İlk kez sırtıma bu kadar yük aldım

“Üç Maymun” filmindeki performansıyla “En İyi Genç Yetenek” ödülüne layık görülen Ahmet Rıfat Şungar “Es Es” adlı dizide ilk kez başrolde karşımıza çıkıyor. Yapımcılığını TİM’S Production’ın üstlendiği dizide hırsızlık yapan, adam döven Uras adlı karakteri canlandıran Şungar, “Çok hırsız tanıdım yanlarına girip çıktım. Onlara karşı önyargıyı kırmamız gerekiyor. Bakmasını bildiğimiz zaman her şey çözülecek. Benim girdiğim mekâna onların girmemesi içimi acıtıyor” diyor... Bir ayı aşkın süredir çekimler için Eskişehir’de bulunan Şungar, orada özlem duygusunun yerine oturduğunu söylüyor.


“Hatırla Sevgili”, “Asi”, “Kaybolan Yıllar” adlı dizilerde rol aldınız. İlk kez başrol oynuyorsunuz.
Başrol mü ben hâlâ bilmiyorum. Rolün başı sonu olmaz diye düşü-nüyorum. İlk kez bir dizi için sırtıma bu kadar yük aldım diyebiliriz.

Dizi Eskişehir’de çekiliyor. Burada olmanın zorluklarını yaşıyor musunuz?
Yorgunluk beni hiç rahatsız etmiyor. İstanbul dışında çalışmanın eksisi yok artısı var benim için. Burada mekânlar çok daha yakın. Ekiple hep bir aradayız. Doğma büyüme İstanbulluyum. Bütün çevrem, arkadaşlarım, ailem orada. Setin yoğunluğunda onlarla görüşememek sıkıntı veriyordu. Burada sadece işe konsantre oluyorum. Çok özleyen bir insan değilken, yavaş yavaş özlem duygum yerine oturmaya başladı.

Eskişehir’de yüksek lisans yapacağınızı duyduk doğru mu?
İstanbul Üniversitesi Tiyatro Oyunculuğu Bölümü’nü bitirdim. Uzun süredir yüksek lisans yapmayı düşünüyordum ama bir türlü fırsat olmadı. Eskişehir’de okuyan insanların birbirlerine çok bağlı olduklarını ve birbirlerini çok tuttuklarını biliyordum. Dizi nedeniyle burada olunca bu isteğimi hayata geçirmeyi düşünüyorum.

Uras karakterini kabul etmenizdeki en büyük neden ne oldu?
Uras karakteri önünde bir sürü yol olan, çok değişim yaşayacak, kültür şokları yaşayacak bir çocuk olduğu için sırta yük alınacak bir karakterdi. Senaryo da genel itibariyle beni çok rahatlattı. Ama işin içine girince kötümser olmaya başladım.

Ne gibi bir kötümserlik içine girdiniz?
İşin içinde olacağım belli olmamıştı ama ben senar-yoyu okuyunca bu iş tutar demiştim. İşin içine girince böyle diye-miyorsunuz. Çok arzu ettiğim bir şey elime verildiği zaman onu uzaklaştırıyorum çabalayıp ben almak için uğraşıyorum. Hazırı sevmiyorum. Kafamda hep bir dahaki bölüm bu iş bitebilir durumu var. Bitmemesi için kendimce bir gayret gösteriyorum. Bizim işte doğru diye bir şey yok. Hiçbir şey bilmiyorum bu da beni çok huzurlu kılıyor. Karamsar ve kötümser tarafım beni destekliyor.

Çok hırsız tanıdım, yanlarına girip çıktım
Gerçek hayatta Uras gibi hırsızlık yapan, adam döven birçok genç var. Bunları kurtarabilmek adına neler yapılmalı?
Uras, Hacı Hüsrev’de, Tarlabaşı’nda hatta benim doğduğum yer Kartal’da bile yaşayan çocuklardan farksız. Öyle yerler bana hep unutulmuş, kendi haline bırakılmış mahalleler gibi geliyor. Çok hırsız tanıdım. Bu çocukların yanına girip çıkmışlığım var. Hâlâ birçok arkadaşım var. Ben bir sıkıntı duymuyorum onlarla birlikte olmaktan. Önyargıyı silmek lazım. Karşıdakinin yerine kendini koyup algılamak önemli. Biraz bakmayı bilsek hiç problem kalmayacak. Tepkiyi karşı taraftan kaçarak değil, yanında durarak vermek lazım. Hayat ölümlü, çok korkak olmamak lazım. O insanlara karşı korkup ürkmemek lazım.
Benim girdiğim yere o adam kostümünden, konuşma tarzından dolayı giremediği zaman içim acıyor. Biraz bakmayı bilirsek sorun kalmayacak.

Ödül annemin evinde duruyor
“Üç Maymun” filminin hayatınızdaki yeri nedir?
Bana en büyük artısı Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Nuri Abi’ olmasıydı. Hayat birikimine, tecrübelerine çok güvendiğim biri olarak ondan bir şeyler alabildiysem ne mutlu bana.

“En İyi Genç Yetenek” ödülünü aldınız. Bu sizin için ne ifade ediyor?
Sanatla ilgili yarışma psikolojisini sevmiyorum. 27 yaşındayım ve bir sürü insanın önünde aileme gurur yaşattım. Benim için en önemli noktası bu. Aldığım ödül annemin evinde duruyor.