HASTALAR TEDAViDEN KAÇIYOR

Aile Hekimi Uzm. Dr. Eren Eroğlu, aile içinde bile sır gibi saklanan idrar kaçırmanın yarattığı psikolojik ve sosyal travmanın boyutunu, tedavi sürecini anlattı: “İdrar kaçırma, ilerleyen yaşla birlikte daha sık görülen, idrarın farklı derecelerde günün herhangi bir saatinde kontrolsüz bir şekilde kaçırılması durumu. Yaşlıları etkilemesinin nedeni, vücudun sorunlarla başa çıkma gücünün düşük olması. İdrar kaçırma, doğal bir sonuç olarak algılanıyor. Kader olarak görüldüğü için bu rahatsızlık ve ortaya koyduğu sonuçlar, hasta tarafından kabulleniliyor.

Tuvaletten uzaklaşmak tedirgin ediyor
Hastalar, her an idrar kaçırma korkusuyla günlük hayatta tuvaletten çok fazla uzaklaşmak istemiyorlar. Rahatsızlığın daha çok görüldüğü yaşlıları ele alırsak, onlar günümüzde hâlâ aktif iş ve sosyal yaşamı olan, üreten kişiler. Nerede ve ne zaman geleceği belli olmayan idrar kaçırma endişesi, özellikle yaşlı nüfusu aktif sosyal hayattan soyutluyor. Gelişen yetersizlik ve utanç duygusu, her aktivitede kendini gösteriyor. Orta yaşlardan itibaren etkili olan idrar kaçırma, iş toplantıları, trafik, alışveriş ve seyahat gibi etkinliklerde aniden ihtiyaç duyulan tuvaletten uzaklaştırdığı için ciddi sıkıntılara yol açabiliyor.
Hiç beklenmedik zamanlarda ve mekânlarda aniden gelen idrar yapma isteği nedeniyle hasta ya tuvalet bulamıyor ya da tuvalete gitme fırsatı. Örneğin, trafikte toplu taşıma aracında birçok kez altına kaçıran hasta, psikolojik travma yaşayabiliyor.

Sır gibi saklanıyor
Ailesinden bile bu durumu saklayan hastalar var. Cinsel yaşamlarındaysa ciddi sorunlarla karşılaşıyorlar. Aslında idrar kaçırma, cinsel fonksiyonla doğrudan ilgili değil. Ancak bu rahatsızlığın yarattığı endişe, cinsel isteği ve performansı olumsuz etkiliyor. İstikrarlı ve mutlu bir cinsel hayatı yakalamakta güçlük çekiliyor.

Çok azı doktora başvuruyor
Türkiye’de idrar kaçırma rahatsızlığını yaşayan hasta sayısıyla ilgili kesin veriler maalesef yok. Tahmini rakamsa, 3-4 milyon. Hastaların üçte ikisini kadınlar oluşturuyor ve yüzde 10-15’i tedavi için doktora başvuruyor. Oranın bu kadar düşük olmasının nedeni, rahatsızlığın kader olarak algılanması ve utanma duygusunun ön plana çıkması. Hastalar, sorununu doktora bile söylemekten çekiniyor, tedavi sürecini erteliyor.

Tedavinin zamanlaması önemli
İdrar kaçırmaya neden olan hastalıkların tedavi edilmesiyle şikayetler ve yarattığı psikolojik sonuçlar ortadan kaldırılıyor. Burada önemli olan, idrar kaçırmanın hastanın psikolojisi ve sosyal yaşamı üzerinde tahribata yol açmadan tedavi edilmesi. Tüm idrar kaçırma tipleri düzeltiliyor diye bir durum söz konusu değil. Ancak tedavi sürecine girenler
bu sorunu, tedavi almayanlara göre daha az yaşıyor. Cerrahi, ilaç ve kegel egzersizi etkili yöntemler olarak kullanılıyor. Spor yapan ve düzenli beslenen kişilerde de idrar kaçırma riski azalıyor.

Koruyucu medikal önlemler rahatlatıyor
İdrar kaçıran kişiler için etkili koruyucu yöntemler mevcut. Bunların başında medikal destek ürünü olan koruyucu mesane pedi ve emici külotlar geliyor. Hastaların utanma duygusunu aşmalarında ve özgüvenlerini geri kazanmalarında bu malzemelerin etkisi var.”

BiTTi