Cadde “İstanbul’a hakaret ediliyor”

“İstanbul’a hakaret ediliyor”

11.12.2012 - 18:37 | Son Güncellenme:

Doğma büyüme İstanbullu oyuncu Şevket Çoruh, “Yeni yapılan plazaları, büyük binaları şehre hakaret olarak görüyorum. İstanbul kimliksiz bir kent haline geldi” diyor.

“İstanbul’a hakaret ediliyor”

‘Arka Sokaklar’ın Komiser Mesut’u yaşamak için Anadolu Yakası’nı tercih ediyor

Haberin Devamı

Rol aldığınız ‘Arka Sokaklar’ da, ‘Çakallarla Dans 2’ filmi de İstanbul’da geçen hikayeler. Bu şehir sizin için ne ifade ediyor?
Ben Üsküdar’da doğup büyüdüm. Hayatımın geçtiği şehir burası. Başka bir kentte ya da başka bir şehirde yaşamadım. En uzun ayrılık sürem de askere gittiğim zamandır. İstanbul her gün genişleyen, büyüyen bir kent. Çocukluğumda yapabileceğimiz en eğlenceli şey Kız Kulesi’ne yüzüp, geri gelmekti. Ben de çok uğraştım ve sonunda başardım. Bu tip hatırlar, “İstanbul benim kentim”dedirtiyor.

Şehrin hangi yakasını daha çok seviyorsunuz?
Bugüne kadar oturduğum semtler; Bostancı, Suadiye, Maltepe, Üsküdar. Çok kısa bir süre de Cihangir’de oturdum. Ama bana çok ferah gelmedi. O yüzden Anadolu Yakası’nda yaşamayı tercih ediyorum. Ama şehrin birçok yeri benim için muhteşem. Zaten işimiz nedeniyle zamanımızın çoğunu dışarıda geçiriyoruz. Her yerde keyifli vakit geçirebileceğiniz bir sürü yer var. İstanbul çok sürprizli bir şehir. Gün içinde yapabileceğiniz bir sürü alternatif var. Hem Marmara Denizi’ne hem Karadeniz’e kıyısı olan bir yer. Her yerinde tarihle ilgili bir şey bulabilirsiniz.

Haberin Devamı

İstanbul’da kaşif gibi yaşıyorsunuz sanırım.
Bir kaşif ya da İstanbul araştırması gibi yaşamıyorum tabii. Ben bu kentte yaşıyorum ve keyfini çok iyi çıkardığımı düşünüyorum. Değişen bir silüeti, renkleri var. Erguvanlar açtığında Boğaz’da gezmeyen bence çok şey kaybetmiştir. İstanbul’un her semtinin ayrı bir güzelliği var. Ben Adalar’ı bile birbirinden ayırt edemem.


Şehirde sizi kızdıran neler var?
Trafik ve İstanbul’a hakaret olarak kabul ettiğim yapılaşma... Ben hâlâ mahalle kalabilmiş yerleri seviyorum. Yeni kurulan semtleri kimliksiz buluyorum. Yeni yapılan o plazaları, büyük binaları İstanbul’a hakaret olarak görüyorum. İstanbul kimliksiz bir kent haline geldi. Eski ahşap binaların yıkılıp, dünya çirkini apartmanların yapılması, İstanbul’un kimliğini öldürdü. Bu binalar İstanbul’un silüetine, mimarisine uygun yapılar değil. Her müteahhit kendi kafasına göre, İstanbul’a hakaret ediyor bence. Yurt dışında bir sokağa girdiğiniz zaman, o sokağın kimliği bellidir. Renkler, kullanılan malzemeler birbirine çok yakındır. İstanbul’da bunun tam tersi hakaret edilmiş, hor kullanılmış bir şehir.

Haberin Devamı

İstanbul’un gündemindeki projeler canınızı sıkıyor mu?
Gündemdeki projeler İstanbul’u çüretecek! Ben belediye başkanı olsaydım, şuraları yıkardım diyeceğim o kadar çok yer var ki... Mesela Boğaz’ı betonlardan biraz uzaklaştırırdım. O villaların yarısını yıkardım. Daha az katlı, daha şirin, sevimli evler... Ama nüfusu düşünce de bu binalar olmasa ne olur diye düşünüyorsun. Ama yine de hiçbir dünya kentinin bu kadar hor kullanıldığını düşünmüyorum. İstanbul’a hakaret ediliyor. Üçüncü köprü yapılacak ve kaç hektar orman yok olacak. İstanbul’un akciğerleri yok olacak. Bu zihniyetle yapılan her şey İstanbul’a zarar verir. O yüzden ben zihniyetin değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Başka İstanbul yok!

Hikayesi İstanbul’da geçecek bir film çekeceğinizi duydum.
Doğru. Bu yaz senaryosunu kendim yazdığım bir film çekeceğim. Hikaye de İstanbul’da geçiyor.

Haberin Devamı

“Boğaz bir başka”
Şehirde müdavimi olduğunuz yerler var mı? Kahvaltı adresleriniz mesela?

Birçok yer olabilir ama vaktinizi Boğaz’da geçirmek, deniz kıyısında geçirmek bir başka. Kilyos ya da Riva’ya gidebilirsiniz. Ağva’nın kenarında bir yerde kahvaltınızı yapabilirsiniz. Ya da Adalar’a gidebilirsiniz. Ya da Boğaz’ın herhangi bir semtinde biraz peynir, azıcık zeytin, domates alıp güzel bir kahvaltı edebilirsiniz. Hiç beklemediğiniz bakkalda nefis peynirler olur. Çok güzel bir resmin önünde kahvaltı etmektir, İstanbul’da kahvaltı etmek. Sete giderken, bu dediklerimi yaparım ve çok güzel kahvaltımızı yaparız. Zaten çalıştığımız yerler Anadolu Hisarı, Beykoz, Kavacık tarafları. Mutlaka bir yere gidip, oranın zorunlu kahvaltısını etmek zorunda değilsiniz. Çıtır çıtır ekmeğinizi alıp, termosunuza da çay koydunuz mu İstanbul’un her yerinde kahvaltı edebilirsiniz.

Akşam yemeği için tercihiniz nereler?
Maltepe’de bir barınağımız var, orada yediğimiz balıkların tadına doyum olmaz. Hele bu sene gayet ucuz ve çeşitlilik de fena değil. Bence bizim Boğaz’dan çıkan balığın yanına çok fazla şey gerekmez. Bir lüfer ve bir beyaz tabak her şeyi çözer. Çünkü bence dünyanın en lezzetli balığı lüferdir. Her yerde yiyebilirim.

Haberin Devamı

“Seyirciyi büyük eğlence bekliyor”

‘Çakallarla Dans 2’de seyirci yine büyük eğlence ve mizah bekliyor. Karakterler çok elimizdeydi. Hepimiz doğaçlamaya çok açık oyuncularız. Murat Şeker de o doğaçlamaları filmin içine çok güzel yerleştirdi. Senaryo bütün oyuncularla konuşularak oluşturuldu. Çekimler de çok eğlenceliydi. Fikirtepe, Kadıköy, İkitelli ve Beşiktaş’ta yapıldı.