Cadde GECE DEVRİMİ

GECE DEVRİMİ

04.12.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

Dün, dünyanın en ünlü İtalyan restoranı Cipriani ile en özel gece kulübü Billionaire’in Levent’teki Edition Hotel’de açılacağını duyurduk. Otelin sahibi, Azeri asıllı işadamı Mübariz Mansimov, üçüncü bombasını CADDE’ye açıkladı. Dünyanın girilmesi en zor eğlence yerlerinden Rose Bar da Türkiye’ye geliyor.

GECE DEVRİMİ

Cipriani ailesi üç nesildir, aynı prestijli çizgiyi koruyor. Onların gözle görülüp, elle tutulmayan ama açıkça hissedilen bir tarzı var. Böyle soyut bir şeyin patentini almak zor olsa da, 78 yıldır kimse tarafından taklit edilemediler.
13 Mayıs 1931’de Giuseppe Cipriani ve Harry Pickering’in açtığı Harry’s Bar, hâlâ dünyanın en sevilen klasiklerinden biri.
1985’te Giuseppe’nin oğlu Arrigo (Harry’nin İtalyancası), New York’taki ilk restoranını Tiffany’s’in birkaç adım ötesinde açtı. Harry’s Bar, Venedik’te tek olsa da, zaman içinde Cipriani restoranları bir zincire dönüştü. Üçüncü kuşak temsilcisi Giuseppe, Cipriani Downtown gibi daha rahat mekanlarla, restoranı genç ve ‘hip’ bir kitleye açtı. Hatta restoran ‘Sex and the City’ kızlarının takıldığı bir yer olarak dizide yer aldı.
Cipriani hâlâ sadeliğin güzelliğine inanıyor. Kendilerini züppeliğin tam tersi olarak tanımlıyorlar.


CİPRİANİ MÖNÜ $
Minestrone 12.50
Midye Çorbası 15.50
Kavun, domuz jambonu ve mozarella 23.50
Izgara kalamar 25.50
Kulüp sandviç 19.50
Tavuk salatası 19.50
Hamburger 25.50
Tavuk 27.50
Somon 32.50
Kuzu 37.50
Biftek 37.50
Yeşil salata 15.50
Salatalık, domates, mısır salatası 18.50

GECE DEVRİMİ



MANZARA SEVGİSİ
Rockefeller binasının en üst katındaki Rainbow Room (Gökkuşağı Odası) Cipriani’lerin manzara sevgisinin en iyi örneği.
Kartal yuvası tüm New York’u misafirlerinin ayaklarının altına seriyor. Club 55 ise, eğlence ve işi en iyi şekilde bir araya getirmek için kurulmuş bir kompleks. İçinde berberden sinema salonuna, restorandan, kütüphaneye birçok bölüm bulunuyor. Venedik’te büyükbabasının açtığı Harry’s’in mirasını, torun Giuseppe, İstanbul’da sürdürüyor.


Harry’s Bar Klasikleri
Jambonlu Tagliatelle 23.50 $
Carpacio Alla Cipriana 23.50 $
Risotto 25.50 $
Kaz Ciğeri 34.50 $

Gecenin patronları NE DİYOR?

BARIŞ TANSEVER -SUNSET RESTAURANT
Önemli olan İstanbul’un bu restoranları taşıyıp taşıyama-yacağı. İki yıl önce, “İstanbul’un Spice Market, Zuma ve Hakkasan’ı taşıyıp taşımaya-cağını zaman gösterecek” demiştim. Spice Market kapandı, Hakkasan’ın durumu ortada. Bir tek Zuma kaldı. Bu restoranlara gidecek, gustosu zengin insan bizde yok.

İZZET ÇAPA -ÇAPAMARKA
İtalya’da, New York’ta Venedik’te bu lokantalarda yemek yemek için kuyruklara girip, sonra bizim lokallerimize pahalı diyen Türklerin golü yemesinden korkuyorum.
Ön yargılı olmamak lazım. Onların getireceği rekabet, değişimden yana olmayanları ürkütür. Çapamarka için böyle bir sorun yok.

ŞEFİK?ÖZTEK-LAILA’NIN ESKİ SAHİBİ
Ekonomik krizin etkileri ortada. Herkes ekonomisine çok dikkat ediyor. Cipriani veya milyarderler kulübüne gidecek insan sayısı ortada. Bu pasta o markayı ayakta tutar mı, bilmiyorum. Bu markaların en büyük etkisi bulunduğu binaya değer katmasıdır. Tabii, yurt dışındaki İstanbul imajını da daha değerli kılıyor.


RIZA?BÜYÜKUĞUR-DOORS GRUP’UN ORTAĞI
Önemli olan gelmek değil ayakta durabilmek. İstanbul hak etmesine rağmen Paris, Londra ve Milano gibi turist çekemiyor. Bu tip markalar, turist çekmekte de etkili oluyor. Ancak İstanbul’da bu markaları yaşatmak zor. Biz bunu Zuma’da yaşıyoruz. Gümrükler yüksek, ithalat yapmak çok zor.

MEHMET?TUNA - ŞAMDAN
Beni Cipriani’ye Venedik’te bir arkadaşım götürdü. Hoş bir restoran, mönüsü zengin. Ancak ben gittiğim şehirde marka olmuş değil de daha yöresel restoranları tercih ediyorum. Ben Cipriani’yi daha turistik bir yer olarak görüyorum. Bu markayı tanıyan turistler için önemli. Sektöre renk katacağı muhakkak.


CELAL ÇAPA - ŞAMDAN’IN YARATICISI
Uluslararası markaların İstanbul’a gelip iş yapmalari sektördeki rekabeti olumlu yönde etkiler ve kaliteyi yükseltir. Yabancı zengin turisti de çekebiliriz. Bu markaların Türkiye’ye gelmesi, İstanbul’u ve eğlence hayatını dikkate aldıklarını gösteriyor. Bu iyi birşey.

KAYA DEMİRER - TOPAZ VE LİPSİ
İstanbul’un elitleri dediğimiz bir avuç insan mutlaka buraya gidecektir. Bu küçük pastadan onlar da payını alır. “Ben bildiğimi okurum, benim kurallarım geçerli olacak” derlerse şansları yok. Yerli müşteriye ilgi göstermeliler, o ilgiyi bulamazsa bir daha uğramaz. Onlar başarılı olursa, başka markalar da gelir.

AHMET ÇAPA - PARK ŞAMDAN VE DISCORUIM
Cipriani pahalı malzemler kullanıyor. Önemli olan o malzemeleri ithal edip edemeyeceği. Hem o malzemeyi ithal edemez hem de pahalı fiyat politikası uygularsa işi zor. Cipriani’nin geceleri bar ağırlıklı bir mekan olacağını düşünüyorum. Şov ve ambians satıyor. O şovu yakalayabilir mi bilmiyorum.

EMRE?ERGANİ - BİBER VE BLACKK
Dünyaca bilinen markaların İstanbul piyasasına girmesi dünya eğlence arenası için çok önemli. İstanbul eğlence sektöründeki başarılı işletmeleriyle dünya basınında ve turizm sektöründe yer alıyor. Bu markaların gelişiyle İstanbul eğlence hayatı dünya eğlence haritasına girip yerini sağlamlaştıracak.

EROL KAYNAR - SORTIE VE SAL0MANJE
Dünya markası olmak bazen Türkiye’de var olmaya yetmiyor. Dikkat edilmesi gereken iki nokta var. Biri fiyat politikası, diğeri karşılama. Bizim insanımız için kapıda nasıl karşılandığı çok önemli. Bu ikisini yaparlarsa başarılı olurlar. Dilerim başarırlar, eğlence hayatımıza renk katarlar.


SOSYETE MEMNUN
GÜLİN ÖNGÖR
Akın ile on yıl Londra’da yaşadık.Cipriani yan komşumuzdu.Bizim evimiz gibiydi. Neredeyse her gün uğrardık. İstanbul’da iş yapacağına inanıyorum. Çünkü bizim Türkler Cipriani’yi çok sever. Ne zaman gitsem üç beş Türk görürüm.


HEVES?EKİNCİ
Cipriani benim sevdiğim bir restoran. New York’ta da sık giderim. Yemekleri, ambiansı çok güzel. Tabii ki buradakine de gideceğiz.Önemli olan oradaki tadı almak,ambiansı yakalamak.Öyle olursa seve seve gitmeye devam ederiz. Değilse sırf adı Cipriani diye asla gitmem.

CEYLA AYSAL
Yemeği, servisi çok iyi olduğu için Cipriani’ye gidiyoruz. Burada başarılı olabilmesi için fiyat politikasını Türkiye şartlarına göre belirlemeli. İkincisi bizler gittiğimiz yerde birbirimizi görmek istiyoruz. Dekorasyonu yaparken bunu göz önünde tutarlarsa başarılı olurlar.

HEVES?EKİNCİ
Cipriani benim sevdiğim bir restoran. New York’ta da sık giderim. Yemekleri, ambiansı çok güzel. Tabii ki buradakine de gideceğiz.Önemli olan oradaki tadı almak,ambiansı yakalamak.Öyle olursa seve seve gitmeye devam ederiz. Değilse sırf adı Cipriani diye asla gitmem.

AHU TUĞBAY
Cipriani çok sevdiğim bir restoran. Açılacağına sevindim. Amerika, İtalya ve İngiltere’de en sevdiğim, en çok gittiğim yer. Özellikle Londra’dakine bayılıyorum. Londra’daki havayı yakalayabilirlerse müthiş olur. Bir an önce açılsın da gidelim.

GURMELER KUŞKULU

VEDAT MİLOR
Venedik’teki Harry’s Bar bir klasiktir ama Cipriani artık çok önemli bir lokanta değil. Eskiden iki Michelin yıldızları vardı, ikisini de kaybettiler. Her şeyin bir modası var, onlarınki de geçti. Yemekleri daha iyi lokantalar var. Cipriani’ye artık daha çok turistler gidiyor. Harry’s Bar çok pahalı. Fiyat karşılığında aynı kalitede yemek alamıyorsunuz. Ama oraya gitmek artık bir geleneği yerine getirmek. gibi. Yemek için bir numaralı tercih değil.


AHMET?ÖRS
Cipriani’lerin üç mekanında yemek yedim. Bunları iyiden kötüye değerlendirebilirim. Bence en iyisi Venedik’in hemen civarındaki küçük adalardan Torcello’daki Locanda Cipriani’dir. İkinci olarak Venedik’teki Harry’s Bar’ı söyleyebilirim. Öyle kazık bir yer ki. Üçüncüsü ve bence en kötüsü New York’taki Cipriani’nin İstanbul ayağının o kadar iyi olabileceğini sanmıyorum.

CARLO BERNARDİNİ
Bence İstanbul yemek kültürü için Cipriani’ler önemli bir adım atıyor. İstanbul’da Harry’s Bar’a gitmek için can atan birçok Cipriani hayranı müşteri var. Diğer yandan örneğin Paper Moon’un başarısı her şeyden bağımsız bir yer olmasıdır. Ancak bir otelin içinde özel bir mekan açmak, işin biraz riskli tarafı. İkinci olarak, New York’ta ve Venedik’te tüm ürünler bulunabiliyor, bunu İstanbul için de hayal edebiliriz ama bu sadece hayal.

MEHMET YALÇIN
Şimdiye dek sadece New York’ta Rockefeller Center gökdeleninin en üst katındaki Cipriani Restaurant’ta yemek yedim. Doğrusu servis, yemek ve şaraplarda hayal kırıklığına uğradım. Yemekler pek lezzetli değildi, sıradandı. En yadırgadığım konu ise şaraptaki laubalilikti. Cipriani bende ‘isminin rantını yiyen’ bir restoran izlenimi uyandırdı. Paper Moon olmaya çalışacaktır.



HERKES BRIATORE OLMAK iSTiYOR

GECE DEVRİMİ


Flavio Briatore denince akla gelen üç şey var: Güzel kadınlar, hızlı arabalar ve milyarderler kulübü. Heidi Klum, Naomi Campbell gibi süper modellerle birlikte olan, hatta hızla değiştirdiği sevgilileri yüzünden ‘sperminatör’ olarak anılan, ünlü İtalyan iş adamı, Sardunya Adası’ndaki Billionaire Club’ı 1998’de açtı. Kulübün içinde bir de Cipriani restoranı bulunuyor. Fakat Cipriani’nin sofistike çizgisine alışanlar burada biraz yabancılık çekebilir. Çünkü Billionaire çok daha şatafatlı bir görünüme sahip.
Önünde bir marina, otantik halılarla süslenmiş geniş bir teras bulunan mekanın bahçesini büyük bir havuz süslüyor. İlk açıldığı günden bu yana dünyanın en zengin, en ünlü isimleri, kulübün bahçesindeki lounge’larda 50 bin dolarlık şampanyalar patlattılar.
Şampanya olmasa da, burada bir yemeğin kişi başı 10 bin dolara gelmesi normal kabul ediliyor. Briatore üç sene önce, kulübüne yatıyla gelen müşterilerinin kalitesini ve sayısını ikiye katlamak için mega yatlardan alınan liman vergisinin kaldırılması için mücadele verdi. Adaya ne kadar çok zengin gelirse, buranın güzelliğinin o derece artacağını savunuyordu. İtalyan Vanity Fair’in editörü, “Her İtalyan Flavio olmak ister” diyor. “Modeller, yatlar, yaşam tarzı...”