Cadde KANSERE TEŞEKKÜR EDEN HASTA

KANSERE TEŞEKKÜR EDEN HASTA

06.10.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Doktoru ona kanser kelimesini ilk telaffuz ettiğinde akşamına konsere gitti. Üstelik konser boyunca aklına bir kez bile hastalığını getirmedi. Ona “Geçmiş olsun” diyenleri teselli bile etti. Kısacası Meral Tamer, kanserin neşesini kaçırmasına hiç izin vermedi

KANSERE TEŞEKKÜR EDEN HASTA

Milliyet Gazetesi yazarı Meral Tamer’in sıradışı bir hasta olduğu kesin. Tedavi sonrasında yaşadıklarını önce bir yazı dizisiyle kamuoyuyla paylaştı, şimdi de Doğan Kitap’tan çıkan ‘Aşkolsun Kanser’ adlı kitabıyla sürecin detaylarını paylaşmaya hazırlanıyor.
Kitabının girişinde “Kansere teşekkürlerimle...” diye söze başlayan Tamer, kitap yazmama inadını kırdığı ve ilk kez bu yönde heves uyandırdığı için en büyük teşekkür borcunun kansere olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Sağken büyük bir sevgiyle sarmalanma ayrıcalığına eriştim, bu sevgi yumağı beni tarif edemeyeceğim kadar mutlu etti.” Tamer, şen kahkahalarını etkilemeyi başaramayan kanserle yaşamı anlattı.

Haberin Devamı

Bundan sonraki hayatınızda kanserin yeri nedir?
Kanserin konuşulması, tartışılması ve günlük hayatımızın bir parçası haline gelmesi taraftarıyım. Zaten aktivistim. Şimdi bu yönümü kanser için kullanmak istiyorum. Diğer hastalarla bir araya gelip “Senin neren hasta?”, “Benim hastalığım şöyle” gibi konuşmalara yokum diyorum ama toplumsal olarak Türkiye çapında bir şeyler yapmaya varım.
Kanser için hala ‘amansız hastalık’ diye yazılıyor. Hakikaten kanser artık korkutucu bir şey değil. Eğer kendi çabalarımla kanserin birinci evrede yakalanmasını sağlayabilirsem dünyanın en mutlu insanlarından sayarım kendimi.

Teşhis ve tedavi süreci sizi konserlerden geri bırakmamış, bir nevi terapi olmuş sanki
Konserlere gitme tutkusu göz ameliyatlarıyla başladı. Konserler bizim hayatımızın giderek artan önemli bir parçası. Konsere gidince bütün vücudumun dinlendiğini hissediyorum. Kanseri öğrendiğim gün konsere gittim ve bir kere bile aklıma hastalık gelmedi. Ne kadar yorgun olursam olayım gayet dinlenmiş ve keyifli bir şekilde çıkıyorum.

Kanser hayatınızda neleri değiştirdi?
Öncelikle hayatımdaki tüm öncelikler değişti. Sonra evdeki yemek tarifleri ve mönüler değişti. Ayrıca kendime yeni, renkli elbiseler aldım. ‘Erken teşhis hayat kurtarır’ benim için kuru bir slogandan ibaretti. Şimdi buna çok inanıyorum. Kimse korkmasın, korkunun ecele faydası yok. Düzenli kontroller mutlaka yaptırılmalı. Özellikle büyük kentlerde yaşayanlar daha sağlıklı beslenmeye özen göstersinler. Bu işin üçte biri kendine iyi bakmak, kiloya dikkat etmekle ilgili. Hayata bardağın dolu tarafından bakmak ve kendiyle barışık olmak da çok önemli. Ben hep pembe gözlükle baktım hayata. Doktorlarım sayesinde de tedavi sürecim çok kolay geçti.

Peki size teşhis konulduğu andan şu ana kadar yakın çevrenizde kanser algısı ya da erken teşhisle ilgili neler değişti?
Bir kere arkadaşlarımın çoğu inceldi, kilo vererek zayıfladılar. Çünkü doğru beslenmeye başladılar. Gazetedeki yazı dizimi okuduktan sonra göğüslerini muayene ettirip ameliyat olan altı kişi var. Hatta birinin kitlesi ceviz büyüklüğünde saptanmış. Akciğer kanseri tespit edilen üç kişi var. Bunlar kontrollerini yaptırıp ameliyatlarını oldular.


iLK BELiRTiLERi DOMUZ GRiBi SANDIM

Kanser ortaya çıkmadan 1-2 ay önce Londra’daydım. Bir gün çok yağmur yağdı ve ıslandım, içim titredi. O gün öyle bir yorgunluk hissettim ki yere düşeceğimi sandım. Londra’dan dönünce yataktan çıkamadım. Bir ay sonra Davos dönüşü aynı halsizliği yaşadım. O gün, kanserin burnunu kaldırdığı gündür. Döndükten sonra dudaklarımda uçuklar çıkmaya başladı. O uçuklar ameliyattan sonra geçti. O dönemde domuz gribi olduğumu sandım.


DOKTORUNUN GÖZÜNDEN
“Meral Hanım gibi hastalarımızın oranı yüzde 10’un altında. Gerçekten hastalığın bu kadar erken evrede yakalanması çok büyük şans. Çünkü tamamıyla kontrol altına alabileceğimizi biliyoruz. Meral Hanım bizim her açıdan örnek bir hastamız. Bütün işlemleri dünya standartlarında yapıldı. Üstelik dünyada yeni yeni başlanan bir yöntemin Türkiye’deki ilk öncülerinden biri oldu. Meme tümörünün örneklerini ABD’ye gönderdik ve bir genetik testten geçirildi. ‘Onkotype-dx’ adlı bu genetik test, hastalığın bize tekrarlama riski konusunda ve hangi tür tedavilerden daha fazla faydalanabileceği konusunda öngörü verdi. Meral Hanım güçlü kişiliği ve azmiyle her türlü sorunun üstesinden geldi. Bu hastalıkla kavga etmek değil, onunla dost olup birlikte yaşamasını öğrenmek çok önemli.”


YARIN: MEME KANSERi GÖNÜLLÜLERi