Cadde DÖRT DÖRTLÜK KADINLAR

DÖRT DÖRTLÜK KADINLAR

01.03.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

InStyle dergisi mart sayısında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için medya dünya- sının önde gelen isimlerini “Dört dörtlük” dedikleri kadınlarla bir araya getirdi

DÖRT DÖRTLÜK KADINLAR

AJDA PEKKAN - CENGiZ SEMERCiOĞLU

Neden Ajda Pekkan’ı seçti?
“Ajda Pekkan, duruşu, iş hayatı ve güçlü oluşuyla fark yaratan ve en önemlisi bunu yıllara yayan bir isim. Hep zirvede duran biri. Tabii ki seksapelitesi, yıllara rağmen hâlâ zirvede oluşu, kadınlara rol model oluyor olması, gençlerle buluşabilmesi ve hâlâ onları heyecanlandırıyor olması çok önemli. Bunlar çok az kadına nasip olabilecek özellikler. Dolayısıyla Ajda Pekkan benim için dört dörtlüktür.”


HAYATIM BENiM ÇOCUĞUM OLDU
C.S.: Yaşanan aşklar ve kırgınlıklar açısından baktığınızda, “Keşke dünyaya erkek olarak gelseydim” dediğiniz hiç oldu mu?
A.P.: Hayır, demedim. Fakat bazen hayatın içindeki koşuşturmalardan dolayı “Erkek olmak ne kadar kolay. Hiç makyaj yapmıyorlar. Duş aldıktan sonra hemen kravatlarını takıp çıkıveriyorlar,” demişliğim var. Kadın olmak başka bir ayrıcalık. Biz olmasak, erkekler olmazdı.
C.S.: Doğurganlık kadının çok önemli bir unsuru. Kadın olarak bunun eksikliğini yaşadığınız zamanlar oldu mu?
A.P.: Kadın olarak bunun eksikliğini zaman zaman duydum ama her zaman da değil. O kadar çok şarkılarıma, seyirciye ve kendi işime yoğunlaştım ki hayatım benim çocuğum oldu. Bunca yıl Ajda Pekkan diye birini yetiştirdim ve bugünlere getirdim. 17 yaşımdan bugüne kadar tek tek her şeyini ben yaptım. Sanat hayatında olmayıp belli bir aile hayatım söz konusu olsaydı, mutlaka bir çocuğum olsun isterdim.


TÜLiN ŞAHiN -CEM CEMiNAY
Neden Tülin Şahin’i seçti?
“Tülin Şahin bence ideal bir kadın. Güzel, bakımlı ve mesleğinde başarılı biri. Son derece enerjik. O da benim gibi konuşmayı sever. Çok yönlü bir kadındır. Kültürlü, birikimli ve neşelidir. Hayat her zaman neşeli ve güleryüzlü bir kadınla güzel. Tülin de böyle biri. Bence ideal bir Türk kadını, hatta bir dünya kadınıdır.”


KADIN OLMANIN AVANTAJLARI GÜÇLÜKLERİNDEN FAZLA
C.C.: Türkiye’de kadın olmak nasıl bir his? Güçlükleri ve avantajları neler?
T.Ş.: Kadın olduğum için kendimi çok mutlu ve şanslı hissediyorum. Kadın olmanın avantajlarının güçlüklerine göre daha fazla olduğunu düşünüyorum. Danimarka’da okuduğum ve büyüdüğüm için Türkiye’de kadın olmanın zorluklarını görmemek imkansız. Hâlâ kadınlarımız dayak yiyor ve küçük yaşta zorla evlendiriliyor. İş hayatında yer bulabilme zorlukları, töre cinayetleri, eğitim problemleri... Bunları alt alta saydığınız zaman gelinen noktanın hâlâ çok parlak olduğunu söyleyemeyiz. Benim dileğim bu sorunların çözülmesi ve kadının politikada daha fazla rol alması.
C.C.: Çalışan ve dünyayı gezen aktif bir kadın olarak evliliği ve ilişkiyi nasıl yürütüyorsun?
T.Ş.:Evlenmek birbirinin hayatına engeller koymak değil, tam aksine onu desteklemektir. Modellik de diğer meslekler gibi bir meslek. Biri bankacı diğeri doktor bir çift nasıl sabah işlerine gidiyorlarsa, biz de öyleyiz. Yaptığım işten dolayı çok fazla seyahat etmek durumundayım. Memet işime benim kadar saygı duyuyor. Bu durumda işimi dünyanın dört bir yanında hem ailemin hem eşimin desteği ve sevgisiyle mutlu bir şekilde yapabiliyorum.

AYLiN?ASLIM - TUNA?KiREMiTÇi
Neden Aylin Aslım’ı seçti?
‘Clarissa P. Estes, Kurtlarla Koşan Kadınlar’ kitabında, kadınların yapması gereken ilk şeyin içlerindeki doğal sesi keşfetmek olduğunu ve onlardaki sınırsız gücün, kurtların doğal yabanıllığında yattığını söyler. Ne var ki, erkek egemen dünyanın yorucu labirentlerinde kendi doğasına temas etmeye mecal bulabilen pek azdır. Oysa bazıları temas etmekle de kalmaz, o doğayı gerçek bir doğurganlıkla yansıtır ve kalıcı eserlere dönüştürürler. İşte Aylin Aslım, bunu yapacak kadar cesur bir sanatçıdır.

DÜNYANIN HALİNE BAKIP İYİ Kİ KADINIM DİYORUM
T.K.: Kadın olduğun için özellikle şükrettiğin
bir an ya da durum geliyor mu aklına?
A.A.: Dünyanın haline bakıyorum; savaşan, yakıp yıkan, yok eden hep erkek. Salyalar saçarak bağırıp çağıran politikacılar, generaller, eli taşlı sopalı eşkıyalar... Hep erkek. Bunu her gördüğümde,
“İyi ki kadınım,” diyorum.
T.K.: Peki ya kadın olduğun için isyan
etmek istediğin anlar?
A.A.: Kavga eden iki adamı çaresizce seyreden kadınlar gibi, seni hesaba katmadan kurulmuş
bir düzeni değiştirmeye gücünün
yetmeyişine isyan edersin.

FEM GÜÇLÜTÜRK -MiRGÜN CABAS
Neden Fem Güçlütürk’ü seçti?
“Bana göre kadınlar ikiye ayrılır: Sorun çözenler ve çözemeyip sorun olanlar. Fem, sevdiğim tüm kadınlar gibi birinci gruptadır. Hızlı ve pratiktir, sorunların ve aksiliklerin planlarını değiştirmesine kolay izin vermez. Meraklıdır, keşifçidir. İdeal kadın, ideal arkadaştır. Ailece bayılırız, onsuz hayatımız eksik geçer.”


TAKIM ELBiSELi KADINLARDAN KORKARIM
M.C.: Kendini en uzak hissettiğin kadın tipi hangisidir?
F.G.: Erkek egemen dünyada var olmak adına metamorfoza uğrayan takım elbiseli kadınlardan korkarım. Çocuğu veya kocası üzerinden kendini tanımlayan, gizli dominant, entrikacı kadınlardan daha çok korkarım. Dişiliğini silah gibi kuşanmış ucuz yollu yöntemlerle hayatını garanti altına alan kadınlardan korkmam ama kızarım.
M.C.: Senin için kadın olmanın en kolay yanı nedir?
F.G.: Kız gibi gülebilmek. ‘Erkekler ağlamaz,’dan, sünnetten ve en azından Türkiye’de askerlikten muaf olmak. Ve en kolay yanlarından biri arabanın camını açıp adres sorabilme cesareti.

Yazarlar