12.08.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
S
Müzik dünyasındaki her alanında yaptığı işlerle adından söz ettiren Cansu Kurtçu-Fettah Can çiftiyle, bayram vesilesi için Göktürk’teki evlerinde buluştuk. Star edasıyla yaşamadıkları belirten Can, “Bazı arkadaşlarım acayip cümleler kuruyorlar ben utanıyorum. Cansu ve bende öyle bir şey göremezsiniz. İnsanlar bizi ailelerinden biri gibi görüyorlar. Star edasıyla yaşamıyoruz” diyor. İkiliyle, müzik sektörünü, ikizleri ve bayramları konuştuk.
Son dönemde neler yapıyorsunuz?
Cansu Kurtçu: Halen çocuk bakıyoruz. Şimdi evimize bir stüdyo kuruyoruz. Onun bir heyecanı var. Arkadaşlarımızın albümleri için çalışıyoruz. Bu dönem günde sadece 4-5 saat uyuyoruz. İkizlerden önce eskiden daha güçlü uyanıyorduk. Şimdi halının üzerinde yatıyoruz (Gülüyor).
Fettah Can: Güne 6.30’da başlıyoruz. Hangimiz şehir dışında sahnede olduğumuzda birbirimize, “Ne güzel otelde uyuyacağız” diye espri yapıyoruz.
Evde stüdyo olması avantaj olacaktır.
F.C.: Aklımıza gelen şeyleri anında hayata geçirmek adına faydalı olacak. Bir şey tasarladığınızda stüdyo gidene kadar o hissiyat kayboluyordu. Müzisyen arkadaşlarımızın da dahil olmasıyla üretimi de artıran bir şey olacak.
u Tatil yapabildiniz mi?
C.K.: İki sene sonra ilk defa beş gün baş başa tatile çıkabildik. Tatil yaptık ama çocukları çok özledik.
F.C.: Rotayı yanlış çizdik. İlk başta Ayvalık, Çeşme ve Bodrum planı yaptık ama tam tersi oldu. Araçla 2 bin km. yol yaptık.
Bebekler dünyaya geldikten sonra hayatınızda neler değişti?
F.C.: Aile kavramının ne kadar perçinlendiğini daha çok gördüm. Çocuklara bakış açım değişti. İnsanı tarafı ortaya çıkaran bir şey... Çocuk bir insanın daha tamamlanmasına katkı sağlıyor.
C.K.: İnsan olarak ego ve bencillik bitiyor. Çocuklara yetemiyorum diye her sabah endişe ve vicdan azabıyla uyanıyorum. Kendimi suçlar durumda buluyorum, ağır bir yük.
İkiz olması zor mu?
C.K.: Çok zor ama muhteşem... Bir kız bir erkek olması ise bambaşka. Onlarla birlikte bizde çok şey öğreniyoruz. Şarkı yazarıyım ama onlar olan aşkımı, duygumu ve sevgimi anlatacak bir kelime dahi bulamıyorum.
F.C.: İsimleri dışında onları anlatacak iki kelimeyi yan yana getiremedik. Onlara dair cümle kurmak çok zor.
YouTube tıklanmaları için ne düşünüyorsunuz?
F.C.: Türkiye’de sayıların bir gerçeği yok. Önemli olan manipüle ediliyor mu, edilmiyor mu? Tüm dünyanın tanıdığı Madonna’nın bir şarkısı 2 milyon dinleniyor ama bizden biri çıkıyor 500 milyon rakamına ulaşıyor. Biz ne zaman manipüle etmeyi bırakıp, gerçek dinleyicinin saygısını kazanırsak o zaman müzik düzelir. Sayılarla müzik olmaz. Bu işin karşılığı biletli konserlerdir.
C.K.: Müzikten ziyade şöhret kaygısıyla hareket ediyoruz. Bütün hataları da bunun yüzünden yapıyoruz. Bir çok biletli konser davetlilerle dolduruluyor. Tabi bazı sanatçıları ayrı tutuyorum bu söylemimden... Artık kolay ulaşabilir olduğumuz için insanlar konserlere de gelmiyor. Birbirimizi kandırıyoruz, artık burada durmamız gerekiyor.
Müzik sektörünün bu hale gelmesinin sebebi ne?
F.C.: Had bilmek çok önemlidir. Bir şişenin alacağı su bir litreyse, ona 1.5 litre dolduramazsınız. Ben konser için 10 bin biletli yer isteyemem. Bazı sanatçıları tenzih ederek söylüyorum ama 5-6 bin bilet satmak bu dönemde neredeyse imkansız. Halk zaten hangi sanatçının ne kadar bilet satabileceğini biliyor aslında.
C.K.: Biz kendi içimizde neyin ne olduğunu biliyoruz. Gerçi artık halkta biliyor. İnsanlar popüler kültürden bu yüzden soğudu. O yüzden başka müzik tarzlarına yöneldiler.
Yıllardır sektördesiniz. Sosyal medyayla bir anda şöhret olan isimleri nasıl karşılıyorsunuz?
C.K.: Geçici bir şey... Bu çıkan isimlere 10 sene sonra bakalım, aynı yerde olacaklar mı?
F.C.: Bu yıl popüler olması önemli değil. Sürdürebilirlik önemli... Şarkı yazarı olarak, sanatçı dostlarımız yıllardır bizi arıyorlar. İkimizin sahne aldığı mekanlar doluyor çok şükür. Demek ki bizi seviyorlar. Geçtiğimiz yıl çıkan bir ismi değerlendirmek için 5-6 sene beklemeliyiz.