşk da bu radyoda

Boşanma da aşk da bu radyoda

21.10.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

DOĞA RUTKAY İLE ŞAHAN GÖKBAKAR BU RADYODA AŞIK OLDU, BİR BEYİN CERRAHI KOCASINDAN BOŞANACAĞINI İLK BU RADYODAN AÇIKLADI! SANIRIZ "RADYOTIME"IN BÖYLE BİR BÜYÜSÜ VAR

Boşanma da aşk da bu radyoda

RADYOTIME 91.2 Bir yılı aşkın süredir "Radyo dinlemenin 'time' zamanı" sloganıyla yayın yapan Radyo Time, pek çok yetenekli ismi bir araya getirmiş, şov ve müzik ağırlığını dengelemeyi başarmış bir radyo. İstanbul'da 91.2 frekansından yayın yapıyor ama 'ulusal'. Radyonun Genel Yayın Yönetmeni Güçlü Mete ve programcılarıyla bilgilendirici bir sohbet yaptık. Ozan Konak: Dayakla!Güçlü Mete: 93'ten beri bu işi yapıyorum. Artık piyasada kim ne yapar biliyorum. Buradakilerin hepsi de büyük destek verdi; Mithat Bereket, Sunay Akın Best FM'deydi, geldiler. Ozan, Power FM'deydi, Serkan ulusal bir radyoda program yapacaktı. Hepsi yeni açılacak bir radyoya geldi. Bu kadro nasıl toplandı? Güçlü M.: Evet bu ekiple başladık. Bir tek Reha Sezgin kuruluştan birkaç ay sonra geldi. Bir de Esen aramıza yeni katıldı Kadro baştan beri böyle mi? Ozan: Ben size söyleyeyim, geldiler burada âşık olup gittiler!Güçlü M.: Tabii aşklarının başlangıç noktası burası. "Ünlüler Kuşağı" gibi bir projemiz vardı. Ancak Şahan'ın kanallarla projeleri çoktu başlayamadı, Doğa'da da öyle oldu. Oturtamayacağımızı hissedince başlatmadık. Konuğumuz oldular. Doğa Rutkay ile Şahan Gökbakar'ın program yaptığı gibi bir söylenti var? Güçlü M.: Bizim şöyle bir amacımız vardı: Prime time'larda şov programları yapalım, geri kalan zamanda da müzik programı koyalım ama diğerlerinden farkı olsun, boş anonslu olmasın. O yüzden Ahmet Kamil'le anlaştık. Ozan K.: Adam Google gibi. Şu an bir şarkı sorsak, "kim söyledi, bestesini kim yaptı, sözünü kim yazdı" hemen söyler...Ahmet Kamil Taşkın: Şu anda "90'lı Yıllar" diye bir program yapıyoruz mesela... Zamanında hit olmuş ama şimdi kaybolan hiç duyamadığınız isimlere yer veriyoruz. Konuk da alıyoruz. Radyoda müzik mi ağırlıkta, şov mu? Güçlü M.: Evet. Radyo Time'daki tek yabancı müzik programı Reha Sezgin'inki... Mesela Reha Bey 60'lı yılları yapıyor, benim Sarı Tramvay diye bir programım var 70, 80'ler, Ahmet Kamil 90'lı yılları yapıyor, 2000'ler zaten belli... Sonuçta her dönemi kapsıyor yayınımız. Serkan Balbal: Ben de cumhuriyetin başından 60'lara kadarı yapayım bari!Güçlü Mete: Sunay Akın'ın her gün 10-15 dakikalık, kültür sanat gündemiyle ilgili bir programı var. Tamamını biz pazar günleri yayımlıyoruz. Yine burada olmayan Candaş Tolga Işık diye bir arkadaşımız var. Hafta sonları Fatih Terim, Mehmet Ali Talat gibi önemli isimlerle röportajlar yapıyor. Aslında genetik mühendisi... Reha Sezgin de diş hekimi...Ozan K.: Ben de trafikte araba camlarını siliyorum!!! Herkesin ek işi mi var? Sadece Türkçe mi müzik? Serkan Balbal: Çok ciddi bir doğaçlama yeteneğim var ve bunu programda iyi sergiliyorum. Giriş ve bitiş stand-up mantığında. Böyle başlayıp habere ve gırgıra dönüyorum. Ama saat 08.00'de 4 gazete manteşini mutlaka yoldakilere okuyorum. Şimdi bir de Murat Kazanasmaz'la bir programa başladık... Sabahları güne stand-up tarzı bir programla başlamak zor olmuyor mu? Serkan B.: Evet. Onunla her sabah 07.45'te bir yol sohbeti yapıyorduk. Dinleyicilerden birlikte program yapmamız için çok fazla istek geldi. 1 aydır her akşam 'Balkazanı' diye bir program yapıyoruz. Şu sabahları radyolarda trafik ve yol bilgisi veren adamla mu? Güçlü M.: Murat Kazanasmaz 8-9 senedir her sabah TV ve radyolara bağlanıp trafik ve yol durumunu bildiriyordu. Şimdi Serkan'la, o karizmatik ses tonuyla espriler yapıyor. İnsanlar çok beğendi. Hem belediyede çalıştığı, hem de kendi ön plana çıkmak istemediği için yüzünü saklıyoruz. Ama kadın hayranı çok. Trafik uzmanı ne demek? Serkan B.: 30'larında, yakışıklı... Radyoculukta bir "Kadir Çöpdemir" kompleksi var! Her radyocu göbekli değil ki! Peki gerçekte tipi nasıl? Kadınları hayalkırıklığına uğratır mı? 'Kavga ederken daha çok reyting alıyorduk ama..' Mithat Bereket: Her radyo haberleri veriyor ama biz, birkaç konuyu alıp sohbet ederek nereden gelip nereye gittiğini anlatıyoruz. Amaç, bizi dinleyenlerin güne gazete okumuş gibi başlaması. Sabahları yaptığımız haber programı 'Güçlü Bakış'ın formatı nasıl? Güçlü Bey size soru yöneltiyor siz, yorum yapıyorsunuz sanki... Yooo, bugün Vestel Manisa Spor'u da konuştuk. Ben onları destekliyorum mesela; eski basketbolcuyum basketbol da konuşuyoruz. Tabii muhakkak Avrupa, AB, ABD ile ilişkiler, dış konular da var... 'Dış dengeler ve Türkiye' gibi bir uzmanlığınız var. Daha çok bu konuda mı yorum yapıyorsunuz? Tabii bunu diyor olabiliriz ama asla öyle bırakmıyoruz. Konuları tartışırken önce olayı ortaya koyuyor, sonra temelini anlatıyoruz ve de bir çözüm yolu gösteriyoruz. Mesela sağlık sektörüyle ilgili bir şey başlattık. Sadece hastalıklardan değil sektörün sorunlarından da bahsediyoruz. Sizi biraz dinledim... "Burası Türkiye" sözü çok geçiyor... Tartışmaların sonu hep buraya mı çıkıyor? Tabii, radyoya konuk da alıyoruz. Her şeyden önce bu durum birikimi getiriyor. Birçok dünya lideriyle röportaj yaptınız. Bu avantajı radyoda kullanıyor musunuz? Dereceleri farklı olmakla birlikte İngilizce, Fransızca, Arapça ve İspanyolca. Kaç dil biliyorsunuz? Telefonla yapıyorum. Havaalanında check-in yaparken, yollarda koştururken canlı yayında yorum yaptığım çok oluyor. CNN Türk için yaptığınız 'Manşet' ve belgeselleriniz için çok geziyorsunuz... Bu dönemlerde sabah programlarını nasıl yapıyorsunuz? Kısa geliyor, içinde köşeler de var... Ama insanlar haber bombardımanını daha çok seviyor. Bizi dinleyen biri, çok kısa süre içinde günün önemli olaylarını bilir, bunların anlamlarını çözüp bundan sonra ne olacağını anlayıp yanındaki arkadaşlarına anlatabilir. 1 saatlik program kısa gelmiyor mu? Bir kere radyo çok esnek ve kıvrak. Bir televizyoncu olarak radyo beni çok diri tutuyor. Ayrıca TV'de canlı yayın daha fazla ekip ve ekipman gerektiriyor. Peki radyoda habercilik yapmanın avantajı ne? Bildiğiniz, önünü arkasını gördüğünüz zaman bir sorun olmuyor. Bugüne kadar hiç ters tepmedi. Ben Lübnan'ı bildiğim için Lübnan'a gidecek askerlerin nelerle karşılaşacağını biliyorum mesela... Biz muhabiriz aslında. Biz, güne öğrenerek başlamak isteyenler için program yapıyoruz. "Daha çok dinlenelim" diye program yapsak Güçlü ile kavga etmemiz lazımdı. Ben onu daha önce yaptım. Best FM'de bir arkadaşım vardı, o daha radikal takılıyordu; keselim biçelim diyordu. Ben "Yapma etme" diyordum. Acayip reyting alıyordu. Ama biz bilgi vermek istiyoruz. Sabahları çok erken yorum yapmanın dezavantajı olmuyor mu? Tabii canım. Mesela futbolda oluyor. Ama anlamlı şekilde sırf taraftarlıkta değil. Görüş ayrılığı yaşıyor musunuz? 'Drive time' olarak adlandırılan, insanların işlerinden evlerine döndüğü trafik saatinde 'kadın erkek' ilişkilerini masaya yatıran Ozan Konak için her zamanki gibi bir akşam sayılabilirdi. Taa ki 'o' telefonla yayına bağlanana kadar... Konak, "Sevgiliniz haksız da olsa durumu kurtarmak için ondan özür diler miydiniz?" gibi bir konu açmış, telefon bağlantıları yapıyordu... Ve o aradı... 'Doktor Serap' takma isimli kişi, "yedi tepeli İstanbul'da" görev yapan bir beyin cerrahıydı ve radyo aracılığıyla eşinden şöyle özür diliyordu:"Benimle aynı hastanede görev yapan psikiyatr eşim Dr. Cüneyt'ten özür diliyorum. Messenger adresini gizli olarak hemşirelerden aldığım için... Bütün hemşirelere dağıtmış yazışıyordu çünkü...Tekrar özür diliyorum messenger'a başka isimle, başka hastanede çalışan bir hemşireymiş gibi girdiğim, aylardır benimle koyu bir muhabbet etmesini sağladığım için...Şu anda o benimle buluşmak için köprüden geçip Kozyatağı Carrefour'a giderken onu bekleyen biri olmadığı için...Evime gidip çocuğumu doyuracağım için...Geri dönerken yatacak yer arayacağı için...Messenger'a başka isimle girdiğim son 1 ayda, 10 yıllık evliliğim boyunca duymadığım kadar güzel söz duyduğum için... Özür diliyorum, boşanacağımız için"Kısaca böyle özetlenebilecek bu diyalog öyle büyük bir olay yarattı ki... "Doktor Serap" sadece Radyo Time'ın değil başka rodyoların dinleyicileri için bile bir efsane haline geldi... Yüzlerce istek gelince bu 22 dakikalık diyalog 2.5-3 dakikaya indirilerek tekrar tekrar yayımlandı ve internete düştü... Radyoyu dinlemeyen yüzlerce insanı bile hayretlere düşürdü... Çünkü Doktor Serap bu konuşmayı yaparken çok sakin ve neşeli, konuşma da gerçek olamayacak kadar 'renkliydi'... Sonuçta biz de olayın aslını astarını, diyoloğu gerçekleştiren Ozan Konak'a sorduk... Konuşmayı dinlemek için tıklayınız İşte kocasından intikamını radyoda alan kadının hikâyesi 'Eşi sadece pişman olduğunu söyledi' Ozan Konak: Tabii ki... Biz de şoke olduk... Bu diyalog gerçek miydi? O da "Konu cuk oturdu" dedi. Beyin cerrahı, yardımcı doçent, acayip kültürlü bir kadın. 13 yıldır bu işi yapıyorum ömrümün en uzun telefon bağlantısını yaptım: 22 dakika! Daha sonra inanılmaz ilgi geldi. O kadar çok merak eden oldu ki! Çok istenince kısaltıp yayımladık, o da internette yayıldı. 22 dakikadan sonra "İnsanlar sıkılmış mıdır?" diye merak ederken tam tersi oldu. Pek çok insan yolda sağa çekip dörtlülerini yakarak dinlemiş. O zaman kadın müthiş bir intikam planı yapmış. 1 ay yazışmış, buluşmayı ayarlamış, kocasının her gün aynı saatte sizi dinlediğini biliyor ve... 1.5 ay önce. Sonra 3 hafta önce bir daha telefon etti... Yayında boşandığını söyledi. Bu arada dinleyiciler eşinin çıkması için baskı yaptı, yorumlar yapıldı; affetsin, barışsın, barışmasın... Bir hafta, Doktor Serap konuşuldu. "10 yıllık evliliğimiz boyunca söylemediğiniz bir şey var mı?" diye ordum. "10 yıldır yatakta taklit yapıyorum. Söyledim, rahatladım" dedi. Öyle kalakaldım. Konuşma ne zaman oldu? Sadece "Çok pişmanım. Ondan özür diliyorum" dedi. Eşi bağlandı mı peki? Serap da, Doktor Cüneyt de sahte isim. Konum itibariyle dikkatli davranmak zorunda. Aslında eşini rencide etmek istemiyor. 1 çocukları var. Medeni insanlar. Zaten "Rezil etmek istesem aslında Seda Sayan'a çıkardım" dedi. Peki isimler gerçek mi? Hayır!!! Yayında "Benim bu işlerle alakam var mı bilmiyorum ama kendimi çok kötü hissediyorum" dedim. "Madem yok. Bir ara çay içelim. Ne de olsa artık bekâr sayılırım" dedi... Boşanma sendromunu atlatsın, olur belki! "Doktor Serap" o diyalog içinde sizi de çay içmeye davet ediyordu. Çay içtiniz mi? Ben yayına aldığım kişiyi malzeme olarak alırsam, samimiyetim gider. Programın en büyük silahı samimiyeti. Mesela evli patronuna âşık bir kadın aradı.. "Onu çok arzuluyorum Ozan" dedi. "Nasıl arzuluyorsun?" dedim "Ohhhh" dedi!!! 17 yaşındaki kimseye cinsellik konuşamazsın... Biz de "kahve içmeye" bağladık bunu. Bir kız arıyor "Daha önce hiç kahve içmedim. Ama çok istiyorum" diyebiliyor! Doktor Serap bu kadar ilgi gördüğüne göre onunla bir program yapmayı düşünür müsünüz? Tabii yayın emniyeti var. Onsuz olmaz. Konular çok bıçak sırtı. Bazı şeyler insanların ağzından çok kolay çıkabiliyor. ***AHMET KAMİL TAŞKIN: Radyonun müzik direktörü. Bilgisini test ettik; İlham Gencer'in "Zamane kızları" şarkısını bile biliyor!SERKAN BALBAL: Radyo Time güne onunla başlıyor. Aslen tiyatrocu. 28 Ekim'de de TV 8'de programa başlayacak.REHA SEZGİN: Aslında diş hekimi. 12 yıldır 60'lı yılların yabancı müziklerini radyoya taşıyor. Büyük bir hayran kitlesi var.GÜÇLÜ METE: 13 yıllık radyocu. Radyo Time'ın hem genel yayın yönetmeni, hem de 2 program hazırlıyor. ESEN YILDIRIM: Radyonun tek kadın programcısı. Hem de en yenisi. Hafta içi her gün 3 saat müzik programı yapıyor.MİTHAT BEREKET: Onu tanımayan var mı? Yılların habercisi, belgeselcisi... Her sabah Güçlü Mete ile haberleri yorumluyor. OZAN KONAK: Her akşam kadın erkek ilişkilerini masaya yatırıyor. TV8'de şov yapıyor, dublaj sanatçısı. Yayınınızı gecikmeli mi yapıyorsunuz?

Yazarlar