Cadde Dünyanın en büyük moda fuarında Türk çıkarması

Dünyanın en büyük moda fuarında Türk çıkarması

09.02.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Otto Bittner, Maredo'da 'deli dana' paniği, müzik dolu geceler, Louisiana, Cabaret Das Musical, Heike's Baguetteria, gençlik iksiri Kombucha, Bandido, Çağla -Bozok aşkı

Dünyanın en büyük moda fuarında Türk çıkarması

Dünyanın en büyük moda fuarında Türk çıkarması

Otto Bittner, Maredo'da 'deli dana' paniği, müzik dolu geceler, Louisiana, Cabaret Das Musical, Heike's Baguetteria, gençlik iksiri Kombucha, Bandido, Çağla -Bozok aşkı

Dünyanın en büyük moda fuarında Türk çıkarması
Efendim, Düsseldorf'a yaptığım minik ziyaretin ardından yine hastalandım. Ama malumunuz ben hastalığı hep ayakta geçiriyorum. Yatakta şöyle gerine gerine yatıp dinlenmek haddim değil. Kar, tipi, yağmur, kısacası b..tan bi havaydı. Sizler uğruna katlandık. İnsan her gün aynı yemeği yemekten bıkar. Bu nedenle farklı bir şeyler aktarayım istedim. THY ile rötarsız ve rahat bir yolculuk yaptık. Eski bir arkadaşım, bana göre erkek modasının duayenlerinden Faruk Saraç eşliğinde, üç saatlik yolculuğun nasıl geçtiğini anlamadım. Saraç sayesinde kültürüm arttı. Atatürk ile ilgili bilgi sahibi oldum. 'Sarı Zeybek Atatürk' ve 'Padişahın Esvabı' adlı iki muhteşem gösteriye imza atan Faruk biraz dertli. "Şenay'cığım, Atatürk'ün koleksiyonunu yaparken Şişli'deki evine gittim. Çok üzüldüm. Binayı temelden ele alıp komple elden geçirmek isterim. Bu arada bir de Atatürk defilesi yaparım. Tüm bunlar için tek kuruş talebim yok. Bir Cumhuriyet çocuğu olarak böyle bir görevi yerine getirmemde bana aracı olursan sevinirim" dedi. İlgilenenlere duyurulur. Faruk Saraç'ın 'Padişahın Esvabı' defilesinden elinde 700, 'Sarı Zeybek Atatürk' defilesinden de 450 parçalık bir koleksiyonu var. Tüm bunları, kurulacak olan Faruk Saraç Vakfı altında bir müzede toplamak istiyor. Bu arada yine Faruk sayesinde Atatürk'ün gömlek, kostüm ve ayakkabı numarasının hep aynı, 42 olduğunu öğrendim. Şimdilerde iki büyük projeye imza atmaya hazırlanan Faruk Saraç, ilk olarak kitap yazacak. Kitabı 2001 mart ayında piyasaya sürecek. Bu kitapta Osmanlı padişahlarından Atatürk'e kadar şıklık, konfeksiyonun ilk yılları, terziler, markaların Türkiye'ye girişi gibi geniş bilgiler yer alacak. Diğer proje ise 'Anadolu Medeniyetleri'. Saraç, Japonya'dan yola çıkarak, 6 bin yıllık bir medeniyeti, moda gösterisine dönüştürmeyi, İçişleri ve Kültür Bakanlığı'nın katkıları ile bu gösteriyi Brüksel'de sunarak dünya modasına ders vermek peşinde. Bu arada yine Faruk sayesinde Atatürk'ün hiç lacivert takımının olmadığını, laciverti memur, siyahı lider rengi olarak kabul ettiğini ve hep siyah giydiğini öğrendim. Atamız, hastalığının ilerlediği 1938 yılında, Savarona'da İngilizlere verdiği bir resepsiyon sırasında, o yıllarda İngiltere'de moda olduğu için ilk kez lacivert blazer ceket, mavi gömlek ve beyaz pantolon giymiş. Tasarımını da kendisi yapmış. Atatürk'ün, mendili aksesuar olarak kullanan ilk kişi olduğunu söyleyen Faruk, "Atamızın resimlerini incelediğim an şu kanıya vardım; neşeli olduğu günlerde mendil ön cebinden papatya gibi fırlamış. Üzgün, dertli olduğu günlerde ise yalnızca ucu görünüyor" dedi. Türk modasında birçok ilke imza atmış Faruk Saraç. Örneğin ilk milli takıma, takım ruhunu getirmiş ve tek tip elbise dikmiş. Yine Fenerbahçe takımının ilk takım elbiseleri yine Faruk Saraç imzalı. Bu arada milletvekillerinin beyaz çorap giymesini sık sık eleştirerek beyaz çorabı TBMM'den kaldırtmış.

Hotel Lancester, Maredo, Louisiana
Düsseldorf'da, merkezde olan Hotel Lancaster Türk iş adamlarının da tercih ettiği minik, fakat temiz bir otel. Tüm alışveriş merkezlerinin, restoran ve barların otel çevresinde olması büyük avantaj. Yalnız asansörde Türkçe yazılmış bir yazı hem dikkatimi çekti, hem de düşündürdü ve güldürdü. Aynen şöyleydi; "Lütfen saçınızı boyamak için otel resepsiyonundan eski havlu isteyiniz. Yeni havlularımızı perişan etmeyiniz". Resepsiyondan saçı boyalı beylerimizi tanımak için liste istedim, vermediler. Sadece merak etmiştim, yayınlamayacaktım. Bu arada, akşam yemeği için sakın 22.00'ye kalmayın, mutfak erken kapanıyor. O gece bir zincir olan ve Bolkerstrabe 40 -42'de Maredo'da zor yer bulduk. Düzceli olan Türk kızı Gönül sayesinde bize servis yapıldı. Herkeste 'deli dana' paniği olduğu için beyaz et ve makarna tercih edildi. Fiyatlar bayağı pahalıydı. 200 gram et, yanında patates ve çorba 18 milyon TL. Yemek sonrası Çağla Şıkel, Sema Şimşek ve Ceylan Saner'in de bize katılmasıyla soluğu Düsseldorf'un özellikle genç jenerasyonunun gittiği Louisiana'da aldık. Zor yer bulduk. Louisiana'da akşam yemeği de var. Ama burada da mutfak 22.30'da kapanıyor. Müzik müthişti. Çağla Şıkel, Sema Şimşek ve Ceylan Saner ile ilk kez bir araya geldim. Üçü de tek kelimeyle birbirinden mükemmel. Müthiş esprili, eğlenmesini, dansetmesini, oturup kalkmasını çok iyi bilen kızlar. Ceylan o gece viski -cola, Çağla redbul, absolut votka, Sema da kokteyl içti. Biz dansederken Çağla'nın sevgilisi Bozok Gören geldi. Tabii herkes heyecanlandı. Sema, "Sürprize bak. Benimki şimdi kaçıncı uykusundadır kimbilir" dedi. Sema Şimşek bildiğiniz üzere podyumların yakışıklı mankenlerinden Burak Hakkı ile nişanlı, evlenecekler. Çok hoş bir gece geçirdik. Otele döndüğümüzde benim pilim bitmişti. Efendim, yarın Düsseldorf finalinde ve İstanbul gecelerinde buluşmak üzere hoş kalın, en kötü gününüz benimkinden iyi olsun.



MAGAZİN