Cadde KİTAP DA SATTIM BESTE DE YAPTIM

KİTAP DA SATTIM BESTE DE YAPTIM

23.02.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sahneyi bıraktıktan sonra babamın serveti nedeniyle prensesler gibi yaşadım ama o vefat edip para da tükenince saltanat bitti. Ansiklopedi satmaya başladım.

KİTAP DA SATTIM BESTE DE YAPTIM

Akkaya kadar keyif alırsınız inşallah. Bana göre Deli Saraylı. 25 yıllık arkadaşım, beste fabrikatörü, şarkılara hayat katan kadın; Şehrazat. Yakınlarının deyimiyle Şehro. Bu bayram gününde farklı bir köşede buluşalım istedim. Şehrazat ile yaptığım tatlı sohbeti aktarmadan önce tüm okuyucularımın, arkadaşlarımın ve yakınlarımın bayramını kutluyorum. Herkese ayrı mesaj çekip, e-mail atamadığım için üzgünüm, çünkü vaktim yok. Sohbetten siz de benim ve bu tarz röportajlarda fotoğrafçılığımı amatörce yapan sırdaşım İsmail ŞD-Evet Şehro, biraz geçmişten söz edelim. İşadamı ve Galatasarayın eski başkanı olan aile dostumuz Selahattin Beyazıtın plak şirketi vardı. Hümeyra ile ben ilk 45liklerimizi yapıp piyasaya sürdük. Şarkılarımın sözünü yine aile dostumuz olan Ümit Yaşar Oğuzcan yazdı. Bir tanesinin adı Kolkolaydı. Dalidanın şarkısıydı. Ş-Ne günlerdi onlar. Seninle İzmirde, çocuk yaşta tanıştık. Ne mutlu ki sen kariyerinde starsın, ben de mesleğimde bir yerlere gelmiş insanım. Bu çok hoş, çünkü çocuklukta böyle hayallerimiz yoktu. Sen de biliyorsun, varlıklı bir ailenin kızıydım. İlkokuldan sonra Beyruta okumaya gittim. Dünyanın en iyi okullarından birine yazıldım. 1970de döndüm. Annem, devrin en büyük caz sanatçısı Sevinç Tevsdi. Mükemmel İngilizce biliyordum, sesim de iyiydi. ŞD-O dönemde kimler vardı? Ajda patlamıştı. Modern Folk Üçlüsü, Fikret Kızılok, Barış Manço vardı. Biz o jenerasyonun ufaklarıydık. Türkiyede değil, dünyada İngilizce şarkılar söyleyerek şöhret olmak istiyordum. Çünkü Türkiyede annem Sevinç Tevs ve ülkemizin ilk madencilerinden olan babam Kemali Bey sayesinde zaten şöhrettim. Ş-Hümeyra çok meşhurdu. ŞD-Ama o zaman sahneye çıktın. O zamanlar benim seyircim Belma Simavi, Kadirbeyoğulları, Haslardı. Sosyetede kim var, kim yoksa beni izlemeye gelirdi. Ş-Rahmetli Kazım Şahin kandırdı. İstanbulun en şık gece kulübü Playboyda çıkmaya başladım. İngilizce repertuvarla. Ardından da Galaya, Behlülün yerine geçtim. 75de çıktığım sahneyi 87de bıraktım. Çünkü içim almıyordu. bestecilik yönüne gelelim. ŞD-Peki Şehrazat, arada Şenayım, ben kimse için beste yapmam. Kendim için yaparım. İlham geldiğinde melodisiyle, sözüyle teybe geçerim. Aranjör aranje eder. Şuna, buna beste yapayım demem. Sipariş üzerine de çalışmam. Günde 5 tane de çıkar, 5 ayda hiç çıkmayabilir de. Herkesin sesini bildiğim için uygun şarkılar öneriyorum. Kendi sesim çok geniş olduğu için dar alanlı besteler yapmıyorum. Allahtan pop alaturkaları yaptım da çok kişi ekmek yedi. Yaklaşık 15 yılda toplam 800 esere imza attım. Ş-Bu Cenab-ı Allahın bana lütfu. Sahneyi bıraktıktan sonra babamın serveti nedeniyle prensesler gibi yaşadım ama o vefat edip para da tükenince saltanat bitti. Ansiklopedi satmaya başladım. Askeriyeyi bile dolaştım. Birden ilham geldi. Bu ŞD-Bugüne değin kimlere beste verdin? Bu besteler sayesinde şöhrete erişenler kimler? Ş-İlk satışım 89 yılında Sezen Aksunun prodüktörlüğünü yaptığı Aşkın Nur Yenginin albüme de ad olan Sevgiliye adlı şarkımdı. Çok iyi bir tiraj oldu. İkincisi, Ajda Pekkana verdiğim Yaz Yaz Bir Kenara Yaz oldu. Şarkı patladı. Sonra Zerrin Özer... Sevmedin Desen Yalan Olur yıktı geçti. Emel Müftüoğluna Faka Bastın, Aşkın Nur Yenginin ikinci albümüne Hesap Ver... Kaset 1 milyon 850 bin sattı. Şarkımı kapak yaptılar, klasik oldu. Yonca Evcimikin albümüne Cesaretim Yoku yaptım. Ayşegül Aldinçle çalıştım. Ferda Anıl Yarkına Beni Tanımayı verdim. Gönül Abla (Yazar) da okudu o şarkıyı. Bülent Ersoy, Nil Burak, bütün popçular okudu. Demet Sağıroğlunun kaseti Kınalı Bebek ilk prodüksiyonumdu. Sonra Af Grubu geldi, patladı. ŞD-AFdan Asrınla aşk yaşadın. Ş-1995te başladı, 1996da bitti. 1996dan beri hiçbir birlikteliğim olmadı. ŞD-Şehrazat sen de benim gibi uçuk, kaçıksın. Senden beste isteyen şirketler ya da sanatçılar çok kapris yaptığını söylüyorlar. Doğru mu? Hiç kavga ettiğin isimler oldu mu? Neden? 8 Türk kahvesinin ardından Ercanın da benim de içime sinen sözler çıktı. Ş-Doğru. Kapris değil, işime duyduğum saygı. En sinir olduğum şey ağızdan çıkan sözlerin tutulmaması. Bir de seçiciyim ama aç kalacak da değilim. Sesi olan da olmayan da ün yaptı. Memlekette 10 tane şarkıcı kaldı. Sadece bunlara şarkı verirsem aç kalırım. Hatır koyanlar, dost koyanlar olur. Ama arada beste alıp da beni üzenler oldu. Örneğin Seren Serengile, iki süper şarkı verdim, heba oldu. Biri İtiraf Et, diğeri Dünya Ahret Arkadaşım Ol. Bir de stüdyoda şarkılarım okunurken çok karışırım. Bazen iyi oluyor, bazen kötü. Mesela Zerrine öyle güzel elektrik verdim ki Kıyamamı bir girişte okudu, bitirdi. Şu an çok popüler olan Kenan Doğulunun Kime Nesi de öyle. Buna karşın çok sevdiğim, içime sokacağım gelen insan Gülben Ergendir. Ona verdiğim Kim Ne Derse Desin şarkısını tek başına okudu, çöpe attım. Tekrar okudu. Yine sevgili Ercan Saatçi, Gülbene Kurşuniyi yapmış, sözleri benden istedi. Ben besteciyim ama Ercanı ve Gülbeni kırmamak adına sarıldım kaleme. Evde Gülben. Ne çalıştırdım ama Gülbeni. Kadın var, kahveleri Gülbene yaptırıyorum. ad olan besten Su Gibiyi anlatsana? ŞD-Sezen Aksu kan kardeşin. İlk ben yazmıştım, yeni albümüne 1993de yaptığım bir beste. Ekranda Türkan Şorayı seyrediyordum. Eski İstanbulu gördüm. Boğaz, çocukluğum geldi aklıma. "Su gibi aktı yıllar/ Deryada bir damla kadar/ Daha dün yaşananlar hem yakın hem uzaktalar" sözleri çıktı. Sezenin albümünün adı da Su Gibi olacak. Diyorum ya, bestelerim beni anlatıyor. Benim hayat hikayem olduğu ve kendimden de kesit olduğu için çok örtüştü Sezenle. Çok keyiflendim. Ş-Su Gibi ŞD-Bestelerle ilgili anıların var mı? Ben de hiçbir yere ekmek teknem, yani teybim olmadan gitmem. O uzun yolda Kıyamamın bestesi çıktı ama sözler yok. Birkaç ay sonra Zerrinin evinde, yönetmen Ayşe Ersayın ile oturuyoruz, birden aklıma sözler geldi. Ayşeye "Al eline kağıt, kalem" dedim. Ben söyledim, o yazdı. Asla izahı, kimyası yok bu besteciliğin. Ş-Zerrinin (Özer) Kıyamamını unutamam. Yalıköye gidiyoruz. Mustafa Oğuzun evine davetliyiz. O zaman Sezuşun hayatında Ahmet (Utlu) var. Ahmet arabayı kullanıyor, Sezen önde uyuyor. Gülle ben de arkada oturuyoruz. ŞD-Bir de Nükhetin (Duru) Sürgün şarkısı var. Bunun da bestelenmesi ilginçti, bana anlatmıştın. Ya sen beni vur değsin öldüğüme/ Ya da ben beni alıp gideyim sürgüne"... Müthiş yorumladı Nükhet Duru onu. Ş-En sevdiğim yorumculardan biridir Nükhet. 1993ün yaz gecesi... Bebekte, evdeyim. Ev koya bakıyor. Koyda Kayahanın teknesi. Ben Boğaz, deniz göremezsem yaşayamam. Saat 03.00, uyuyamadım. Kafamda müzikler çalmaya başladı. Ekmek teknesi de elimde. Gazeteden okumuşum, Kayahan sarı şekerinden boşanıyormuş. Neyse, kağıt kalemi de aldım. Bir söz girmem lazım, melodi başladı. İlk sözü bulmak çok zor. İstanbul uyuyor, Kayahan marinadan çıkıyor. Kendi kendime dedim ki; "Adamcağızın bir sıkıntısı var". Sürgünün sözleri dökülmeye başladı. "Kır dümeni acılarımın üstüne /Çek ayrılığın sürmesini gözüme/ ŞD-Peki aşk olmadan nasıl çıkıyor bunca beste. Sence aşk var mıdır? Nil Burak okumuştu. Dünya aşk üzerine dönüyor. Arkadaşına, doğaya, zamanın içinde karşı cinsine duyduğun sevgi. Asla cinsel kimlikle ilgili bir olay değil. Aşk kategorize edilmez. Ş-Ben sana aşkın ne olduğunu anlatacağım. "Aşkın binbir yüzünü gördüm / Binbir tadını tattım /Aradım taradım yazdım / Dengi bir sıfat bulamadım / Derken adını taktım onu da çöpe attım /Aşk and olsun ki ben sana layık olamadım / Aşk bence sıfat. Aşkı dibine kadar yaşadım / Aşkın kitabını da yazdım". Bunu ilk en iyi yorumcuları kimler? ŞD-Sana göre Türkiyenin Ş-Sertab Erener, Zerrin Özer, Nükhet Duru, Aşkın Nur Yengi, Nilüfer. İbrahim Tatlıses, Bülent Ersoy. Onların hepsine beste verdim ve yorumları ile beni mest ettiler. Ha, bir de Gülben Allah için benim eserlerimi iyi okuyor. Beste veremediğim için içimde ukte olan tek bir isim var; Kibariye. Allah müthiş bir gırtlak vermiş kadına. ŞD-Bu alemde dost var mı? Ş-Çok az. Benim dostlarımı sorarsan Sezen Aksu, Nilüfer ve kardeşim gibi olan Gülben Ergen geliyor aklıma. ŞD-Rakibin var mı? Örneğin Sezen Aksu, Aysel Gürel, Nazan Öncel hakkında ne düşünüyorsun? Müzik Ödüllerine diktim. Ş-Şenayım, yarışım hep kendimle. Ölmeden evvel gözümü Grammy ŞD-Beste vermek istediğin star var mı? ile bağlantılar devam ediyor. Mariah Carey, Anita Franklin... Ya da benim şarkımla sıfırdan başlayan biriyle Grammye gideceğim. Ş-Whitney Houston. Zaten Houston çapında bir star mı? ŞD-Tarkan hakkında neler düşünüyorsun? Sence dünya Ş-Beğeniyor ve destekliyorum. Dünya çapında olmak, 7 kıtada tanınmak demek. Tarkan bügüne kadar hiçbir Türkün yapamadığını yaptı. Amerikada bir şirket onu alır ve oranın kurallarına göre albüm yaparsa olur. Ses olarak, karizma olarak dünyaya yetecek bir çocuk. Şehrazatın erkek kardeşi Şefik-Füsun Söylemezoğlunun düğününde yakın dostları Gülben Ergen ve Neşe Demirkat ŞD-Kıl Oldum ve Hüp gibi şarkılar yapar mıydın? Ş-Yapmadım. Kıl Oldum çıktığı zaman basın saldırdı. Çocuk bunu kafasından uydurmadı ki, halkın bir deyimi. Hüp de şeker bir şarkı. Alimallah, Bir Kere Versen Ne Olur Yani, Kızancıklar, gibi benim de böyle zirzop şarkılarım var ama sakladık, çok hissedilmedi. hangi bestecileri beğeniyorsun? ŞD-Türk Sanat Müziği ve popta Ş-Amca, yani İlhan Şeşen, Sezen, Kayahan çok iyi. Onur Mete var. Müziğe ara verdi, yine patlayacak. Ercan Saatçi, Nilüfer. Kaç sene önce Nilüfer söz yazdı. Müslüm de, çok güzel okudu. Yine ne varsa bizim jenerasyonda var. Olmadı Yarı beğeniyorum. Gökselin Depresyondayım şarkısını da seviyorum. Emre Altuğ, Yaşar, Altan Çetinin besteleri de fena değil. fena oluyor. Şehrazat, Amerikan filmlerinden sonra en çok tutulan, Güngör Bayrak ile Fikret Hakanın oynadığı Türk filmi Toprağı Teri ile film müziği de yapmış. Son olarak da Hülya Avşar ve Kenan Işıkın oynadığı Yeşil Işıkın müziğinin sözlerini de yazmış. Günün her saatinde şık olmayı seven Şehrazat ayakkabı delisi. Hafif tırlak olduğunu kabul ediyor. Bir gün, bir yaz sabahı, evini terkedip Sezen Aksuya yerleşmiş. 40 derece sıcaklıkta kimse Şehrazatı denize sokamamış. Ama bir gece yarısı elbiseleriyle suya atlayınca ve suyun yüzüne çıkmayınca Sezenin tansiyonu yükselmiş, denizde projektörlerle aramaya başlamışlar. Şehronun sayısız anıları var şöhretlerle. İşte bunlardan bir kaçı Şehronun ağzından: Mirkelamı dünya çapında bir şarkıcı olarak gören Şehrazat, şu günlerde yoğun bir koşturma içinde. Sanat dünyasından iki insana kırgın; İbrahim Tatlıses ve Sibel Can. Sadece isimlerini vermekle yetiniyor ve "Onlar hatalarını bilirler" diyor. Kınalı Bebek adlı şarkıda iki merhum dostunu, modacı Halil Kadirbeyoğlu ve müzisyen Uzay Heparıyı hatırladığı için dinlerken Zeki Mürenin bir eserimi okumasını çok isterdim. Antalyada tatildeyiz. Zeki Beyin yanında güneşleniyorum. Bir ara havuza gitmek için kalktım, rahmetli arkamdan "Maşallah, Paşabahçe vazosu gibi kadın" dedi. Kıyameti kopardım. Meğer Paşa bana iltifat etmiş. Bir başka anım da Aja Pekkan ile ilgili. Deprem zamanı. Ajdanın evindeyiz. Hafif hafif sallanıyoruz, ben korkuyorum ama Ajdanın umrunda değil. Televizyondan altyazı geçiyor, herkesin evlerini terk etmesi isteniyor. Ajdada hareket yok. Deli gibi çıktım sokağa, kendimi evime attım. Evimde, personelimle birlikte öleyim diye. İşte böyle tuhaf bir kadınım. Tekrar iyi bayramlar efendim... Aslında Şehro ile daha çok şeyler paylaştık ama yerimizin darlığından ancak bu kadarını sığdırabildim. Yazara e-mail: sdudek@simge.com.tr