İki kadın arasında kimde kendimi bulduğuma bakarım

Üniversite yıllarında harçlığını çıkarmak için reklam filmlerinde rol almaya başlayınca farklı yüz yapısıyla yapımcıların dikkatini çeken Serhan Yavaş  “Benim yaşlarımda benim gibi ekranda duran bir yüz yok” diyor... Yavaş “Değişik bir ekran yüzüm olduğunu söylüyorlar. Piyasadakiler gibi babyface değilim. Kendimi hiç yakışıklı bulmam ama ekranda ben de kendime inanamıyorum” diye konuşuyor..

İki dizi, iki başrol. “Unutulmaz” dizisine nasıl dahil oldunuz?
“Yemin” dizisinden sonra “Yağmurdan Sonra” adlı bir sinema filminde oynadım. “Unutulmaz”ın senaryosunu okuyunca yapımcı Ahmet Bayram’a hikâye çok güzel ve etkilendim dedim. İçimde bir şeyler kıpırdadı ve projenin içinde olmak istedim.

“Yemin” dizisinde de iki kadın arasındaydınız. Roller birbirine benziyor değil mi?
Dışarıdan bakıldığında Menderes karakterine benziyor gibi görünse de benim için farklı bir karakter. Harun çok zengin bir ailenin veliahtı. Dadılarla, kolejlerde, yurtdışında eğitim derken eğlenmeye vakti kalmamış bir adam. Şirkette çalışan Melda’ya evlenme teklif ediyor. Ufak bir kaza sonucu Melda’nın kızkardeşi Eda ile tanışıyor ve aralarında bir yakınlaşma oluyor. Bir Ağva kaçamağında birlikte oluyorlar ancak Harun evleneceği için bu ilişkiyi bitiriyor. Melda’yı istemeye gittikleri akşam Eda’nın Melda’nın kardeşi olduğunu görüyor ve işler tamamen çıkmaza giriyor.

Gerçek hayatta iki kızkardeşle birlikte olsanız tavrınız ne olur?
Kendimi Harun’un yerine koyuyorum ve gerçekten durumunun vahim olduğunu düşünüyorum. İnsan ne yapacağını şaşırır. Böyle bir şey yaşamadım yaşamak da istemem çok zor bir durum. İki kadın arasında kimde kendimi bulduğuma bakarım. Ömür boyu bir yastıkta kocama durumunda beni kim taşır, ben kimi taşırım ona bakarım. 

Bir erkek olarak karşı cinste en çok neye önem verirsiniz?
Dış görünüş önemli değil diyen yalan söylüyor. Tabii ki önemli. Onun dışında karakter, hayata bakışı, beklentileri, hareketleri, düşünce tarzı çok önemli.

Çok farklı bir yüz yapınız olduğu söyleniyor. Bunun avantajlarını yaşıyor musunuz oyunculukta?
Tiyatro, sinema, yapımcı ve yönetmenlerden bunu çok duyuyorum. Ben hiçbir zaman kendimi yakışıklı bulmam ama ekranda acayip çıkıyorum. Ekrana baktığım zaman ‘hadi ya ben böyle miyim’ diyorum. Saç şeklim, giyim tarzım beni tamamen değiştirebiliyor.

Yakışıklı olmanızın başrol kapmanızda ne kadar etkisi olduğunu düşünüyorsunuz?
Bilmiyorum. ‘Yağmurdan Sonra’ filmiyle ilgili ‘Bunu oynayacak daha yakışıklı ve iyi isimler var. Neden ben?’ diye sordum. ‘Kim var hadi söyle. Yakışıklı aşk adamı arıyorum’ dediler. Cevap veremedim (Gülüyor). ‘Sen ve biri daha var. Onunla da görüştüm ama senin olmanı istiyoruz’ dediler. O filmi görüntümle kaptım herhalde (Gülüyor). Benim yaşlarımda benim gibi ekranda duran bir yüz yok. Fikret Hakan’da bana ‘Senin çok değişik bir yüzün var. Benim zamanımda 15-20 kişi vardı benden daha çok yakışıklı. Şimdi hiçbiri yok. Sen babyface değilsin. Piyasada bir sürü babyface var ama beş yıl sonra hiçbiri olmayacak. Sen benim gibi jönlükten baba rollerine devam edeceksin. Böyle bir yüzün var’ dedi. Piyasada 20-30 yaş arasında genç çocuklar var. O insanların yüz yapıları 35’ten sonra ne olur bilemezsiniz. Benim yüzüm oturmuş, artık değişime uğramaz.

Jön karaktere tok ses isteniyor
Oynadığınız reklam filmlerinin sizi buralara getireceğini hiç düşünüyor muydunuz?
19-20’li yaşlarda reklam filmlerine başladım. Kesinlikle oyunculuğu düşünmüyordum. Televizyonla, sinemayla bir bağlantım olabileceğini hiç düşünmüyordum. Üniversiteye gidiyordum harçlığımı, masrafımı karşılamak için reklamlarda oynuyordum. Dizi teklifi geldi ve başladım. Yapamayacağım bir şeye asla evet demem. Yapacağımı düşündüğüm için evet dedim. Çok iyi isimlerden oyunculuğumla ilgili yapıcı ve olumlu şeyler duyuyorum. Bu beni çok heyecanlandırıyor.

Kendinizi neden seslendirmiyorsunuz?
Bana sen konuşacaksın derlerse çıkar konuşurum. Dizide jön karakterlere tok ses isteniyor. Televizyonda izlediğiniz başrollerin yüzde 60’ı dublaj. Çoğunu da aynı kişi konuşuyor çok enteresan. Bunda bizim suçumuz yok. Ben ne gocunurum ne de kendimi seslendirmiyorum diye ‘Seslendirmeyen oyuncu değildir’ lafından pay çıkarırım. Onlar konuşsunlar.

Kızım benim en büyük aşkım
Artık popüler bir kişisiniz. Kadın hayranlarınızla aranız nasıl?
Hayatımda hiçbir şey değişmedi. Aile dostlarım, arkadaşlarım aynı. Benim yaşam tarzındaki bir insanın çevredeki ilişkileri oturmuştur. Oyuncular genelde gece hayatını seviyorlar. Benim gece hayatım yok. Hayatımda benim için en önemli olan şey kızım. O benim tek aşkımdır. Benim ona yetebilmem ve onu yetiştirmem lazım. Sokakta tabii insanların çok büyük ilgisi var, deşifre oldum (Gülüyor). Facebook’tan taciz mesajları geliyor. Bir yere kadar hoş karşılıyorum ve cevap vermeden siliyorum (Gülüyor).

Tekrar evlenmeyi düşünüyor musunuz?
Düşünmüyorum. Evlilik bir insanı tanımaktan geçer. Benim böyle bir zamanım yok. Şu anda kızım ve işim önemli. Aşka yönelik bir adımım ve isteğim yok. Evleniliyor ve altı ay sonra boşanılıyor. Aşk bana göre hiçbir zaman bitmez.  Ben âşık oldum mu, olmadım. Yanımda şu pozisyonda kimse olmadığına göre demek ki yaşamamışım.

Kızınız sizin için çok önemli. Nasıl bir baba - kız ilişkiniz var?
Kızım çocuk dizisinde oynamamı çok istiyor (Gülüyor). Dizilerdeki yakınlaşma öpüşme sahnelerime çok bozuluyor. Arada gülüyor ve utanarak bakıyor bana (Gülüyor). Benimle fotoğraf çekilmek isteyen kadınları çok kıskanıyor. Yeri gelince sert bir babayım. Her şeyi akılla açıklarım ona. Sık sık uyarırım.