“iSTANBUL’DA YAŞAMAK BENi DEĞiŞTiRDi”

Büyük şehirde yaşamanın kendisini değiştirdiğini söyleyen genç oyuncu, “Özgüvenim arttı, kendi ayaklarımın üstünde durmaya başladım” diyor

‘Güneşi Beklerken’in diğer gençlik dizilerinden nasıl bir farkı var?
Sadece gençleri ele alan bir dizi değil. Aile ilişkileri de anlatılıyor. Babamı oynayan Emre Kınay, beden eğitimi öğretmeni Cihan’ı canlandırıyor. Dizi, mütevazı yaşamlarını bırakıp İstanbul’a gelmek zorunda kalan bir
anne-kızın, yeni hayatlarında başlarına gelenleri anlatıyor. Saklanan sırları, karşılıksız aşkları, hayal kırıklıklarını izleyeceğiz. Her yaştan insana hitap edecek, herkes kendisinden bir şey bulacak.

Sizin canlandırdığınız Melis karakteri nasıl biri?
Dizide her karakterin çelişkili bir hikayesi var. Melis özgüveni yüksek bir tip, okulun en popüler kızı. Çok göz önünde olan bir ailede yetiştiği için ilginin üzerine olmasına alışmış. Kerem onun ilk ve tek aşkı. Bu aşkın karşılıklı olup olmadığını izleyince göreceğiz. Ama Zeynep’in okula gelmesiyle dengeler değişecek.

Bu dizinin kariyerinizi nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?
‘Adını Feriha Koydum’dan sonra sinema filmi haricinde hiçbir projede yer almadım. Çünkü çok seçerek karar veriyorum. Bu işin de beni çok farklı bir noktaya getireceğine inandığım için içindeyim. Her yaptığım projede daha üste çıkacağıma eminim. Yönetmenimiz çok iyi, ekip çok güzel. Aile gibiyiz. Sette 40’ncı bölümü çekiyormuşuz havası var. ‘Güneşi Beklerken’, yazı geçirmek için yapılan dizilerle kıyaslanamaz bile.

Dizinin genç bir kadrosu var. Emre Kınay size hocalık yapıyor mu?
Gerçekten öyle! Babamı oynadığı için karşılıklı sahnemiz çok fazla. Ondan çok şey öğreniyorum. Çok gerçekçi. Oynarken yaşıyor resmen. Çok seviyorum onu.

“Meltem Cumbul’dan oyunculuk dersi aldım” Oyunculuk aşkı ne zaman başladı?
Etrafımdan, arkadaş çevremden çok duyuyordum “Sende ekran yüzü var” lafını. CKM’de bir oyuna gitmiştim, tesadüfen Tümay Özokur’la tanıştık, ajansına gelmemi istedi. Aslında biraz beni o keşfetti.

Marmara Üniversitesi Seramik Bölümü’nde okuyorsunuz ama oyunculuk eğitiminiz yok sanırım...
Craft Oyunculuk Atölyesi’nde 6 ay eğitim aldım. Daha sonra Meltem Cumbul’la çalıştık. Çanakkale’de kampı vardı. Bir hafta bize Eric Morris metodunu çalıştırdı.
5 ay kadar da Betül Alganatay’ın okuluna gittim. Tabii eğitimin sonu yok. Şu anda da oyuncu koçum Ümit Çırak’la beraber çalışıyorum. Ama ben Eric Morris’in oyunculuk metodunu sevdim, öyle devam etmek istiyorum.

“İstanbul insanını soğuk buldum”
İstanbul’da tek başına mı yaşıyorsunuz?
Mersinliyim. Ailem orada yaşıyor. Ben 3 yıl önce, üniversiteyi kazanınca geldim. Korkak bir yapım yok. Ama çok zorlandım. Çünkü uzun süre ailemden ayrı kalmamıştım hiç. Feriha’nın çekimleri devam ederken 3-4 haftada bir ailemin yanına, Mersin’e gidiyordum. Ama zamanla alışıyorsunuz tabii. İstanbul’da tek yaşamak beni farklı bir hale getirdi. Özgüvenim arttı, kendi ayaklarımın üstünde durmaya başladım.

Nerede oturuyorsunuz?
Acıbadem taraflarındaydım, şimdi Göztepe’ye taşındım. Okulum da karşıda. Anadolu Yakası’nda çok vakit geçiriyorum. O taraf bana daha sakin geliyor. Burası çok karışık.

Neler yapmayı seviyorsunuz?
Her bulduğum fırsatta okula gidiyorum. Çoğunlukla resim çiziyorum, heykel yapıyorum. Yalnız kalmayı çok seviyorum. Bazen de Bağdat Caddesi’nde arkadaşlarımla birlikte vakit geçiriyorum.

İstanbul’da yaşamayı seviyor musunuz?
Mersin insanı çok sıcakkanlıdır. Buradaki insanları daha soğuk buldum. Ama istanbul’a çok alıştım ve kalabalık şehirleri sevdiğimi fark ettim. Ne istersem çok fazla seçeneğini bulabiliyorum. Alışveriş konusunda da öyle, bir mekâna gitmek konusunda da... Her şey elimin altında. İşle ilgili yükselme şansı da İstanbul’da daha fazla tabii.