Cadde Bükreş'de gökten kar yerine kadın yağıyor

Bükreş'de gökten kar yerine kadın yağıyor

30.03.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

İsrailliler "Kumarhaneler bir an önce açılsın" diyor, fahişelerin gecesi 100 dolar, Blindo Casino, Sofitel, Crowne Plaza, Zümre tacize uğradı, Sugar, Flamingo, Ofis, aşk ve seks ormanı 'Wood'...

Bükreşde gökten kar yerine kadın yağıyor

Bükreş'de gökten kar yerine kadın yağıyor

İsrailliler "Kumarhaneler bir an önce açılsın" diyor, fahişelerin gecesi 100 dolar, Blindo Casino, Sofitel, Crowne Plaza, Zümre tacize uğradı, Sugar, Flamingo, Ofis, aşk ve seks ormanı 'Wood'...

Bükreşde gökten kar yerine kadın yağıyor
Son günlerde kafam hayli karışık. Çünkü yorgunum. Şöyle minik bir tatil yapayım istedim, ama burnumdan geldi. Eski bir dost, Swiss Casino'da yıllardır müdürlük yapmış olan Leyla Kırca, Türkiye'deki casinoların kapanmasından sonra İsrail ve Türk gruplarını Romanya, Macaristan ve Kıbrıs'a kumara götürüyor. Belki 2 yıldır bir seyahatinde benim de bulunmamı istiyordu. Sonunda bendeniz Bükreş'i Budapeşte diye anladım ve söz verdim. Son anda Budapeşte değil, Bükreş olduğunu öğrenince başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Ama "Söz ağızdan çıktı bir kez" diye gittim. Benim için müthiş yorgunluk oldu. Çünkü perşembe gecesi yola çıktım. Cumartesi günü, sabahın köründe döndüm. Üstelik her zaman business class uçan bendeniz, arkadaş hatırına ekonomik sıfınta uçarak karizmayı da sıfırladım! Bir de Bükreş'e üçüncü gidişimdi. Neyse, sizler adına o minik seyahati renkli hale getirmek için elimden gelen gayreti gösterdim.

Crowne Plaza, Sofitel ve doğunun küçük Paris'i
Perşembe günü, TAROM Havayolu ile epey geç bir saatte Crowne Hotel'e geldik. Seyahatimin nedeni, Bükreş'in en lüks otellerinden biri olan Sofitel'e ait Blindo Casino yetkililerinin, VIP müşterilerine verdiği görkemli davetti. Hemen belirteyim, İstanbul -Bükreş arası uçak yolculuğu 50 dakika. Ekipte benim için hepsi birbirinden değerli meslekdaş kardeşlerim vardı. Barış Kocaoğlu, Hakan Özbek, Ali Ünal, Şenol Çınar, Hasan Yediyıldır... Crowne Plaza Otel beş yıldızlı. Tesadüf bu ya, otelde o hafta, cumartesi günü Romanya Milli Takımı ile maç yapacak olan İtalyan Milli Takımı kalıyordu. Aralarında Parma'da da oynayan ve 2000'de İtalya'da en seksi sporcu seçilen Fabio Cannavaro da vardı. Trilyonluk futbolcu ile Zümre'nin fotoğraflarını çektiğimiz sırada, uyanık Cannavaro, oryantalin elindeki anahtardan hangi odada kaldığını öğrenmiş. Cuma akşamı, saat 21.00 civarında Fabio, Zümre'nin odasına baskın yapmış. Kızcağız bizden biri sanarak kapıyı açmış, karşısında Cannavaro'yu görünce şok geçirmiş. Aralarında minik bir mücadele başlamış, sonunda bağırıp çağıran Zümre'den korkan Cannavaro kaçmış. O akşam yemeği, Blindo Casino'da yedik. Servis, yemekler, tek kelimeyle muhteşem gerçekten. Leyla Kırca'nın oğlu Avi otelin müdürlerinden. Karısı Monika Meşulam, otelin Genel Müdürü Mücait Şen, Türkiye'deki Swiss Casino'ya İsrailli grupları getiren Nisim Zohar ve Beni Ravizada bizimle yakından meşgul oldular. Bükreş, Romanya'nın sadece başkenti değil. Aynı zamanda da bahçe kenti. Kültür, romantizm, opera, konserler, müzeler ve sergileriyle meşhur. Ama bana göre kumar meraklıları ve çapkınlar için de tam bir seks cenneti. Romanya, madenler ve termaller (Avrupa'nın 1/3'ü) açısından zengin bir ülke. Ülke, sağlık açısından yüksek oranda su ihtiva eden göller, çamur ve doğal karbo kaynaklarına sahip. Felix, Herculane, Covasna, Sovata, Olanesti ve Nep kaplıcaları çok meşhur. Buralarda kalp ve damar hastalıkları, solunum rahatsızlıkları, sinir sistemine ait muhtelif sorunlar, deri ve jinekolojik tedavilerde yüksek oranda fayda sağlanıyor.

Yatırım Türkler'den, Çavuşesku Sarayı, Bükreş Mol
Bükreşde gökten kar yerine kadın yağıyor
Cuma sabahı şehrin içinde bir tur attık. Üç kez gitmeme rağmen Çavuşesku Sarayı'nı gezmemiştim. Bu kez nasip oldu. Üstelik sarayda dansöz bile oynattık. Zümre, kostümlerle ve herkesin şaşkın bakışları altında önce Çavuşesku'nun toplantı salonunda, ardından da sarayın ortasında bir güzel döktürdü. Romanya'nın 1989 yılında ayaklanmasıyla devrilen diktatör Çavuşesku, eşine ancak masallarda rastlanabilecek bir sarayda yaşamak için emir vermiş. Leyla'nın anlattıklarına göre, saray yapılırken tüm mermer ocakları kapatılmış. Tavanlar hakiki altın süslemelerle işlenmiş. Halk, büyük açlık ve perişanlık çekerken 1984 yılında başlatılan bu saray, 1989'da bitmiş. Bükreş'in göbeği, 4. Alexandre Odobesco bölgesi, inşaat için tamamen istimlak edilmiş ve bu bölgedeki halk sokağa atılmış. Yaklaşık 20 bin işçi gece, gündüz çalışmış. Versailles Sarayı'ndan 5 kat büyük. Sıralamada, dünyanın en büyük binası Pentagon'dan sonra gelen bu sarayda 900 oda var. Çevresindeki 3600 oda ise Çavuşesku'nun akrabaları, korumaları ve askerleri için yapılmış. Aydınlatma 2 bin 800 kandil ve 1000 ampul ile gerçekleşiyor. Tam 14 ton ağırlığında halı kullanılmış. Halkın nefret ettiği bu sarayın hemen altında bir Fantom uçağının sığacağı ve Çavuşesku'nun sıkıştığı an rahatlıkla kaçabileceği bir tünel yapılmış. Ama değil kaçmak, Çavuşesku'ya burada oturmak bile nasip olmamış. Bildiğiniz gibi ünlü diktatör linç edildi. Halka hitap edeceği sarayın balkonunda bir kez olsun konuşamamış. Buradan konuşmak ise Michael Jackson'a nasip olmuş. Toplantı salonuna pembe mermer hakim. Burada yapılan toplantılarda spontane konuşmalar için özel odalar var. Her dilden spontane yapılırken Türkçe yok ne yazık ki. Bu arada tam bir Paris hastası olan diktatör, sarayın çevresini Champ -Elysee gibi düzenlemiş. Türkler Romanya'ya inşaat alanında büyük yatırımlar yapmışlar. Zaten sağda, solda hep Türk firmaları görüyorsunuz. Demirbank, Bayındır Holding, Gima, Kelebek Mobilya, Mado, Saral bunlar arasında. Sudi Türel ve Princess Casino'ları bilmeyen yok. Bu arada Bayındır Holding'in yaptığı 'Bükreş Mol' minik bir Akmerkez. Dört katlı. İlk üç katı alışveriş merkezi, üst kat ise fast food. Para birimi ley. 28 bin ley, 1 dolar, yani 1 milyon lira ediyor. Sokaklarda lüks araba hemen hiç yok. Renauld ve Toyoto revaçta. Halk dindar sayılmaz. Dini Hristiyan, fazla kilise bulunmuyor. Alışveriş merkezleri saat 09.00'da açılıyor ve 17.30'da kapanıyor. Haftasonları çalışılmıyor. Bu arada toplam nüfus 2 milyon. O nedenle sokaklarda doğru, dürüst insan göremedik. Lüks otellerde Show TV ve atv kanalları var.

Yaşam ucuz, kumarhaneler tıklım tıklım, Türk çalışanlar ağırlıkta
Bükreşde gökten kar yerine kadın yağıyor
Ortalama aylık 150 -200 dolar. Ama restoran, cafe, barlar ve giyim, kuşam hayli ucuz. En lüks, möbleli bir evin aylık kirası 500 dolar. Normal kiralar 40 -50 dolar civarında. Kumarhaneler tıklım tıklım. Burada çalışanlar arasında Türkler ve İsrailliler ağırlıkta. Bir casino müdürü 6 bin dolar, yani 6 milyar alıyor. Krupiyer kızlar ise 1 -1.5 milyar para kazanıyorlar. Kumarhanelerde müşteri ağırlığı da İsrail ve Türklerde. Öğle yemeğinde birbirinden saygın üç İsrailli ve bir Türk iş adamı ile birlikteydim. İsrailli iş adamı bir gece önce 700 bin dolar, abartmıyorum 70 milyar para kaybetmiş. "Eskiden her haftasonu Leyla'nın düzenlediği organizasyonla Türkiye'ye geliyorduk. İsrailliler Türkleri çok seviyorlar. Öyle bir Yahudi cemaati var ki paranın Türkiye'de kalmasını istiyor. Ben haftasonları en az 30 -40 milyar bırakıyordum. Ayrıca karım, İstanbul'daki arkadaşlarıyla Akmerkez'e gidip alışveriş yapıyordu. Şimdi ne oldu bu paralar? Döviz Macaristan, Romanya ve Kıbrıs'a kaydı" dedi. Hemen ardından Türk iş adamı söze girdi, "Biz paranın yanlış ellere değil, devletin kasasına girmesini istiyoruz. Bu konuda ciddi önlemler alınarak yeniden kumarhane turizmini harekete geçirmek mümkün. Nitekim geçtiğimiz gün Hürriyet Gazetesi'nin manşetinde bir haber vardı. Dünyanın gelmiş, geçmiş en büyük basketbolcusu Michael Jordan, süper 200 iş adamını Antalya'da, yani ülkemizde ağırlayacakken, casinolar olmadığı için bu gezi iptal edildi. 'Ekonomik kriz' diyoruz, 'Devletin kasası tamtakır' diyoruz, halka vergiler yüklüyoruz, ama dövizi de dışarıya kaçırıyoruz" diyerek aracı olmamı istedi. Bilemem artık.

Eğlence çok, fahişe bol, 100 dolara taş bebekler
Bükreş'in en ünlü otelleri Sofitel, Hilton, Mariot, Crow Plaza. Diskotek olarak da Flamingo, Ofis, Black&White, Clup A, Vogue, Why Not ve Casablanca. Alışveriş merkezleri Bükreş Mol ve tüm ünlü markaların yer aldığı Prizma ile World Trade Center. Gece kulübü olarak da Malibu, Maxim, Edy's Clup, Dumars ve Spaice var. Lokantalarda Blindo Casino Restaurant gözde. Türk lokantası Dom, Golden Falcon, İtalyan restoranı Akvaryum, Da Vinci'yi de unutmamak gerek. Seks serbest. Satıcılar, ellerinde katalog, yanınıza geliyor. Wood, yani orman denen şehir dışında, bizdeki pavyonları andıran yer çok meşhur. Orada kadınlar masanıza kadar satıcılarıyla birlikte geliyorlar. En lüks gece kulübü ya da diskoteklerde de istediğiniz ölçülerde, fantazinize uygun fahişeler bulmanız mümkün. Çoğu taş bebek gibi. En iyilerinin gecesi 140 dolar. Bunun 100 doları kadına, 20'si otel resepsiyonuna, 20'si de satıcıya veriliyor. Bence Romanya, tam anlamıyla fahişe cenneti. Tüm eğlence yerleri ucuz. Düşünün, 10 kişilik grup halinde gittiğimiz Flamingo'da 80 dolar, yani 80 milyon lira para ödendi. Bu arada bizim çocuklar feci usluydular. Onları birkaç kez yalnız bıraktım, çapkınlık yapanı olmamış. Ha unutmadan belirteyim, fahişelere dikkat etmeniz gerekiyor. Sabah kalktığınızda kendinizi don, gömlek, yani soyulmuş olarak bulabilirsiniz. O nedenle çapkınlığınızı beş yıldızlı otellerde yapın. Çünkü oralarda escort kadınların nüfus cüzdanları ya da pasaportları otel idaresince rehin alınıyor ve iş bitiminde veriliyor. Bu kadar genel kültür (!) yeter sanırım. Sağlıcakla kalın, en kötü gününüz benimkinden iyi olsun efendim. Kısmetse cumartesi günü İstanbul dedikodularında buluşmak üzere...

Yazara e-mail:



MAGAZİN