Cadde ‘Çemberimde Gül Oya’ güzel bir rüyaydı

‘Çemberimde Gül Oya’ güzel bir rüyaydı

25.08.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Goncagül Sunar, pavyon şarkıcısı ‘Canan Cansev’i canlandırdığı “Çemberimde Gül Oya” dizisindeki rolü için “Tüm açılımlarıyla beş sinema karakterine bedeldi” diyor

‘Çemberimde Gül Oya’ güzel bir rüyaydı

Tekand Stüdyo Oyuncuları’yla tiyatroya başlayan, “Mahallenin Muhtarları” dizisiyle televizyona adım atan Goncagül Sunar, bugünlerde Kanal D’de yayınlanan “Yol Arkadaşım” adlı dizideki “Rukiye” karakteriyle dikkat çekiyor. “Çemberimde Gül Oya” gibi Çağan Irmak’ın projelerinde yer alan Sunar, “O projeler benim için güzel bir rüyaydı” diyor. 

İlk olarak “Mahallenin Muhtarları” dizisinde izleyici karşısına çıktınız. Oyuncu olmayı ne zaman kafanıza koydunuz?
Aslında standart bir cevap olacak ama, oyuncu olmayı kafaya koymuş çoğu insan gibi ilgi çekmeyi, fark edilmeyi seven, biraz artist ruhlu ve yaratıcı bir çocukluğun uzantısı sanırım. İlk olarak “Mahallenin Muhtarları”nda oynadım. Özel kanalların ve dizilerin çok az olduğu bir dönemdi, çok genç ve yeni bir oyuncuydum. Benim payıma da “Mahallenin Muhtarları” düştü.

Birçok dizide rol aldınız. O günden bugüne hayatınızda ne gibi değişiklikler oldu?
Doğal olarak tanınan bir yüz olmamı sağladı. TV sayesinde insanlar daha çok insana ulaşıyor ve bilinirlik kazanıyorlar. Ben durumdan memnunum, sevilmek insanı iyi hissetiriyor. Ama bu ünlü olma meselesi değil. Oyuncu olarak kendini var edebilmek. Günümüzde ünlü olmak çok önemli bir kavram, bir etiket haline geldi. Ünlü yazar, ünlü şarkıcı, ünlü oyuncu. Ünlü olmadan yaptığınız işler algılanamıyor malesef.

Dizilerde sizi farklı rollerde görmeye alıştık. Genelde oynadığınız karakterlerde şiveli konuşuyorsunuz. Bu sizin özel tercihiniz mi?
Benim için karakter yaratmak, değişip, dönüşmek oyunculuğun tuzu biberi. TV’de dahi olsa benzer şeyler oynamamak için özen gösteriyorum. Şiveden hep kaçtım ama beni buldu. Kaçmamın nedeni başta zorlanmam ama zamanla oturuyor. Şivenin dört dörtlük olması mümkün değil. Taklit etmeden kendiminkini bulmaya çalışıyorum. Oynadığım Karadenizli kadın “İklima”  ve Egeli  “Rukiye” çok tatlı, çok renkli ve akılda kalıcı roller, bu anlamda şanslıyım. Bir yandan da hep biraz altı çizilmesi gereken, enerjisi yüksek, taşra kökenli roller oynadım. Artık şehirli, daha minimal, sıradan, içedönük, sade, sıradan birini oynamak istiyorum.

Oyunculuğunuzun yanı sıra bir de şarkı söylüyorsunuz.
Uzun yıllar arkadaşlarını toplayıp şarkı söyleyen biri olarak, 2002’de tanıştığım gitarla, çok kısa bir süre ders aldıktan sonra, kendi şarkılarımı çalıp söylemeye başladım. Bu konuda yaratıcı olduğumu fark ettim ve devamı geldikçe geldi. Artık kendi müziğini yapan, bir şarkı yazarı olarak görebiliyorum kendimi. Bir iki ay önce kendime ait www.goncagulsunar.com’u açtım. Kendi imkânlarımla hazırladığım ilk şarkımı bu siteye koydum. Çok güzel tepkiler alıyorum. Etkilendiğim akımlar, tarzlar, kadın vokaller oldu. Süzgeçten geçip kendimi oluşturdum. Klişelerden kaçıp, sade, tavrı olan, söyleyecek sözü olan şarkılar yapıyorum.  

İlerleyen yıllarda albüm çıkarmayı düşünüyor musunuz?
Elbette düşünüyorum amacım bu zaten. Albümlerin satılmadığı, müzik piyasasının ölü olduğu zamanlardayız. Ama benim çabam ve isteğim sürmekte. Alternatif yol tüm albümü internette yayınlamak. Şarkılar yola çıkmak için, aranje edilmeyi ve plak şirketini bekliyor. Albüm ve beraberinde sahne hayalim var. 

Sesinizle ilgili internette çok güzel yorumlar var. Bu yorumlar sizi albüm konusunda coşturmuyor mu?
Coşturmaz mı? “Albümünü sabırsızlıkla bekliyoruz, sakın peşini bırakma” gibi yorumlar geliyor, bu isteğimi her daim taze tutuyor. 

Sahne teklifleri alıyor musunuz?
Evet aldım ve bekletiyorum, tamamen hazır olmadan, yarım yamalak, başlamak istemedim. Şarkı söylemek istediğim mekânlarda özenli davranmak isterim, çünkü rafine bir müzik  yapıyorum..


‘Çemberimde Gül Oya’ güzel bir rüyaydı





Yaratıcı senaryolara ihtiyaç var

Haberin Devamı

En çok oynamak istediğiniz rol nedir?
“Kürk Mantolu Madonna”da  “Maria Puder”i oynamak istiyorum. Yalnız ben değil, başkaları da hayal etmiş bunu. Hatta afişini de tasarlamışlar. Bunu duyunca inanılmaz mutlu oldum. 

Son dönemlerde oldukça fazla sinema filmi çekiliyor. Siz bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Türk sineması kendi dillerini oluşturabilen beş altı yönetmen sayesinde ayakta durabiliyor. Bir sürü film sadece film olsun diye yapılıyor gibi. Sinemanın sanat olduğuna inanıyorum. Yaratıcı senaryolara ihtiyaç var. Yaratıcı, genç insanlara şans ve fırsat verilmesi, parasal yönden desteklenmesi gerekiyor. Tabii eğlenceli, popüler, kitlelere yönelik filmler de olmalı ama tencere kapak oluşamıyor. Ben popüler film deyince “Her Şey Çok Güzel Olacak” filminin tadını arıyorum hâlâ.

Beğendiğiniz ve kendinize rakip gördüğünüz oyuncular var mı?
Rekabet ortamındayız doğru. İnsan sadece kendisiyle yarışmalı, daha iyiye gitmek için. Beğendiğim oyuncular tabii ki var. Ülkü Duru, Esra Bezen Bilgin, Nurgül Yeşilçay, Başak Köklükaya ve Şebnem Sönmez. Bir de Erdal Beşikçioğlu ile oynamayı  çok isterdim..


Çağan adaletli ve yaratıcı 

“Çemberimde Gül Oya”  büyük beğeni kazanan bir diziydi. Bu projenin hayatınızdaki yeri ve önemi nedir?
“Çemberimde Gül Oya” benim için çok güzel bir rüyaydı. TV tarihinin en unutulmaz, en naif, en dürüst, en derinliği olan dizisiydi. Uzun bir sinema filmi gibiydi. Oynadığım pavyon şarkıcısı “Canan Cansev” rolü bütün açılımlarıyla beş sinema karakterine bedeldi.

Çağan Irmak’ın çalıştığı insanlara baktığımızda genelde hep aynı isimler. Bunlar arasında siz de varsınız. Çağan Irmak nasıl bir yönetmen?
Çağan öncelikle benim için iyi bir arkadaş. Adaletli ve yaratıcı bir insan, iyi bir yazar. Biz onunla iyi bir yerde buluştuk, bir dil tutturduk ve bunu bırakmadık. Çağan oyuncuyu harekete geçiren, yükselten, yolunu bulmasını sağlayan bir yönetmen. Bu da benim gibi kendini yönetmene bırakmayı seven bir oyuncu olarak müthiş güven verici.

Yol Arkadaşım’da da iki çocuklu bir anneyi oynuyorsunuz. Proje yaz aylarına doğru başladı. Bu sizin açınızdan bir risk değil miydi?
Kışın insanlar daha çok TV seyrediyor. Yaz projelerini pek tercih etmiyorum ancak kaliteli bir senaryo, cast gibi şeyler varsa her zaman seyirci buluyor. “Yol Arkadaşım” yaz aylarına doğru başladı fakat sezon projesiydi, eylülde yeni bölümleri gelecek. Diziye başlarken ilgi göreceğini biliyordum. Çünkü bir Çağan Irmak projesiydi. Sıcak bir senaryo, iyi oyuncular ve mutlu son kaçınılmazdı. 

‘Çemberimde Gül Oya’ güzel bir rüyaydı