Cadde KORUDAN VAZGEÇMiYOR

KORUDAN VAZGEÇMiYOR

02.08.2013 - 20:15 | Son Güncellenme:

Eşi Mehmet Ali Ilıcak’la Beykoz Konakları’nda bir villada oturan Meyra, “Burası şehre yakın olmasına rağmen uzakta yaşıyormuş hissi veriyor. Oğlum büyürken doğayla iç içe olması hoşuma gidiyor” diyor

KORUDAN VAZGEÇMiYOR

Meyra ve Mehmet Ali Ilıcak çiftinin 2.5 yıl önce taşındığı Beykoz Konakları’ndaki evi, oğulları Kemal’in geçen yıl aralarına katılmasıyla daha bir şenlenmiş gözüküyor. “Bundan önce yine bu koruda bir evde oturuyorduk. Burası şehre yakın mesafede olmasına rağmen, şehirden uzakta yaşıyormuş hissi veren bir yer. O yüzden vazgeçemiyor olabiliriz buralardan. Ayrıca oğlum büyürken doğayla iç içe olması da hoşuma gidiyor” diye söze başlıyor bahçede Kemal’e sabah kahvaltısını keyifle yaptırırken. Hayatındaki en güzel olayın oğlunun doğumu olduğunu söylüyor sonra da. “Varlığı hepimiz için en büyük mutluluk sebebi ve her şeyden önce o gelir oldu artık. Onu büyütürken farkında olmadan kendimi de büyüttüğümü ve eğittiğimi hissediyorum. Artık daha çok şükreden ve daha çok sabreden biriyim kesinlikle” diye anlatmayı sürdürüyor.
17 yıldır müzik sektörünün içinde yer alan sanatçı, “Son Liman” adlı single’ını çıkarmıştı en son. Bu sonbahar da ünlü tenor Alessandro Safina ile bir düete imza atmaya hazırlanıyor.

Haberin Devamı

Organik tarım yapıyor
Mis gibi kokan ıhlamur ağaçlarıyla çevrili üç katlı bu villa, 320 m2’den oluşuyor. Geniş bahçesinin bir bölümünü meraklı olduğu organik tarım için ayırmış sanatçı. Evde her şey mevsiminde ve taze tüketiliyor. Evin ana girişinde misafir tuvaleti, banyolu bir ebeveyn odası ve çalışma odası yer alıyor. Üst kat Kemal’in yatak odası ve oyun odası olarak tasarlanmış. Bahçe katında mutfak, salon, misafir ve yardımcı odaları var. Eve taşınılmadan önce içinde bir takım yenilikler ve tadilatlar yapılmış. Örneğin salon duvarlarının bir kısmı açık bej, geri kalanıysa ortama sıcaklık katması için duvar kağıdıyla renklendirilmiş. İçinde çağdaş Türk ressamlarının yer aldığı en sevdiği tabloları da salona asmış. Yemek bölümünün zemininiyse sevdiği malzeme olan mermerle kaplatmış Meyra. “Yerde sadece ahşap görmek bazen boğucu olabiliyor benim için” diyor.
Eşinin ve kendi ailesinden hediye antika parçalara özel yapım mobilyalar eşlik ediyor. Salonun oturma kısmındaki renkli camları, zamanında antikacılardan teker teker toplayarak, pirinç bir düzenek üzerine lamba olarak uygulatmış. Yemek bölümündeki eski dikiş makinasının üzerini mozaikle kaplatıp dresuar olarak kullanmak yine onun fikriymiş. Provans ve country tarzı da kendine yakın buluyor. Yazın bahçede, kışın daha çok üst kattaki çalışma odasında vakit geçiriyorlar. “Evde çok sık misafir ağırlamayı severiz. Evin her köşesinin kullanışlı olması önemliydi bizim için” diye belirtiyor. Yemek yapmaya pek meraklı olmadığını ama iş başa düşünce yüzünü kara çıkartmayacağını söylüyor. İstanbul’dan önce eşiyle beş yıl yaşadığı Miami’de yemekleri hep o yaparmış.