Cadde “DiN, BENiM iÇiN SEVGiDEN iBARET”

“DiN, BENiM iÇiN SEVGiDEN iBARET”

22.05.2011 - 23:26 | Son Güncellenme:

Cannes Film Festivali’nde yarışan Pedro Almodovar imzalı ‘The Skin I Live in’ filminin başrol oyuncusu Antonio Banderas, İspanyol köklerine sıkı sıkıya bağlı. Her sene ailesiyle İspanya’ya giden ve yardım derneklerine destek veren ünlü aktör, ‘Paris Match’ dergisine verdiği röportajda “Köksüz bir adam, hiçtir” diyor

“DiN, BENiM iÇiN SEVGiDEN iBARET”

Malaga, ünlü İspanyol yönetmen Pedro Almodovar’ın keşfedip Hollywood’a armağan ettiği Antonio Banderas’ın doğduğu yer. Amerikalı aktris Melanie Griffith’la evli olan aktör, her Paskalya tatilini ailesiyle burada geçiriyor. Griffith, bu dini bayramı sokak kutlamalarıyla karşılayan kasabalıların arasına karışan 16 yıllık kocası Banderas’ı, aşk dolu gözlerle seyrediyor.

* Melanie’nin en sevdiğiniz yönü nedir?
Tıpkı ülkemin kadınları gibi, inanılmaz derecede hoşgörülü ve sabırlı. Mutlu ve neşeli bir insan. 16 yıl geçmesine karşın beni hâlâ güldürüyor. Hem kolay incinen hem de çok güçlü bir kadın.

* Melanie, Antonio’nun en sevdiğiniz özellikleri neler?
Çalışkanlığı ve dayanıklılığı beni etkiliyor. Kolay incinebilen, hassas bir insan.

* Antonio’yu tanımadan önce İspanya hakkında ne biliyordunuz?
Hiçbir şey bilmiyordum. İlk dikkatimi çeken, insanların duygularını ifade etme tarzları ve yüksek enerjileri oldu.

* Antonio, Paskalya sizin için ne ifade ediyor?
Bu Endülüs kimliğinin bir parçası. Hatta bazıları için bir hak iddia etme tarzı. Burada insanlar törenlerin sadece kendilerine has olduğunu düşünür. Başka bir kasabada da olabileceği akıllarına gelmez. Bu kutsal haftada İsa’nın mükemmelliği ve Endülüs’teki dönüşüm anlatılır. İnsanlar güler, ağlar, dua eder, şarkı söyler, bağırır, tartışır. Tüm bunlar sokaklarda olur. Yaz mevsiminden önceki bir arınmadır. Bu törenlerin insanı uyandıran ilkel bir tarafı var. Bu kültürün bir parçası olmak çok güzel.

* Malaga’ya destek veriyor musunuz?
Buradaki üniversiteye destek oluyor ve kültüre yatırım yapıyoruz. Ayrıca ölüm safhasındaki kanser hastalarının onurlu şekilde ölmeleri için bir dernek kurduk. Ayrıca kiliseye bağlı bir derneğe de üyeyim.

* Antonio, dindar biri misiniz?
Katoliğim ama 16 yaşlarında bu konuya mantıkla yaklaşmış ve “Hayır, mümkün değil” demiştim. İsa’nın sözlerini izlemek yetiyordu. Şüphe uyandırmayan ve sorgulamaya gerek olmayan bir gerçek var: ‘Sevgi’. Çok basit, derin ama zor. Her gün sana kanıtlar sunuyor. Ama mantığı da reddedemem. Astronomi, matematik ve fizik sevdiğim alanlar. Ama ‘Big Bang’i açıklayabilen çıkmadı.

* Çocukluğunuzdaki Malaga nasıldı?
Kasım ayında Jean-Jacques Annaud’nun son filmi için Tunus’a gittiğimizde çocukluğumdaki İspanya’daymışım gibi hissettim. Franco’nun baba olarak görüldüğü konformist bir dünyaydı. O her şeydi. Ülkem demokrat olurken ben de yetişkinlerin dünyasıyla tanışıyordum. Sık kullanılan kavram ‘kırılmaydı’: Hiçbir hedef belirlemeden yeni bir şey yaratmak için her şeyi kırmak ve yok etmek. Geçmişe dönmek istemiyorduk. Mutluyduk. Her alanda değişim yaşanıyordu. Demokrasiye geçiş tamamlanıncaya kadar, bunun nerede duracağını bilmiyorduk.

* Kızınızı İspanyol kültürüyle tanıştırdınız mı?
Onu buraya getirmek bir nevi gerçek hayatla tanıştırmak oldu. Bu törene ilk kez katıldığında altı yaşındaydı. İspanyolca biliyor. Bu sene ders çalışması gerektiği için gelemedi yoksa her sene bu törene katılır. 40-50 yaşına geldiğinde, ben artık bu dünyada olmadığımda, Malaga’ya yine gelecek, beni hatırlayacak, kendisinin de buraya ait olduğunu bilecek.

* Yeni projeleriniz neler?

Almodovar’ın ‘The Skin I Live in’ (La Piel que habito) isimli filminin tanıtımları var. Almodovar’la 20 yıl sonra tekrar çalışmak hâlâ zorlayıcıydı. İnsanın güven duygusunu yıkıyor ve kırıyor. Kendi kaynaklarından beslenmeni önlüyor. Hem müthiş hem acılı bir süreçti. Zaman içinde o da kendini geliştirdi. Daha az barok, daha çok minimalist, daha derin. Eskiden her şeyi delicesine yapardı, şimdi daha derli toplu. Onun dışında şiir ve hikayeler yazıyorum. Bir gün onları kitap yapar mıyım bilmiyorum. Bu sene bir hikayemden uyarlanan film yapacağım. Broadway’de bir tiyatro oyununda rol almak istiyorum ama onun zamanı var.