Cadde İzmir’de eğlenceye buyrun!

İzmir’de eğlenceye buyrun!

17.03.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Gülben Ergen reklam yıldızı, Faruk Saraç dünya modasında, Hilton’da eğlence tam gaz, Bayan Z kırgın, Ekmekiçi, Nicci, Gilda, La Campana, Çarhoğlu Restaurant, Wins Town...

İzmir’de eğlenceye buyrun

İzmir’de eğlenceye buyrun!

Gülben Ergen reklam yıldızı, Faruk Saraç dünya modasında, Hilton’da eğlence tam gaz, Bayan Z kırgın, Ekmekiçi, Nicci, Gilda, La Campana, Çarhoğlu Restaurant, Wins Town...

İzmir’de eğlenceye buyrun
Efendim, Gelin-Damat Fuarı nedeniyle İzmir’e gittim. İzmirliyim ya, bu gezi hem ziyaret hem ticaret oldu.
Bu nedenle çarşamba günü sizlerden ayrı kaldım, merak etmişsinizdir diye açıklıyorum. O gün köşemin olmadığına dair bir yazı konmadı, çünkü belirli bir sayfam yok. Merak eden okuyucular e-mail çektiler, telefonla aradılar. İçlerinde, işten ayrıldığımı bile düşünenler olmuş. Geçenlerde Yazgülü Aldoğan da sabit bir yerinin olmamasından yakındı. Sayın Yayın Yönetmenimiz Rıfat Ababay’ın savunması belli; "Sizi okuyanlar zaten gazetede arayıp bulurlar". Neyse, sadede geleyim. İki gün sürecek olan İzmir turumuza başlamaya hazır mısınız? Sadece İzmir değil, Karşıyaka, Çeşme hattında da birlikte gezineceğiz. Lütfen İzmir anılarımı kesip saklayın, bir seyahatte lazım olabilir. Biliyorum, sevgili Rıfat şimdi yine bana "Coştun, megolomanlığın tuttu" diyecek ama valla görünen köy kılavuz istemez.
İzmir Fuarı’nda, Kordon’da, Mavişehir EGS Parkı’nda, hatta Çeşme’de, yemin ediyorum yüzlerce insan yolumu kesti. Kimi öpücük, kimi imzalı resim istedi. Özellikle de gençler. Demek ki bu işten uzun bir süre daha ekmek yiyebilirim. Fuarda bir genç kız, Yasemin Genç, odasındaki aynaya gazetede pul gibi çıkan resmimi koymuş. Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı İzmir Başkanı Emekli Tuğgeneral Kemal Çakarcan, eşiyle birlikte fanatik okuyucum olduklarını söyleyince içim titredi. Kemal Bey vakfın İzmir’de işlettiği Marina adlı restoranın da müdürüymüş. Bir dahaki sefere mutlaka uğrayacağım.
İzmir’de eğlenceye buyrun
Kısacası kendimi Gülben Ergen gibi sandım yolda yürürken. Bu arada Gülben bana kırgınmış. Oysa ben ‘Dadı’yı çok severim, hele annesine büyük saygım vardır. Neyse Gülben, önümüzdeki günlerde reklam yıldızı olarak karşımıza çıkıyor. Bir gıda firmasının ve Muya terliklerinin reklamlarında oynayacak. Gülben dün Giresunlu kadınlarla buluşup sohbet etmiş. Dagi sponsorluğunda kent kent dolaşıp konser veriyor ya. Sırada 6 il varmış. Efendim, Gelin-Damat Fuarı’nda İzmirliler İZFAŞ Genel Müdürü Feyzi Hepşenkal’a gereken desteği vermediler, kusura bakmasınlar. Düşünün, 75 milyondan satışa çıkarılan ve geliri Ulusal Eğitim’e Katkı Kampanyası’na bırakılacak biletlerden topu topu 180 tane satılmış. Büyük ayıp. Çok utandım. Sırf İzmirliler mi? Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Priştina da destek vermemiş. Ama düğün gecesi nikah şahidi olarak Feyzi’nin adı çok önceden anons edilmesine rağmen Priştina o koltuğa kurulmasını bildi. Ya karısı Mine Hanım’a ne demeli? Tıpkı kocası gibi. Medyaya malzeme olsun diye, gelin için getirdiği takıyı kibar bir şekilde masasında takacağına, kendisini anons ettirerek podyuma çıktı. Gelin Yüksel Ak ve damat Şenol İpek’i de anons ettirip ayağına getirtti, sponsorla alınmış gerdanlığı marifetmiş gibi taktı.
Büyük görgüsüzlük. İzmir esnafı, Sayın Priştina’dan yaka silkiyor, "Ellerimiz kırılsaydı da oy vermeseydik" diyor. Ben tarafsızım. Ahmet Priştina’yı yerlere, göklere çıkaranlar da var. Mesela İzmir Hürriyet Temsilcisi sevgili dostum Nedim Demirağ ve Yazı İşleri Müdürü sevgili Nedim Bubik, fotoğraf Servisi Şefi Gazanfer Karpat ve acar muhabir Cesur Sert... Nedim Bubik aynen şöyle dedi; "İzmir, Priştina ile özel ve güzel şeylere kavuştu. Onunkiler prestij projeleri. Sayın Priştina körfezi temizletti, Karşıyaka’da artık pelikanlar yaşıyor. Bir defa onda kent kültürü var". Yakında itfaiyenin bulunduğu bina Kent Müzesi, Güzelyalı’daki Depo Durağı’nın olduğu kısım da Adnan Saygun Sanat Müzesi olacakmış. Demirağ da Priştina’nın ufkunun çok geniş olduğunu söyledi. İzmir’in önemli bir iş adamı ise aksini savunarak, kentin alt yapısının Burhan Özfatura tarafından yapıldığını, Priştina’nın hazıra konduğunu iddia etti. Neyse, şimdi Rıfat "Sana ne siyasetten, ekonomiden" diyecek, iyisi mi ben İzmir’in eğlence yaşamına ve güzelliklerine geçeyim.

Devlerin buluşması, Saraç projeleri ve Hilton’un başarısı
Efendim, evim ve ailem İzmir’de olmasına rağmen ısrar üzerine iki gece Hilton’da kaldım. İyi de oldu, Hilton’daki güzellikleri farkettim. Bir kere personel kutlanmaya değer. Yüzüğümü kasa içinde bırakıp otelden ayrılmıştım, döndüğümde teslim ettiler. Resepsiyondan güvenliğe, oda servisine kadar her servisin çalışanları mükemmel yetiştirilmiş ve eğitilmiş. Satış Koordinatörü Ebru Ertamay ile otelin kulüp katında buluştuk. Erkek modasında star olan modacı, sevgili Faruk Saraç bana eşlik etti. Bir gece önce Faruk ve ekibi ile otelin İtalyan Restaurant’ında yemek yemiştik. Ertamay genç ama tecrübeli ve kültürlü. Geçen sene de lobide bulunan Dolce Vita Ristorante’de yemek yemiştim. Servis, fiyatlar mükemmel. Tavuk ile sote edilmiş makarna, kurutulmuş domates ve soğanla pesto eşliğinde sunulan ‘maccheroni a pesto ali’, jambon, yumurta krema, parmezan peyniri eşliğinde ‘penne alla carbonara’, geleneksel lazanya, tavada levrek fileto, marine edilmiş kemiksiz tavuk, taze sebzeler ve patates eşliğinde sunulan ‘pollo alla griglia’... Tatlı olarak önerilerim ise ‘panna cotta’ ve muz kayığı. Öğle saatlerinde ya da akşam üzeri hafif yiyecekler sunuluyor. Rezervasyon mu? Telefon numarası (0232) 497 60 60. Pazartesi, salı, çarşamba geceleri Hilton’daki Windows On The Bay Bar’da Grup Pan & Cenk, diğer günler ise Grup Pan & Sevinç var. Colonnade Restaurant’da ise cuma balık, cumartesi açık büfe eşliğinde Türk geceleri düzenleniyor. Limitsiz yerli içki dahil kişi başı 29 milyon. Bir akşam üstü ‘Windows on the Bay Restaurant’a çıktık. Körfezin manzarasına diyecek yok. Türk damak tadına uygun Fransız mutfağından seçkin örnekler, zengin bir şarap mönüsü var. Bay Bar 17.00-02.30 arası açık. Rezervasyon için telefon numarası (0232) 497 60 60. Ebru Ertamay nisan ayında daha büyük projelerinin olduğunu açıkladı. Sohbet sırasında öğrendim; Faruk (Saraç) 18 Nisan’da TOÇEV yararına Swissotel’de bir defile yapacakmış. Adı ‘3. Cemre’. Yine sevgili Faruk bu yıl ilk kez erkek mayosuna ve plaj havlularına imzasını atmaya hazırlanıyor. 3 Mayıs’da ise Fenerbahçe Alt Yapı Derneği yararına Faruk’un meşhur Sarı Zeybek defilesi düzenlenecek. Faruk yakın bir tarihte de Paris’te görkemli bir defile yapıp Türkiye’nin adından söz ettirecek. Fuarın açılış galasını yapan dünyaca ünlü modacımız Bayan Z, yani Zuhal Yorgancıoğlu’nun mini defilesi muhteşemdi. Kardeşlerim Nuray, Gülay ve Tülay ile izlemeye doyamadık.
Benim küçüğüm Nuray, Zuhal Hanım’ın öğrencisi olduğu için daha da keyiflendi. Defile sonrasında görüştüğüm Zuhal Hanım, bir İzmirli olarak, düğün gecesinde sadece İstanbullu modacıların ve mankenlerin yer almasını ise hoş karşılamadığını ve kırgın olduğunu söyledi.

Bonjour Cafe &Patisserie, Wins Town, Nicci
İzmir’de eğlenceye buyrun
İzmir gezim dolu dolu geçti. Bir günde 6-7 kapı yaptım. Doğan Haber Ajansı’nın acar muhabiri Cesur Sert ile İzmir’in altını üstüne getirdik. Bu arada genç iş adamı, Kemas’ın sahibi sevgili Kemal Subaşı’nın ve Mazhar Zorlu Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı, İzmir’in iftihar edeceği genç sanayici Kemal Zorlu’nun yardımlarını unutamam. Buradan kendilerine teşekkür ediyorum. Gençliğimin geçtiği Alsancak-Mustafabey Caddesi’ndeki Bonjour Cafe & Patisserie’de kardeşlerimle öğle yemeği yedim. Herşey çok lezzetli, bir o kadar da ucuzdu. Tülay kocaman bir porsiyon Çin usulü salata yedi. İçinde salatalık, havuç, soya filizi, ince doğranmış tavuk, mayonez sos vardı. Gülay kaşarlı bir tost istedi. Yanında tepeleme kızarmış patates, salata ve domates söğüşle geldi. Ben ve Nuray çay içip kuru pasta yedik. Toplam 10 milyon lira ödedik. Böyle bir servis, İstanbul’da 30 milyondan aşağıya olmaz. Üstelik Bonjour birinci sınıf bir yer. Telefon numarası (0232) 463 34 97. Servis düzgün, personel temiz ve güleryüzlü. Bonjour’un bir şubesi de Çeşme’de. İzmir’de bir İtalyan restoranı modası başlamış, bilginize. Hilton’un girişindeki Dolce Vita’nın yanı sıra, Kordon’daki Vakko’nun hemen yanında Gilda var. Çok şık bir yer. Çankaya’daki Otel Karaca’nın La Cambana’sını da unutmamak gerek. İzmir’in eğlence yaşamının bir numaralı ismi olan işletmeci Metin Köroğlu ve Kemal Subaşı ile birlikte Gilda’da yemek yedim. Risotto kötüydü ama diğer yemekler enfesti. Kalabalık yüzünden servis aksadıysa da kalite çok yüksek, fiyatlar da ehvendi. Gilda, İzmir’in Paper Moon’u ya da People’ı. E, teyzeleri geldi ya; altı yeğenim, Evren, Naci, Can, Merve, Tuğçe ve Zehra ile ekonomik bir yerde öğle yemeği yedik. Kıbrıs Şehitler Caddesi’ndeki ‘Ekmekiçi’ni tavsiye ederim. Ekmek hamuru özel. İçinde tavuk şiş var ama özel bir sosla terbiye edilmiş. Porsiyonlarda parmak patates ve içecek de veriyorlar. Talip Usta çok başarılı. Kişi başı 2.5 milyon. Telefon numarası (0232) 421 40 83. Bir akşam, 25 yıldır zirvede olan, fuar içindeki Çarhoğlu Restaurant’a gittim. Buranın kebaplarını hiç bir yerde yiyemezsiniz. Sahibi Memet Ağabey rahmetli olmuş. Oğlu Fatih ve yeğeni İhsan iş başındalar. İkisi de üniversite mezunu. Urfalılar ama İzmir’e gönül vermişler. Sevgili Faruk Saraç güzel bir patlıcanlı kebap yedi, ben seyrettim. Malum kolit. Ama kebap seviyorsanız İzmir’e gittiğinizde mutlaka uğrayın. Fındık lahmacun, beyti, kaburga, Adana, Urfa, haşhaşlı, patlıcanlı rule kebap... Hele hele künefe. Aşçı Kulis bu işin erbabı, şef Sinan da hizmette kusursuz. Telefon numarası (0232) 484 38 54. Ardından Plevne Bulvarı’nda yeni açılan ve moda olan Wins Town’a gittim. Atilla Saral, Yaşar Alptekin, Faruk Saraç da gruptaydı. İşletmeci Selim Kaptan ve şef Sezai Ulukök işlerinin ehli isimler. Masaya garson Hakan Avcı baktı. Çok şık bir mekan. Öğle yemeğiyle açılıyor Wins Town. Mönüdeki çeşitler muhteşem.
Özel yemekleri arasında ‘classic steak fajitas’, şefin özel bonfilesi, rokfor soslu dana bonfile, kremalı ıspanak ile doldurulmuş tavuk göğsü vardı. Makarnalar içinde taze domates soslu ve kocaman top köfteleri olan ‘spaghetti & meatballs’ harika. Bir de pembe kremalı, içinde karides ve ahtapot bulunan ‘orecchiette marinara’. Tatlı çeşitlerinden de sıcak tarçınlı, cevizli kek üzerinde sarı vanilyalı dondurma ve krema sos ile sunulan ‘blondie’yi öneririm. Fiyatlar İstanbul’dakilere yakın ama Wins Town, Ulus 29, People, Şamdan gibi kaliteli bir yer. Saat 23.00’den sonra bar ve diskotek olarak hizmette. İzmir’in tüm ünlü ailelerinin çocukları burada. Telefon numarası (0232) 463 44 35.
Finali o akşam İzmir’e büyük renk getiren ve kentin en kaliteli mekanı olan Nicci’de yaptık. Eskiden Nicci’nin bulunduğu yerde CeCe adlı gece kulübü vardı. Cenk Eren, Gülay sahne alırlardı. Sahipleri Metin Köroğlu, Murat Çehreli. İşletmeciler ise Tibet Özer ve medyanın yakından tanıdığı, İzmir’in meşhur playboylarından sevgili Mehmet Özöner. Mekan, mimar Ömer Alkan ile müthiş şıklık kazanmış. DJ Ufuk, Işık ve Murat dönüşümlü olarak çalıyorlar. Şef İbrahim Akçaoğlu, barmenler Bahadır, Ali Apo, serviste Ceyhan, Erhan, Bülent, Adil, İmam, Murat, Mehmet ve Fatih canavar gibi. Müşteriyi hemen avuçlarının içine alıyorlar. Müşteri kalitesi çok yüksek. Öyle elinizi, kolunuzu sallayarak giremezsiniz. Kapıda Koray, Şehmuz ve Cumhur, İstanbullu müşterileri bile yakından tanıyorlar, çünkü yaz aylarında Çeşme’deki CeCe’nin de güvenliği onlardan soruluyordu.
Saat 20.00’de başlayan müzik 04.00’e kadar sürüyor. Servis mükemmel, müzik ve atmosfer kusursuz. Rezervasyon için telefon numarası (0232) 464 96 64. Bugünlük bu kadar, İzmir gezimin devamını yarınki köşemde bulacaksınız. Daima hoş kalın, hep mutlu yaşayın.

Yazara e-mail:




MAGAZİN