Hande'ye 'düğün' demeyin!

Ancak yeni yayın dönemi başladığında Ataizi'nin Yağmurdereli'ye danışmadan yaptığı iki hamle ve kaprisler dizideki sonunu getirdi.Kanal D, yeni yayın dönemini ekran yüzlerini mutfağa sokarak bir tanıtım filmi çekti."Sev Kardeşim"in başrol oyuncuları Hande Ataizi ile Davut Güloğlu da bu çekime katılması gerekenler arasındaydı. Ancak Ataizi, "Senaryoyu beğenmedim. Düğün çorbası yapacakmışım. Benim düğün sözüne alerjim var" deyip, çekimlere katılmayınca Yağmurdereli, Kanal D'ye karşı zor durumda kaldı. Yağmurdereli bunu bir kenara not etmeyi unutmadı."Melekler Adası"ndan sonra "Sev Kardeşim"de oynattığı toplam 100 bölüme karşın 2 trilyon ödeme yaptığı Ataizi'nin söylediklerini dikkate almamasına ve Bursa'daki sette ekibe yüz vermemesine de bir hayli içerlenen Yağmurdereli, Ataizi'nin Cem Davran'la birlikte sunduğu "Bunu Yayında Söyle" adlı programdaki tarzı ve "Pişti" ekibine katıldığının medyada yer almasından sonra "sürpriz son" için düğmeye bastı. Yağmur Ajans, dizinin 25. bölümünde şöyle bir sahne çekti:Kaymakam otomobiliyle görüntüden çıkıyor. Ardından önce bomba, sonra silahların sesi duyuluyor. "Kaymakam Yüksel" yani Hande Ataizi, "Sev Kardeşim"den sizlere ömür!Ataizi, dizide öldürüldüğünü öğrenir öğrenmez soluğu Yağmurdereli'nin yanında aldı ama iş işten çoktan geçti.Medyapım'ın "Bunu Yayında Söyle" programında sunuculuk, Abdullah Oğuz'un "Pişşti" ekibi için aldığı sözün verdiği güvenle Yağmur Ajans'ın "Sev Kardeşim" dizisine "üvey evlat" muamelesi yapan Ataizi şimdi üç işi de birden kaybetti."Bunu Yayında Söyle" bitti, Abdullah Oğuz, "Madem seninle yeniden iş yapıyoruz. Hakkımda açtığın davayı çek" diyen Ataizi'nin "Pişti" ekibinden çıkarıp yerine Ajda Pekkan'ı dahil etti."Dimyata pirince giderken evdeki bulgurlardan olmak" bu olsa gerek. Yapımcı Osman Yağmurdereli, "Sev Kardeşim"de "Kaymakam Yüksel Hanım"ı oynattığı Hande Ataizi'ni aslında çok önce dizinin kadrosundan çıkartacaktı. "Kaymakam"ın diziden yolcu olduğunu yazdığımda sette olay çıkaran Ataizi, sonra ne yaptı, ne etti Yağmurdereli'yi ikna edip ömrünü uzatmıştı. Animasyon sinemasıyla gelen tehlike Hafta sonu 14 yaşındaki oğlum Yağız'ı çok istediği için "Arabalar" filmine götürdüm. "Arabalar"dan önce perdede sinemalarda gösterilecek filmlerin tanıtımları vardı...Vizyona girecek filmlerden çoğunun "animasyon" olması dikkatimi çekti. Artık şöyle de bir gerçek var. Yetişkinler yeni filmleri sinemaya giderek değil, bilgisayardan indirerek, VCD veya DVD'den izliyor, sinema salonları da çocuklara kalıyor..."Arabalar", gittiğimiz seanstaki gibi yaş ortalaması 5 - 6 olan çocuklara göre bir film olduğu için haliyle belli bir zamandan sonra "kopup" "animasyon sineması" üzerine fikir jimnastiği yapacak ya da senaryo yazacak bir hayli vakit buldum.10 - 15 yıl sonra sinema starlarının tümünün insanlar değil de animasyon karakterler olduğunu düşünebiliyor musunuz?Kapris yapmayan, milyon dolar ücret istemeyen, her şeyi kabul ettirebileceğin starlar ordusu... "Şu okullar olmasa maarifi ne güzel yönetirdim" diyen rahmetli Milli Eğitim Bakanı gibi kolaylaşırdı Hollywood yapımcılarının işleri...Senaryoya uygun oyuncu bulmak için günlerce süren cast çalışması, filme uygun kıyafetler ve mekân bulma arayışları tarihe karışacak...Bir yanda senaryoya uygun karakteri bulmak yerine istediğin tipi yaratmanın dayanılmaz cazibesi... Diğer yanda Hollywood starlarının işsizlik tehlikesi...Hollywood yıldızları için "uzak" veya "yakın" böyle bir tehlike var. Ama Türk yıldızlar için yok. Çünkü Türk yapımcılar animasyon sinemasına "merhaba" diyene kadar Hollywood yeni bir akım yaratır.Tanıtılan filmler arasında Ömer Faruk Sorak'ın yönettiği "Sınav" da vardı. Film, fragmanındaki gibi "güzel"se iyi iş yapar. 20 Ekim'de vizyona girecek film, doğu şivesiyle konuşan "tombiş" liseli "Uluç"u oynayan Volkan Demirok'un yıldızını parlatacak. Dizilerde neler oluyor? Keremcem'siz "Aşk Oyunu" kelimenin tam anlamıyla göçtü. Geçen sezon en kötü bölümü 5 reyting alan dizinin Keremcem'siz ilk bölümü 3.4 reytingle 13. oldu. atv, bu çarşamba ise "Aşk Oyunu"nu son dakikada yayından kaldırıp yerine "Sekiz Bacaklı Canavarlar" adlı yabancı filmi koydu. Dizi gelecek haftanın akışında da yok. Yani meçhule giden bir yolcu durumu..."Sağır Oda"nın ilk bölüme oranla az da reyting kaybettiği pazartesi gününün bir numarası "Beyaz Gelincik" oldu. Bunu görüp "Türk halkı Erkan Petekkaya gibi evli ve çapkınlardan hoşlanıyor" diye yorum yapanlar olabilir.Pazartesi günleri daha gerçek tablosuna kavuşmadı. Çünkü yüksek reytingli "Acı Hayat" dizisi henüz ekrana dönüş yapmadı. Onu da görün, ondan sonra karar verin."Sev Kardeşim"de kan kaybı başladı. Yağmur Ajans, diziyi girdiği türbülanstan bir an önce çıkarmalı.Show TV, beş bölümünü de beş farklı günde ekrana getirdiği "Kız Babası"nı bitirdi. Show TV, dizinin her bölümünü farklı bir günde yayınlamak yerine haftanın belli bir günü ekrana getirseydi başrolünde Selçuk Yöntem gibi usta bir oyuncunun rol aldığı "Kız Babası" gibi sıcak bir aile dizisi çok daha uzun ömürlü olabilirdi.Beşiktaş Kültür Merkezi'nin (BKM) yapımcılığını üstlendiği Kanal D'nin sevilen dizisi "Fırtına"nın setini Trabzon'dan İstanbul'a taşımaya karar verdi. Çünkü yazın güneşli ortamda nefis bir doğada çekim yapan ekip, sonbahar gelince yağmur ve dumandan harici çekime fırsat bulamıyor. Yapılan çekimler de yaz aylarındaki gibi tad vermiyor. Yapımcı kendince haklı ama seyirci acımasız. Yapımcının haklı olup olmamasına değil izlediğine bakar.Sahici bulmazsa zapping yapar. 'Aşk Oyunu'nu 'Canavarlar' yedi! Şebnem Scheafer, "Dobra Dobra"da eski sevgilileri Şenol İpek ile Özcan Deniz için "Biseksüel" deyince Deniz, üç avukat tutup Scheafer hakkında en ağır tazminat davası açacağını açıkladı. Bu belden aşağı kavgada kim haklı kim haksız yargı kararlaştıracak.Cengiz Semercioğlu'nun yazdığına göre Deniz, dokuz ay önceki konserinde "Şebnem'in bornozu bende kaldı"yı espri olarak söylemiş. Dinleyiciler de en çok bu espriye gülmüş.Bekâretle şaka mı olur?Sen, Scheafer'ın "berâketi"ni espri konusu yaparsan, o da senin gibi belden aşağı vurur ve dokuz ay sonra "Şaka şaka" der.Özcan Deniz bir dava için üç avukat tutacağına bir "akıl hocası" tutsa daha iyi olacak galiba...Ne dersiniz? aeyuboglu@milliyet.com.tr Bekâretle şaka olmaz