KARAOĞLAN’LA BAYIRGÜLÜ: SETTEN GERÇEĞE

11 Ocak’ta vizyona girecek filmin başrol oyuncuları Volkan Keskin’le Müge Boz, canlandırdıkları karakterlerden çok memnun. Volkan Keskin, Kudret Sabancı’yla çalışarak hayalini gerçekleştirdiğini söylüyor. Müge Boz ise, Bayırgülü için “Bu kadar renkli bir karakteri canlandırmak çok güzeldi” diyor

Müge Boz’u ‘Şüphe’nin Meltem’i, ‘Karakol’un Nesrin’i olarak hatırlarsınız, ‘Leyla ile Mecnun’un Şirin’i olaraksa zaten unutamazsınız. İstanbul’da doğmuş, İzmir’de büyümüş, sonra Norveç’e gidip ‘İskandinav’ olmuş bir insan. Volkan Keskin, Samsun’da elektronik mühendisliği okurken, üniversitede başladığı oyunculuğa, modellik yapmak için ara vermiş. Rol aldığı ilk yapım ‘Dağlar Delisi’nde Toroslar’da yaşayan bir Yörük beyini, ardından ‘Fetih 1453’te Balaban karakterini canlandırdı. Şimdi Karaoğlan...

İkisi de karakterlerine bayılmış
Volkan Keskin: Karaoğlan için görüşmelere çağrılmadan birkaç saat önce “Şu saçlarımı artık kestireyim” diyordum. Sonra telefonum çaldı, arayan Kudret Hoca’ydı (Sabancı). İyi ki o arada kestirmemişim, yoksa rolü alamazdım. Karaoğlan’da rol aldığım için mutluyum. Kudret Hoca’mı uzun süredir tanıyordum ve onunla çalışmak hayalimdi. Geçen yıl ayağım kırılmıştı. Hiçbir iş yapamıyordum. Yolda Kudret Hoca’yla karşılaştık. Bana bu projeden söz etti ayaküstü. “Seni ararım” dedi ve aradı. Tereddütsüz kabul ettim. Tüm oyuncu arkadaşlarımla da iyi ki çalışmışım.
Müge Boz: Bayırgülü çok güçlü bir karakter. Altından kalkamayacağı hiçbir şey yok. Duruşu, tavrı var. Dobra, kafasının dikine giden bir kız. Çok sevdim. Çok oyuncu bir tip olduğu için oynamaya da müsait. Bazen saflığa yatıp bir tehlikeden kurtuluyor, bazen güçlü bir kadın gibi davranıyor. İnatçı olduğu yerler var. Soytarı gibi davrandığı zamanlar oluyor. Bu kadar renkli bir karakteri canlandırmak çok güzeldi.

Müge Boz: “Sette prenses gibi oturmadım”
Volkan Keskin: Hiç zorlanmadım çünkü antrenmanlıyım. Milli antrenör Nafiz Başaran’la, haftada iki gün boks çalışıyorum. Düzenli olarak haftada iki gün at biniyorum. Maalesef bu sporlar ülkemizde çok fazla kişiye ulaşamıyor. At binmek ata sporumuz ama insanların yapabilmesi için yeterli tesis yok. Salon sporlarını sevmiyorum. Tenis, koşu, yüzme favorim. Açık havada olmak iyi geliyor.
Müge Boz: Çok ter döktüm. Biraz abarttım galiba... Karakteri oluştururken günlerce kadınların dövüştüğü filmleri izledim. Durdurup aynı hareketleri yaparak çalıştım. Sete geldim, dövüşüyorum. Kudret Hoca çekimi kesti, yanıma gelip “Müge ne yapıyorsun? Bayırgülü bu kadar iyi dövüşemez. Lütfen biraz kötü dövüşür müsün?” dedi. Boşuna çalışmışım o kadar. Onca erkek içinde tek kadın olmak zordu. Onlar ne kadar koşuyorsa ben de koştum. Onlar ne kadar dövüştüyse ben de dövüştüm. Ne kadar bağırdılarsa ben de bağırdım. Sette prenses gibi oturmadım yani.

Volkan Keskin: “KENDiMi KARTAL TiBET’LE KIYASLAYAMAM”

Kartal Tibet’li ‘Karaoğlan/Altay’dan Gelen Yiğit’ filmini çok severdim. Kartal Tibet’le kendimi kıyaslayamam. Bu çok komik olur. Biri yolun başında, biri üstat iki oyuncu. Biz Kartal Tibet’i, Cüneyt Arkın’ı izleyerek büyüdük. Her şeyi onlardan öğrendik. 1960’larda Kartal Tibet’in yaptığını ben şimdi yapmaya çalışıyorum. 2040’ta da başka biri yapacak.

Müge Boz: “HAYATI AKIŞINA BIRAKIRIM”

Her dakika arayan, mesaj atan erkek çok can sıkıcı. Kadın da öyle tabii. Bence insanlar karşı tarafa baskı yaparken aslında kendilerine olan güvensizliklerini gösteriyorlar. Ben kendime güveniyorsam, ilişkimden eminsem asla kuruntu yapmam. Adam aramıyorsa bir bildiği vardır, telefon açıp da “Sen beni neden aramıyorsun?” diye sormam. Tabii insan aşık olunca mantıklı olamıyor, anlıyorum. Ben de o zamanlar aramazsa üzülürüm ama hesap sormam. Hayatta her şey için prensibimdir zaten, akışına bırakırım.