10.04.2014 - 14:46 | Son Güncellenme:
BURAK ÖZÇİVİT (Kâmran)
‘Çalıkuşu’ romanıyla ilkokulda tanıştım. Sonra yeniden okudum. O dönem okumanızla bu dönem okumanız arasında dağlar kadar fark oluyor. O dönem hayata bakışınız daha farklı, çok çocuksu bakıyorsunuz. İşin içindeki ciddi hikayeyi sonradan görebili-yorsunuz. Sete ilk girdiğimde Kâmran’ın odasını merak ettim. Bende uyandırdığı ilk his, sanki babaannemin evindeydim.
FAHRİYE EVCEN (Feride)
Sanıyorum 12 yaşındaydım; o sırada ‘Çalıkuşu’ romanını ablam okuyordu, ben de çok fazla anlayacak yaşta değildim belki ama merak edip okudum. İlk okuduğum Türk romanıdır, o dönem Almanya’da olduğum için. ‘Çalıkuşu’ tekrar karşıma çıktığında, aklıma o günler geldi. Nasıl bir şeydir hayat, çok ufak yaşta, ideolojik de bir boyutu
var, dilini de anlamamama rağmen ilgimi çekip okuduğum yegane romandır. (Asu Maro’dan alıntı.)
EBRU HELVACIOĞLU (Necmiye)
(Konağın asi kızı)
Ortaokulda Türkçe dersinde Türk romancılarını işlerken tanışmıştım ‘Çalıkuşu’yla ve çok sevmiştim. Okuduğum ilk aşk romanıydı ama aşkla sınırlamamak lazım. Çünkü Feride, o dönem hepimiz için güçlü kadın figürüydü.