Cadde Ece Erken'in başı, sihirbaz Jonathan yüzünden derde girdi

Ece Erken'in başı, sihirbaz Jonathan yüzünden derde girdi

21.03.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Melek Boz fırtına gibi, SurgiTeam hizmette, Seba Sinemaları, 'Zencefil'in başarısı, Belçika Mutfağı, Coliseum'da eğlence, Keops, Fedon'la ilgili çirkin dedikodu, muhteşem bir şaraphane 'Vareli', the Wrap'da işletmeye dikkat!

Ece Erkenin başı, sihirbaz Jonathan yüzünden derde girdi

Ece Erken'in başı, sihirbaz Jonathan yüzünden derde girdi

Melek Boz fırtına gibi, SurgiTeam hizmette, Seba Sinemaları, 'Zencefil'in başarısı, Belçika Mutfağı, Coliseum'da eğlence, Keops, Fedon'la ilgili çirkin dedikodu, muhteşem bir şaraphane 'Vareli', the Wrap'da işletmeye dikkat!

Büyük reklamlarla girdiler işe. Bu tarz davetlere iştirak etmiyorum ama sanatsal bir olayı sizler adına izlemek amacıyla gittim. Ne bileyim karşıma Dolmabahçe Çiftlik Parkı'ndaki sirklerden biraz daha moderninin geleceğini?.. Konuklar seçkindi. Sevgili Can Tanrıyar, Petek Dinçöz, Ece Erken ve annesi, modanın duayenlerinden Yıldırım Mayruk ve sağ kolu Barbaros Şansal, Siren Ertan, Yavuz Bingöl, Kubat, Reyhan Karaca, Nedim Binler, Kenan Doğulu, Esin -Osman Yağmurdereli, Meltem Cumbul, babası ve yeğeni Can, Deniz Seki, Emel Müftüoğlu, büyük aşk yaşadığını herkese sanki kanıtlamak zorunda olan Hande Ataizi ve sevgilisi Didi, sevgili meslekdaşlarım ve arkadaşım Burhan -Müge Akdağ, son günlerin popüler sitelerinden 'gecce.com'un sahibi Kenan Erçetingöz, Panasonic'in sahibi sevgili ağabeyimiz Ayhan Barmek, kızı Hande, damat adayı Murat Başol, Fulya -Fatih Terim, Muazzez Ersoy, Nükhet Duru, Lili -Üzeyir Garih, Tatyana -Mete Küçükberber o kalabalıkta görebildiklerim oldu. Öncelikle söyleyeyim, bir imkansızı Türkiye'de gerçekleştirmişler. Çok para harcamışlar, muhteşem bir salon ortaya çıkmış. Farklı mimarisi, mükemmel atmosferi ile gerçekten birinci sınıf bir eğlence yeri olmuş. Amma gösteri bir rezalet, yemekler kepaze, personelin konuklara davranışı ise hepsinden kötü. Keops'un ortaklarından Ali Sayar ve sevgilisi Beti Menendiyen'ı tam iki kez masadan kaldırmışlar. Buna sinirlenen Ali, salonu terketmek için hamle yapmış. Tanıdık bir şef durdurmaya kalkışırken mekanın ortaklarından bir beyefendi (!), "Bırakın gitsin, ne hali varsa görsün" demiş. Bence kocaman bir terbiyesizlik etmiş. Ben Efendy'ye salon olarak büyük şans veriyorum, ama bu zihniyetle, personelle ve ilkokul müsamerelerinden az üstün gösterilerle değil. Nitekim o an salonda olan ve benimle aynı masayı paylaşan Mustafa Sandal, Kenan Doğulu, Nükhet Duru da aynı kanıdaydılar. Ama ben herşeyin kısa sürede düzeleceğine inanıyorum. Gösterinin yıldızı olan illüzyonist Jonathan David Bass yüzünden, Ece Erken ile sevgilisi Tuncer Öztarhan'ın arası açılmış. Jonathan program sırasında Ece'ye iltifatlar yağdırmış, kendisini çok beğendiğini söylemiş. Programı izleyen Tuncer Öztarhan da bundan rahatsız olup Ece'ye bir güzel çatmış. Anlayacağınız, Ece ile Tuncer'in arasına sihirbaz girmiş.

Servis, eğlence, atmosfer ve mükemmel bir işletme; Vareli
Bana ailem kadar yakın olan Derya -Zafer Babacan, Süreyya -Şükrü Danış ve uzun süredir görmediğim eski dostlarım Zümra -Alper Cücenoğlu çifti ile birlikte Tepebaşı'ndaki Vareli Şaraphanesi'ne gittik. Ben daha önce barına uğramıştım. Haftanın beş günü açık ve tıklım tıklım olan bu yerin başarısında şüphesiz genç sahibi Mehmet Şehitoğlu'nun bana göre büyük rolü var. Tenkide açık, söz dinliyor. Diğer bazı mekan sahipleri, işletmeciler gibi burnu da Kaf Dağı'nda değil. Şaraphane'nin hemen üstünde yer alan dört yıldızlı Yenişehir Palas'ın da sahibi olan Şehitoğlu, Otelcilik ve Turizm Yüksek Okulu mezunuymuş, yurt dışında eğitim almış. Ekip de özenle seçilmiş. Head waiter Yusuf Aydoğan, captain waiter Aydın Gülen, program yapan Erol Esken, muhteşem insanlar. Özellikle Esken'i bana göre pek çok sanatçı gidip izlemeli ve ders almalı. 7 dilde şarkı söyleyen, Mustafa Sandal'dan Muazzez Ersoy'a, Serdar Ortaç'a kadar tüm sanatçıların hit şarkılarını içeren geniş bir repertuarı olan müzisyenin yaşı 50 civarında. Ama gösterdiği performans gençlere taş çıkartacak cinsten. İşin ilginç yanı, müşteri kitlesi çok farklı. 20 yaşında gençler de dinliyor onu, 50 -60 yaşında kelli felli insanlar, hanımefendiler de. Ama istisnasız herkes masa üstünde, pistte. Bu müessesenin reklama ihtiyacı yok, hakettikleri için yazmak istedim. Ha kusurları yok mu? Var tabii, mutfak zayıf. Ama iddialı oldukları bazı yemek çeşitleri de kusursuz. Özellikle ciğer sote, paçanga böreği, özel soslu, mantarlı bonfile... Ben paella yemek istedim, geri gönderdim. Zafer de kuzu etinden külbastı söyledi, sert geldi. Ama masadaki diğer arkadaşlarım yediklerinden memnun kaldılar. Hesaba gelince; adam başı limitsiz yemek ve içki, kişi başı 25 -30 milyon. Rakıyı zor içersiniz, çünkü sadece şarap var. Benim ne yaptığımı soracak olursanız, onu da bana bırakın.

'Kadınlar Ne İster?' ve Seba Sinemaları
Efendim, önceden de yazdım, sinema fiyatları el yakıyor. Ben Akmerkez ve Mayadrom'un tiryakisiydim. Şimdi favorim Seba Cep Sinemaları. Maslak'da. Koltukları müthiş rahat, havalandırma on numara, bütün vizyon filmleri izleyebiliyorsunuz. Gelen insanlar, tabir -i caiz ise seçme. Büyükler 4 milyon, öğrenciler 3 milyon. Seba kartınız varsa büyüklere de 3 milyon. Işıkçı başınızda banşiş diye beklemiyor. Bu kadar değil. 3 milyona aldığınız büyük boy mısır burada ..... Diğer sinemalarda 1,5 milyona içtiğiniz cola 1, 1,5 milyona içtiğiniz kahve, çay, Alaska, Frigo gibi şeyler ise 750 bin lira. Buranın büfesini işleten Sadi ile Ali'ye sordum "Kar ediyor musunuz?" diye. Ediyorlarmış. Valla bundan böyle haftanın en az iki günü Seba Cep Sinemaları'ndayım. Telefon numarası (0212) 286 46 72. Bu kez yılın en iyi romantik komedisi, Mel Gibson ile Helen Hunt'ın başrollerini oynadıkları 'Kadınlar Ne İster?'i izledim. Filmde, Chicago'da reklamcılıkla uğraşan Nick Marshall (Mel Gibson) bir kaza sonunda kadınların aklını okuma yeteneğini kazanır. Bu özelliğini de kurnazca, kadınları daha yakından tanımak için kullanır. Yeni patronu Darcy McGuire (Helen Hunt)da Nick'in kurbanları arasındadır. Filmin devamını sinemada izleyin.

Surgi -Team, Belçika mutfağına buyrun, Coliseum
İstanbul Cerrahi Hastanesi'nde tanıdım Op. Dr. Hamdi Koşar'ı. Genel cerrah, benim de doktorumdu. Hamdi 24 Mart Cumartesi günü, Şaşkınbakkal'da, Op. Dr. Erhan Uncu, Op. Dr. Haluk Bilgin, Jin. Op. Dr. Zehra Koçer ile birlikte 'SURGITEAM Cerrahi Konsültasyon Merkezi'ni açıyor. Yurt dışında benzerleri sık görülen cerrahi konsültasyon (danışma, tanı ve tedavi) sisteminin ülkemizde ilk örneklerinden olacak Surgi -Team. Tüm cerrahi branşlarda hizmet verecek. Kredi kartı ve advantage card geçerli. İlgilenenler için telefon numarası (0216) 363 43 90. Maçka'da dolaşırken farkettim Bronz Sokak'daki Belçika restoranını. Ben Çin, Japon mutfağının yanısıra, en az Karadenizliler kadar deniz mahsullerini de severim. Belçika mutfağı da deniz mahsullerine dayanır. Sıcacık, şık bir yer. Brasserie D'oeuf'da 50'ye çeşit yemek, Belçikalı şef Jean Luc Tangnon tarafından yapılıyor. Sahibi Mehmet Kemal Aksel. Rezervasyonlara ise cici bir hanım, Tunay Özkaragöz bakıyor. Fuagra, midye tenceresi, deniz tarakları, pate çeşitleri, Belçika soğan ve balık çorbaları mönünün özel çeşitleri arasında. Garsonlar ve şefler her yemekle ilgili bir yerli, bir de yabancı şarap önerisinde bulunuyorlar. Pazar hariç her gün açık, öğle servisi de var. Hesaplar biraz pahalı gelebilir. Kişi başı 30 -35 milyon. Rezervasyon için telefon numarası (0212) 230 38 68. Acar Kent içinde yer alan Coliseum'da şıklıklar yaşanıyor. Polonozköy'e giderken, yolumun üzeri olduğu için şöyle bir uğradım. Burada yaşayanlar gerçekten şanslı insanlar. 24 Mart'da Coliseum tarafından düzenlenen bir Ballıkaya macerası yaşanacak. Neler var neler? Meraklıları için tango ve latin dansları veriliyor. Pazarları Akasya Restaurant'da brunch var. Yok, yok ve kişi başı 13,5 milyon lira. 14 Nisan'da ise Kenan Doğulu konser verecek. Her gün yine Akasya Bar'da, üstelik yüzde 50 indirimli Murat Tuğsuz'un müziği eşliğinde stres atabilirsiniz. Hiper Cafe'deki beş çayları ise hanımlar için ve kişi başı 5,5 milyon lira. Rezervasyon ve bilgi için telefon numarası (0216) 485 00 36.

Melek Boz Türkbükü'nde, the Wrap ve Fedon'un sıkıntısı
Sevdiğim arkadaşlarımdan biridir Melek Boz. Ama ona karşı çok mahcubum, bir yıldır işlettiği Karaköy'deki Zeytin'e ne yazık ki bir türlü gidemedim. Kısmet Türkbükü'ne inşallah. Melek'in mutfağının lezzetini, dekorasyondaki ustalığını ve insan ilişkilerini bilmeyen yok. Sosyetenin gözde isimlerindendir Melek. Kısmetse 19 Mayıs'da Türkbükü'nün girişinde, plajı, barı ve cafesi olan muhteşem bir yer açıyor. Müzik sabaha kadar sürecek. Can dostumun evinin altında olduğu için, evde otururken karnımız acıkınca soluğu the Wrap'de aldık. Sırdaşım İsmail Akkaya da yanımızdaydı. the Wrap 'a büyük para harcanmış, kimbilir isim hakkı için kaç milyon dolar yatırıldı. Ama iş iki garsona bırakılmış, yani işletme zayıf. Sanırım biraz da o nedenle boştu. Belki de o geceye mahsustu. Önyargılı olmamak gerekir, bu nedenle bir kez daha gideceğim. O gece ben ev yapımı humus, baba ganuş, fırınlanmış havuç, palamut yaprağı ve endiviyen, domates ve harissa sosundan yapılmış The Fez yedim. 2 milyon 600 bin liraydı. İzzet ızgara sebzeler, fırınlanmış pancar, düşük kalorili keçi peyniri, fesleğen lararossa, palamut yaprağı, endiviyen domates ve kurutulmuş domates püresinden meydana gelen Chauncey Gardener yedi. O da 4 milyondu. İsmail ise körili mercimek, taze ıspanak, tofu ve kramelize soğandan yapılan Dr. Feel Good istedi, 2 milyon 600 bin lira. Porsiyonlar doyurucu. İçecek olarak doğal meyva suları, meyvalar ve yağsız frozen yoğurdundan yapılan Smoothies'in Orange Date'inden içtik. 2 milyon. Üç kişi toplam 15 milyon ödedik. Cumartesi gecesi yolumun üzerinde olduğu için yarım saatliğine Keops'a uğradım, insanlar merdivenlerde oturuyordu. Hülya Aşık, kızı Eda, Sibel Vatandost, Ayşe Karasu, Suzan Hacısüleymanoğlu 15 kişilik kadınlar grubu olarak 'eller havada'ydı. Bir başka masada Şafak Tanrıyar vardı. Oktay Kaynarca ve Ziya Kerküt yanlarındaki kız arkadaşları ile paparazzilerden nasıl kaçacaklarının yolunu arıyorlardı.

Kalkacağıma yakın, Keops'un yanında, yine Nida Büyükbayraktar'a ait olan Cilveli'de çalışan Fedon'un sahnede bayıldığı ve apar topar hastaneye kaldırıldığı haberi geldi. Şaşırdım. O arada birileri bu olayın reklam koktuğunu, geçtiğimiz haftalarda Fedon'un çalıştığı Cilveli 13'ün hiç iş yapmadığını söyledi. Denilen o ki, Nida, Cilveli'ye Nalan'ı başlatacakmış, Fedon bu yüzden aniden fenalaşmış. Ben sadece dedikoduyu sizlere ilettim, işin doğrusunu Allah bilir tabii. Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla. En kötü gününüz benimkinden iyi olsun efendim.

Yazara e-mail:



MAGAZİN